İlki 1996'da organize edilen, geçen hafta sonu da 7.'si gerçekleştirilen "Dünya Türk Girişimcileri Kurultayı"nda yeni bir dönem başlıyor. Merhum Sakıp Sabancı'nın öncülüğünde düzenlenen ve popülerlik açısından zirve yapan 3 kurultayın ardından devreye giren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, DEİK ve DTM'nin desteğiyle organizasyonu düşüş trendinden çıkarıp yeni bir noktaya taşıyor.
Başladığından beri sürekli gelişen ve yeni bir sürece giren kurultayda model kargaşasının yaşandığı dikkat çekiyor. 19 Mart'ta yapılan tanıtım toplantısında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Hindistan ve İsrail gibi ülkelerin hepsi, kendi sınırları dışında yaşayan diasporalarını, Anavatan'da toplayarak bir eşgüdüm oluşturmaya çalışıyorlar" diyerek İsrail'in kurulmasına kaynaklık eden 'Siyonizm'in modellenebileceğine atıfta bulunmuştu. 10 Nisan'daki açılışta ise sık sık Ermenilerle birlikte kullanılan 'Diaspora'yı hatırlatarak, 'Türk Diasporası' kavramını kullanmış ve "Biz onlar gibi siyasal değil, sadece ekonomi odaklı olacağız" diye konuşmuştu. Bunlar da bize 'Model' konusunda bir kafa karışıklığı yaşandığını gösteriyor. Oysa 'Tarih yapan millet' olarak modelimizi kendi tarihimizden alabilirdik. 'Ahilik' bu konuda akla ilk gelen modelimizdir.
Ahilik, Anadolu'nun yurt edinilmesinde ve medeniyetimizin geniş bir coğrafyaya yayılmasında önemli bir faktördür. Dünyanın da tüm insanlığa güvenli ve huzurlu yurt edinilmesinde etkili olabilir. 'Vahşi kapitalizm'in sorgulandığı şu anda, sosyal ve kültürel değerlerle zenginleştirilmiş bir 'Değerli Kapital'izm hareketi olarak gündeme yeniden gelmesi faydalı olacaktır. Hisarcıklı oğlu'nun 'Sadece ekonomi odaklı olma' vurgusu, Canan Barlas'ın "Eğreti Burjuvazi" kitabında da vurguladığı gibi esasında eksik bir tanımlama. Burjuvazinin ekonominin ötesinde bir kültürü ve misyonu olduğunu vurgulayan Barlas, Türkiye burjuvazisini bu açıdan noksan olarak tanımlıyordu. Gerçi 'Tam burjuva' da bizi kesmez ya...
Türk girişimcisi sadece ekonomi odaklı kalamaz. Çünkü şu yaşanılan global kriz de sadece ekonomi odaklı burjuvanın sınır tanımaz kâr hırsından dolayı değil mi? Ekonomik olduğu kadar ekolojik bir krizin de yaşandığı dünyada insanın insanla ve çevreyle ilişkilerini yeniden düzenleyecek yeni bir vizyon oluşturulabilir. 'Tabii olan' değil de 'Tarih yapan' olmak istiyorsak yeni gündemimiz bütünleşik özgün model olmalı.
