Ağaoğlu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) banka ve kredi kartları ile bankaların kredi işlemlerine ilişkin yönetmeliklerde değişiklik yapılması hakkındaki taslak konusunda AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapılacak düzenlemeyle kredi kartlarında taksit ortalamasının 9 ayla sınırlanacağını anımsattı.
Bunun çok geç kalmış bir düzenleme olduğunu, aniden uygulamaya konmasıyla tüketicilerin ciddi "şok" yaşayacağını belirten Ağaoğlu, "Çünkü bankaların yasalara aykırı olarak kredi kartlarına tanıdıkları yüksek limit ve taksitlendirme imkanı nedeniyle vatandaşların küçümsenmeyecek bir bölümü hayat tarzlarını ve standartlarını buna göre kurdular" diye konuştu.
Ağaoğlu, vatandaşın olmayan paranın konforunu yaşamaya alıştığını, hayatını bu şekilde sürdürmeye programladığını vurgulayarak, "En temel ihtiyaçlarından olan gıda, sağlık, enerji, eğitim gibi giderlerini de kredi kartlarından sağlanan imkanlarla ödeyen vatandaşlar, kredi kartında taksit sınırlamasının aniden devreye girmesiyle ciddi anlamda ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya kalabilecekler ve yaşantıları büyük ölçüde olumsuz yönde değişime uğrayacaktır" ifadesini kullandı.
Düzenlemenin perakende sektöründe durgunluğa neden olacağını savunan Ağaoğlu, istihdamda olumsuz gelişmelerin olabileceğine dikkati çekti.
Ağaoğlu, otomobil satışlarında getirilecek 50 bin liraya kadar yüzde 30 öz kaynak, en fazla yüzde 70 kredi, 50 bin liranın üzerindeki alımlarda ise yüzde 50 öz kaynak ve yüzde 50 kredi düzenlemesinin çok yerinde bir karar olduğunu anlatarak, "Çünkü görüyoruz ki cebinde 10 bin lirası olmayan 150 bin liralık lüks otomobillere binmekte, borç içinde yüzerken olmayan paranın konforunu yaşamaktadırlar" dedi.
Bankaların, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun gerçek kişilerin kredi kartlarına tanınacak limitin tüm kartlar için kişinin gelirinin 4 katını aşamayacağı hükmüne uymadığını ifade eden Ağaoğlu, şunları kaydetti:
"BDDK da buna müdahale etmemiştir. Dolayısıyla yaşam standardını buna göre düzenlemiş olan kişiler aniden yapılacak düzenlemeden ötürü zorda kalacaklar ve belki de çarklarını döndüremeyeceklerdir. Sonuç olarak, bankaların kural tanımazlığı yüzünden yüksek limitlerle bütçesini aşan harcamalar yapmış tüketicilerin bir anda kısıtlamalarla karşılaşması sıkıntı oluşturacak. Böylelikle bankaların kural tanımazlığını, BDDK'nın da buna seyirci kalmasının bedelini tüketici ödemiş olacaktır.
Bu uygulama, mutlaka bir süreç içinde konunun taraflarının da görüşü alınarak hayata geçirilmelidir. Aksi halde aslında ödeme aracı olduğu halde kredi kartının yerini farklı unsurlar dolduracak, muhtemelen senet ve vadeli çek uygulaması artarak boşluğu kapatacaktır."
