Kamu çalışma reformunun bir an önce yapılması gerektiğini belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Reform tamamlanırsa, millet adına yapılabilecek en büyük reform olacak” dedi. Reformla ilgili bu yıl paydaşlarla çalışacaklarını belirten Müezzinoğlu, “Reformu bütün olarak yapmak en iyisi. Paydaşlarla bunu çalışacağız. 657'likler, işçiler, yarı zamanlı hizmet alımı, taşeronlar, 4/ a, b, c hepsini kapsayacak şekilde kamu çalışanı reformu olmalı.
Memuriyet güvencesinin tek başına kriter olmayacağını anlatan Müezzinoğlu, "Güvence artı ne olmalı. Terfi nasıl olmalı. Memuru bugün aldık 30 yıl sonra da bizim memurumuz mu, kendisini geliştirmiş mi, alanındaki gelişmeleri takip edip etmediğine bakmalıyız. Milletimiz kendi alanlarındaki gelişmeleri dünya ile yarışacak şekilde takip edebilmeli. Bu performans 5 yılık olabilir, ya da belli dilimlerle kendisini değerlendirir, buna da güvence konulur olur. Ama tek başına 'memuriyete gireyim, güvencem olsun' olmaz” şeklinde konuştu.
Gündemdeki konularla ilgili sorulara da yanıt veren Bakan Müezinoğlu, OECD ülkelerinde 65 yaşın altında emekli bulunmadığını söyledi. Müezzinoğlu, “Sistemin yanlış bir zeminde kurgulandığı burada ortaya çıkıyor. O ülkelerde ortalama emekli yaşı 72 iken, bizde 37-65'e kadar her yaşta binlerce emekli var, ortalama yaşımız 52. Almanya'da GSMH'dan kişi başına 30 bin Euro ise, 65'in altında bir emekli yoksa bu ülkede ortalama emekli yaşı 72 ise, bizim de ülkeye yük getiren bakış açısından çıkmalıyız. Bu nedenle, kademeli olarak kadınlarda 58, erkeklerde 60 emekli yaşına götürecek bir yol izleyeceğiz. Dolayısıyla yaşa takılanlara 'takılmayacaksınız' dersek emekli yaşı 50'nin altına iner. O nedenle beklenmesi gereken yaş ne ise onu beklenecek” dedi.
Türkiye'de bir emekliye ortalama 27 yıl ödeme yapıldığını kaydeden Müezzinoğlu, gelişmiş dünya örneklerine bakıldığında onlarda ortalama 17 yıl ödeme yapıldığını hatırlattı. Müezzinoğlu, “Biz de 17-20 yıl ödeyelim, ama adam gibi bir ödeme yapalım diyoruz. O zaman işçi memur intibaklarını da konuşabiliriz. Taşınabilmesi zor bir yük var zaten, bir de bütçe açığı, yatırım sorunu oluşturacak yüke girilmemeli. Yükü büyütmek millete ilave bir külfettir. Bu da Türkiye'nin hedeflerinden vazgeçmesi demektir. Amacımız gençlerimizin hak ve hukukunu korumak, onlardan alıp emekliye vermek değil” dedi. Bakan Müezzinoğlu, BES uygulamasının da hem ülke tasarrufunu artırmak, hem de emekliye daha fazla bir ücret almasının yolunu açmak olduğunu da dile getirdi.
GAP projesinin geliştirilmesi için işsizlik fonundan aktarılan 10 milyar liranın alacak hanesinde durduğunu ifade eden Müezzinoğlu, “Onu orda unutmadık. Alacak hanemizde duruyor, ihtiyacımız olduğunda alacağız. Şu anda diğer fondaki nasıl değerlendiriliyorsa, bu da öyle değerlendiriliyor” dedi.
İşsizlik sigortası fonu Türkiye Varlık Fonu'na aktarılacak mı?” yönündeki bir soruya da Bakan Müezzinoğlu, “Öyle bir plan yok” dedi. TBMM'ye sunulan Esnaf ve Ahilik Fonu'nun da Varlık Fonu'na aktarılmayacağını dile getiren Bakan Müezzinoğlu, “İşsizlik sigortası fonuna çok benzer bir uygulama olacak. İşsizlik fonunda yüzde 3 prim ödeniyor. 4/a bağ-kurlumuz ise yüzde 2 prim ödeyecek. Esnafımız 720 gün kalıp prim ödedikten sonra iflas ve kapama durumunda bundan yararlanabilecek. Yatırdığı prim ve süresine göre 6, 8, 10 ay geriye dönük en az asgari ücretin yüzde 40'ı en çok yüzde 80'i oranında yani 711 lira ile 1402 lira arasında bir ücret alabilecek” dedi.
Esnaf fonunun nemalandırılmasında bir zarar öngörmediklerini belirten Müezzenoğlu, “60 milyon liralık zarar ancak esnaflarımızın yüzde 6 iflas durumunda ortaya çıkıyor. Bizim iflas oranlarımız yüzde 4 mertebesinde. En kötüsü ise yüzde 8 iflas. Yüzde 4 iflasta nemalandırmada 1,5 milyar liralık bir artış bile görülüyor” değerlendirmesi yaptı.
