|

Şirketler markalaşmak için yarışıyor

Türk Patent Enstitüsü, geçen yılki 192 bin 950 marka tesciliyle bu alanda dünyada 4. sırada yer aldı. En çok tarım, hizmet, araştırma ve teknoloji sektörlerinde marka tescili için başvuruldu. Marka tescili alanlar arasında, yurt içinde yerleşiklerin payı, geçen sene yüzde 82,3’e yükseldi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 13/12/2016 Salı
Güncelleme: 02:05 - 13/12/2016 Salı
Yeni Şafak

Türkiye'de son 5 yılda tescil edilen marka sayısı 800 bine yaklaştı.Türk Patent Enstitüsü (TPE), geçen yıl yaptığı 192 bin 950 marka tesciliyle Çin'in SIPO, Avrupa Birliğinin EUIPO ve ABD'nin USPTO fikri mülkiyet ofislerinin ardından 4. sırada kendisine yer buldu. Söz konusu dönemde SIPO 2 milyon 232 bin 863, EUIPO 321 bin 165, USPTO ise 306 bin 504 marka tescili yaptı. Başvuru sıralamasında ise Türkiye geçen yıl 227 bin 273 marka tescil başvurusuyla dünyada 8. sırada yer aldı. En çok başvuru 2 milyon 828 bin 287 ile Çin'de gerçekleşti. Bu ülkeyi, 517 bin 297 ile ABD takip etti. Yurt dışında yerleşiklerin Türkiye'de yaptığı marka tescil başvurularında ilk sırayı Almanya aldı. Geçen yıl 6 bin 517 başvuru yapılan Almanya'yı, 4 bin 878 başvuruyla ABD, 2 bin 328 başvuruyla İsviçre takip etti.



Yurtiçinde yerleşiklerin payı artıyor


TPE'ye bu dönemde en çok tarım, hizmet, araştırma ve teknoloji sektörlerinde başvuru geldi. Patent ve Marka Vekilleri Derneği (PEM) Başkanı Uğur Yalçıner, Türkiye'de marka tescili yaptıranların sayısının her geçen yıl arttığına dikkati çekti. Yalçıner, Türkiye'de marka tescili yaptıranlar arasında yurt içinde yerleşiklerin payının 2011'de yüzde 68,5 iken, geçen yıl yüzde 82,3'e yükseldiğine işaret ederek, söz konusu oranın önemine vurguladı. TPE'nin dünyada en fazla marka tescili yapılan dördüncü ofis olmasının Türkiye'de markalaşmaya verilen önemi ortaya koyduğunu söyleyen Yalçıner, “Patent tesciline göre para ve zaman açısından daha az maliyetli olması, marka tescilini özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde önemli kılmaktadır. Aralarında Çin'in de yer aldığı bazı ülkeler marka tescillerini mal bazında yapıyor. Bazı ülkeler ise her bir mal sınıfı için ayrı başvuru kabul ediyor. 45 sınıfa kadar çok sayıda sınıfı tek bir başvuruyla kabul eden Türkiye'nin bu alanda dünyada 4. olması gerçekten çok önemli” şeklinde konuştu.



Bilinç yüksek tutulmalı


Vekillik müessesinin kurumsal yapıya kavuşturulması gerektiğine dikkat çeken Yalçıner, Türkiye'de marka, patent, faydalı model gibi konularda yeterli bilinç düzeyine henüz erişilemediğini söyledi. Yalçıner, “Farkındalığın artması için öncelikle patent ve marka vekilliği müessesinin kurumsal yapıya kavuşturulması ve disiplin hükümlerinin uygulamaya koyulması şart. Sınai hak tescil başvuruları artarken, buna karşın vekillik hizmeti verecek yeterli ve nitelikli vekilin de olması gerekiyor. Yürürlüğe girmesi beklenen Sınai Mülkiyet Kanun tasarısı disiplin hükümlerini içermekle birlikte, patent ve marka vekilliği ile kurumsal yapılanmaya ilişkin herhangi bir hüküm içermiyor. Bugün Türkiye'de marka vekillerinin barolar gibi bir yapılanması yok. Bu eksiklik, dernek yapılanmaları ile yüzeysel biçimde giderilmeye çalışılıyor ama yeterli olmuyor” bilgisini verdi.



  1. Katma değerli sektörde başvuru az
  2. Devletin ar-ge, tasarım, ürün geliştirme ve patent başvurularına ilişkin ciddi teşvikleri olduğuna dikkati çekildi. Yalçıner, buna rağmen sağlık, araştırma ve teknoloji gibi yüksek katma değerli sektörlerde daha az markanın ortaya çıktığını söyledi. Bunun nedeni, ürün geliştirme süreçlerinin uzunluğu ve yüksek maliyetler olarak özetlendi.
#Türk Patent Enstitüsü
#Marka tescili
7 yıl önce