Kayseri Ticaret Odası (KTO) tarafından düzenlenen “Bireysel Emeklilik Semineri”nde konuşan Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Kerem Özdağ, bireysel emekliliğin tasarruf seviyesinin artması için gerekli olduğunu, bu arttıkça emeklilerin çalışma hayatlarındaki refah seviyesinin de yükselebileceğini dile getirdi. Özdağ, “Çünkü emeklilik gelirleri yeterli değil. Bu aynı zamanda genç işsiz sayısını da ortaya çıkarıyor” dedi.
Türkiye'nin, emekli gelirinde alt sıralarda yer aldığını anlatan Özdağ, bu durumun, emeklilerin ek gelire ihtiyaç duyduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Türkiye'de emeklilerin yüzde 30'unun çalıştığını belirten Özdağ, şöyle konuştu: “Çünkü emeklilik gelirleri yeterli değil. Bu aynı zamanda genç işsiz sayısını da ortaya çıkarıyor. Bireysel Emeklilik Sistemi'nin (BES) Sosyal Güvenlik Sistemine yapacağı katkıyla emeklilerin refah seviyesinin düşmemesini hedefliyoruz” diye konuştu.
BES'in 2003 yılında hayata geçtiğini hatırlatan Özdağ sözlerine şöyle devam etti: “Çok hızlı bir büyümeyle 6,5 milyon kişiye ulaştı. 2013 yılında devlet katkısı teşvikinin yürürlüğe girmesiyle büyüme kazandı. 2017 yılında da otomatik katılımla bir ivme daha kazanması amaçlanıyor. 2010 yılında 2,3 milyonken şu anda 6,5 milyon kişiye ulaştı. Fonlara bakarsak 59 milyar liralık bir emeklilik fonu büyüklüğü var ülkemizde. Bunun 7 milyar lirası devlet katkısı fonlarından oluşuyor, 52 milyar lirası ise katılımcıların ödediği katkı payı. Fon büyüklüğünde de düzenli bir büyüme var. Piyasanın kötüye gittiği dönemlerde fon fiyatları da düşüyor buna rağmen sistemin büyümesi sonucu fonlarda sürekli büyüme söz konusu.”
- Gelirde 42'nci sıradayız
- Türkiye, 50 ülke arasında yapılan araştırmaya göre, emeklilik gelirinin yeterliliği sıralamasında 42. sırada yer aldı.
Özdağ, 2017'den itibaren BES'te otomatik katılımın söz konusu olacağını anımsatarak, böylece BES'in ulaşamadığı kişilere ulaşılacağını ifade etti. BES'in zorunlu olmadığına dikkati çeken Özdağ, “BES zorunlu değil, katılım otomatik. İki ayda cayma şeklinde çıkış var, daha sonra da sistemden çıkıyor. Yani sistem yine gönüllülüğe dayanıyor. Sisteme göre, kişiler katkı payı ödüyor, uygun bir plana yönlendiriliyorlar ve fon dağılımına giriyorlar” ifadelerini kullandı.
