|

TÜSİAD, ABD'de 'forum' açacak 

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve ABD'deki düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü başkent Washington'da TÜSİAD-ABD-Türkiye Forum'unu kuracak.

Aa
00:00 - 26/10/2011 الأربعاء
Güncelleme: 11:07 - 26/10/2011 الأربعاء
Yeni Şafak
TÜSİAD, ABD'de 'forum' açacak 
TÜSİAD, ABD'de 'forum' açacak 

TÜSİAD ile düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü arasında Washington'da anlaşma imzalandı. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ile enstitü başkanı Strobe Talbott arasında imzalanan anlaşmaya göre, iki kurumun işbirliğiyle Brooking Enstitüsü'nün Türkiye Projesi'nin bünyesinde başkentte TÜSİAD-ABD-Türkiye Forumu (TUSİAD-US-Turkish Forum) açılacak. Forum, toplantı, yayımlar ile yıllık konferanslar gibi faaliyetlerde bulunacak. Bunun yanında, enstitüde TÜSİAD kıdemli uzman kadrosu oluşturulacak. 

İmza töreni sonrasında, enstitüde düzenlenen konferansın açılışını yapan Talbott, Van'daki deprem dolayısıyla duydukları derin üzüntüyü dile getirdi. 

TUSİAD ile vardıkları anlaşma sonucunda, kurumun kıdemli uzmanlarından yararlanma imkanı bulacaklarını belirten Talbott, gelecek yıl da TUSİAD-ABD-Türkiye Forumu'nu başlatacaklarını kaydetti. 

Konuşmasına, terör örgütü PKK'nın son saldırılarından bahsederek başlayan TÜSİAD Başkanı Boyner de, 'Bu tesadüf mü bilmiyorum ama saldırının zamanlaması ilginçti. Tam da Türkiye'nin yeni anayasayı gündeme aldığı gün bu saldırı düzenlendi. Bu bize PKK'nın Kürt sorununun demokratik yollardan çözümü konusunda ne kadar hoşgörüsüz olduğunu gösterdi' dedi.

Boyner, Van depremine değinerek, 'Deprem bize ulus olarak sorunlarımızı zamana yaymamamız ve ertelemememiz gerektiğini gösterdi. Duyduğumuz üzüntü, bize, tüm bu sorunların çözülüp Türkiye'nin önünü açmak için daha fazla şeyler yapmamız gerektiğini ortaya koydu. Tüm bu sorunların çözümünde belki de halkla daha fazla iletişime geçmeye ihtiyacımız var' diye konuştu.

1999 yılındaki Gölcük ve Düzce depremlerini de hatırlatan Boyner, Van'da yaşananların, Türkiye'nin depremler konusunda yapılması gerekenleri tam olarak yapmadığını gösterdiğini söyledi. Boyner, 'Bu durumdan ders çıkarılacağını umuyorum' ifadesini kullandı.


'SAĞLIKLI BİR FİNANSAL SEKTÖRE SAHİBİZ'

Öte yandan, Avrupa'nın Türkiye'nin büyük bir ticari partneri olduğunu belirten Boyner, Avrupa'daki ekonomik sorunları yakından izlediklerini söyledi.

Boyner, Türkiye'nin krizlerden birçok deneyim çıkardığını ifade ederek, özellikle 2001'deki krizin birçok yapısal reform ve dönüşümün yolunu açtığını ve bugün Avrupa'nın karşılaştığı birçok sorunu o dönem ele almalarını sağladığını kaydetti.

Türkiye'nin dünyanın 16. büyük ekonomisi olduğunu ve kişi başına düşen milli gelirin ikiye katlandığını hatırlatan Boyner, özelleştirmelerin ekonomik hayata çok şey kattığını kaydetti.

Boyner, mali istikrarın büyük bir çıpa vazifesi gördüğünü ve güçlü durmalarını sağladığını ifade ederek, reform sürecinden sonra Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ve finansal sektör ile bankaların sağlıklı olmasıyla, Türkiye'nin rekabet halindeki diğer yükselen piyasalardan ayrıldığını anlattı. 


'TÜRKİYE CARİ İŞLEM AÇIĞINA ODAKLANMALI'

Ancak Boyner, Türkiye'nin gelecek yıl ve önümüzdeki yıllarda önemli bir sorun haline gelen cari işlem açığına odaklanması gerektiğini söyledi. Cari işlem açığının GSMH'nın yaklaşık yüzde 9'una ulaştığını anımsatan Boyner, bunun ülkede daha fazla değer yaratma ve daha fazla doğrudan yatırım çekme gereksinimini ortaya koyduğunu kaydetti. 

Boyner, 'Bu, hem mikro hem de makro alanlarda yeni tedbirlere başvurulmasını gerektiriyor. Mali istikrar tedbirlerine devam etmeliyiz. Dalgalı döviz kuru, Türkiye'deki makro güveni bir ölçüde muhafaza eden büyük bir unsur. İlerleyen günlerde önemli olacak konu, Türkiye'nin yatırım ortamını daha iyi hale getirmek ve istihdam yaratma için mikro ve makro reform ajandası olacak' dedi. 


'DOĞRU YOLDAYIZ'

Türkiye'deki demokratikleşme sürecinin önemine de dikkat çeken Boyner, şu anda TBMM'nin ülkenin yüzde 95'ini temsil ettiğini, bunun da Türkiye'nin ihtiyacı olan anayasanın hazırlanması için iyi bir fırsat yarattığını kaydetti.

Boyner, anayasanın yenilenmeye ihtiyacı olduğunu belirterek, bu noktada birkaç konunun önemli olduğunu söyledi. 

Ümit Boyner, 'Bunlar, hukukun üstünlüğünün sağlam temeli, bireysel hak ve özgürlüklerin korunması, inanç ve kimlik özgürlüğü, yargının bağımsızlığı ve güçler ayrılığı. Bunlar, yıllar içinde toplumda ayrışmalara yol açmış konular' dedi. 

'Ülkedeki demokratik ortamın geliştirilmesi açısından yeni anayasa yazımında tüm partilerin birlikte hareket etmesinin bir ilaç vazifesi gördüğünü' belirten Boyner, 'Doğru yolda olduğumuzu söylemeliyim. İlerisi için daha kurumlaşmış, daha çoğulcu ve katılımcı bir demokrasiye ihtiyacımız var. Bunu ancak yeni anayasa yazım süreciyle yapabiliriz' dedi. 

Türkiye-ABD ilişkilerinin de özellikle son zamanlarda çok iyiye gittiğini belirten Boyner, Brookings Enstitüsü ile yapılan anlaşmayla da Türkiye'nin dünyada taşıdığı rolün daha iyi anlatılmasına olanak sağlanmış olacağını ifade etti.

Boyner, bir soru üzerine, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde AB'nin Kıbrıs sorununa dayanarak bazı müzakere konu başlıklarını durdurmasının hukuki olabileceğini ama etik olmadığını söyledi. 

Boyner, başka bir soru üzerine, iki ülke arasındaki sorunlara rağmen İsrail ile Türkiye arasındaki ticaretin devam ettiğini ve arttığını ifade etti.

Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi Soli Özel de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bölgedeki birbirinden farklı ve zıt birçok aktörle görüşebildiğine dikkati çekerek, 'Bunu sağlayan, bu önemi getiren, Türkiye'nin böyle bir rolü oynamasını sağlayan ise bence ABD'nin fiyaskosu' dedi. Özel, Türkiye ile ABD arasındaki diyaloğun ulaştığı düzeye dikkati çekerek, yıllardır bu iki ülke arasında bu dönemdeki kadar 'harika ve etkileyici' bir ilişki görmediğini kaydetti. 

Özel, bir soru üzerine, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki Kürtleri rejime karşı gelmemeleri konusunda uyardığını hatırlatarak, bu durumun Suriye'deki rejim ile PKK arasında deklare edilmemiş bir uzlaşı olduğu izlenimi verdiğini söyledi. 


٪d سنوات قبل