Türkiye, savunma sanayinde atağa geçti. Kendi tank ve füzesini yapar hale gelen ve yüksek teknolojili ürünleri ihraç etmeye başlayan Türkiye'de savunma sanayinin daha iyi tanıtılması için desteğe ihtiyaç duyduğuna vurgu yapıldı. İhracat kaleminin artması için tanıtımın şart olduğuna dikat çeken sektör temsilcilerinin bu talebi TOBB sektör meclisi tarafından hazırlanan Türk Savunma Sanayi Sektör Raporu'nda da ele alındı. Raporda, yüksek teknolojili stratejik öneme haiz ürünlerin sergilendiği savunma sanayisi fuarlarında fuar alanı kiralama ücretlerinin oldukça yüksek miktarlara karşılık geldiğine vurgu yapıldı. 40-50 metrekarelik bir alanda, gerçek boyutlarda ürün sergilemeden, katılım sağlandığında bile rakamın 100 bin dolar seviyesinde olduğu belirtildi
Raporda uçak, helikopter, tank, zıhlı araç gibi büyük boyutlu ürünlerin sergileneceği bir katılımda ise bu rakamın çok rahat 1 milyon dolar seviyelerini bulabildiği belirtilerek şu bilgilere yer verildi; “Hali hazırda Ekonomi Bakanlığı tarafından yurt dışı fuarlar için sağlanan teşvik fuar başına 15 bin dolar, eğer fuar prestij kategorisindeyse teşvik miktarı 50 bin dolara kadar çıkıyor. Benzer şekilde, Türkiye'de 2 yılda bir gerçekleştirilen IDEF Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı da dünyanın önde gelen savunma fuarları arasına giren, prestijli bir fuar olarak gösteriliyor. Ancak, IDEF için sağlanan teşvikler de söz konusu fuarın niteliğine uygun seviyede değil.”
Raporda, son 10 yılda sürekli gelişim gösteren sektörün, gelişimine uygun olarak yurt dışı pazarlarda kendini hissettirmeye başladığı ve savunma sanayisinin gelişmiş ülkelerle kıyasıya rekabet eder hale geldiği belirtildi. Türk Savunma Sanayisi 2006'da 352 milyon dolar olan ihracatını, son 10 yılda yaklaşık 5 kat artırarak, 2015'te 1 milyar 655 milyon dolara yükseltti. Bu seviyedeki ihracat ile Türkiye dünyada 14. sırada yer aldı. Önümüzdeki yıllarda sıralamada daha yukarılara çıkılması bekleniyor.
Sektörün öncelikli sorunları arasında “Savunma sanayisine yönelik ihracat fonu ve kredi sistemi eksikliği” gösteriliyor. Daha önceki yıllarda bu konunun gündeme getirilmesiyle Eximbank ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı arasında bir protokol imzalandığına dikkat çekilen raporda, “Eximbank tarafından sağlanan finansman/kredi desteğinin savunma amaçlı sistemler için veriliyor olması ve Eximbank'ın kredi faiz oranının hedef ülkenin kredibilitesinin yanı sıra, Türkiye'nin temin ettiği kredi maliyetine bağlı olarak belirlenmesi, dolayısıyla piyasa faiz oranlarına göre cazip olmaması nedenlerinden dolayı firmaların rekabet gücünü artıracak bir sonuç ortaya çıkmadı. Bu sorunun çözümü için kredili satış yapılan ülkenin, Türkiye ve Türk savunma sanayisi ürünlerine bağımlılığının sağlanabilmesi ve bu hususun politik bir enstrüman olarak da kullanılabilmesi amacıyla hedef ülkelere tavizli ihracat kredisi imkanı sağlanarak ürün ve sistemlerin satışının desteklenmesi” önerildi. Sektör ayrıca “Kamu İhale Kanunu'nda yerli üretici aleyhine haksız rekabetin giderilmesi” konusunda da beklenti içinde bulunuyor.
