|

Adem ve Hamit'ten ailelerine selam geldi

Suriye'de kendilerinden haber alınamayan Türk gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun'un durumuyla ilgili ilk kez bir tanık konuştu. Gazetecilerin rehberi Bahaddin Şerm, Adem ve Hamit'in Esed'in milislerinin elinde ve sağlıklı olduğunu belirterek, “Ailelerine selam gönderdiler. Adem, bana çocuklarını anlattı ve onları özlediğini söyledi” dedi.

Hatay
00:00 - 30/03/2012 Cuma
Güncelleme: 23:21 - 29/03/2012 Perşembe
Yeni Şafak
Adem ve Hamit'ten ailelerine selam geldi
Adem ve Hamit'ten ailelerine selam geldi

Suriye'ye, belgesel çekmek için giden ve yaklaşık 20 gündür kendilerinden haber alınamayan Gerçek Hayat Dergisi Ortadoğu Temsilcisi Adem Özköse ve kameraman Hamit Coşkun'la ilgili ilk kez bir tanık konuştu. Türk gazetecilere rehberlik yapan Suriyeli Bahaddin Şerm, sığındığı Hatay'da “10 gün boyunca Adem Özköse ve Hamit Coşkun ile tutuklu kaldık. Adem ve Hamit iyi durumdalar" dedi. Özköse ve Coşkun'dan ailelerine mesaj getirdiğini söyleyen Şerm, şöyle konuştu: “Adem ve Hamit ailelerine selam gönderdi. Adem, bana çocuklarını anlattı ve onları özlediğini söyledi. Arkadaşlarımın ailelerinin, onların sağlıklı ve hayatta olduklarını bilmelerini istiyorum. Ayrıca, Türkiye hükümetinin bu meseleyi çözebilecek güçte olduğuna inanıyorum. Eğer isterlerse ben her türlü detaylı bilgileri vermeye hazırım. Bu arada Adem ve Hamit kimliklerini, bilgisayar ve çantalarını çekime gitmeden önce evime bırakmışlardı, bu eşyaları Türkiye'ye göndermeye çalışacağım.”

Şerm, Hatay'da yaptığı açıklamalarda, gazetecilerin Türkiye'den Suriye'ye gelmeden kendisine ulaştığını ve onlara kendilerine rehberlik edebileceğini anlattı.

SURİYE İSTİHBARATI GAZETECİLERİ SORGULADI

“Amaçları barışçıl gösterileri görüntülemek ve hazırlayacakları belgesel için görüntü toplamaktı” diyen Şerm, “Tam olarak 8 Mart tarihinde, İdlib'in Binniş Kasabası'na yakın bir bölgedeki gösteri çekiminden dönerken yaklaşık 50 silahlı kişi tarafından aracımız durduruldu” diye konuştu. Kendilerini Suriye hükümetine destek veren milislerin tutukladığını söyleyen Bahaddin Şerm, “Bizi tutuklayanlar Suriye rejimine destek veren silahlı milislerdi. İdlib'in El-Fua köyünde alıkonulduk. Bizi bir evde tuttular. Yemek ve su verdiler. Durumumuz fena değildi. Bu arada bazı kişiler bizi sorgulamaya geldiler. Onların Suriye istihbaratından olduklarını sanıyorum. Türk gazetecileri başından bu yana Suriye istihbaratına teslim etmek istediler ancak bizi kasabadan çıkarmadılar. Yolların muhaliflerce tutulduğu ve Türk gazetecilerin ellerinden alınmasından çekindikleri aşikardı” dedi.


Kimin elinde ve nerede oldukları belli değil

Türk gazetecilerin durumuyla ilgili açıklama yapan Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, “Gazetecilerin kimin elinde olduğunu resmen bilmemiz mümkün değil ama şunu biliyoruz, hayattalar” dedi. Koru, Kanal A'ya katıldığı bir programda, “Resmi bir bilgi değil ama bu yeni bilgi Şam üzerinden ulaştı” dedi. Koru, Büyükelçilik personelinin Türkiye'ye gelmesi ile ilgili olarak da, “Büyükelçimizin gelmesi sakın yanlış anlaşılmasın. Oradaki çalışmaları hem buradan hem Halep Konsolosluğumuz aracılığıyla takip ediyoruz” dedi.

Halep Konsolosluğu'nın ne zamana kadar görev yapacağı konusunda da Koru “Risklerle ilgili gerekli tedbirleri almış durumdayız. Görev yapan güvenlik kuvvetlerimiz var polis olarak. Halep Türkiye'ye daha yakın. Şam'a göre daha sakin olduğunu göreceli olarak söyleyebiliriz” dedi. Koru ayrıca, Şam Büyükelçiliği'nin boşaltılması kararının sürecin son aşamasında alındığını ve ateş içinde yaşayan personelin hayatının her geçen gün daha da zorlaştığını söyledi. Büyükelçilik görevlilerinin getirilmesinin aşama aşama günler öncesinden planlandığını belirten Koru, her şeyin plan dahilinde gerçekleştirildiğinin altını çizdi.


Rehin tutmak istiyorlar

Gazetecilerle birlikte yaklaşık 10 gün boyunca tutuklu kaldığını ifade eden Şerm, sözlerine şöyle devam etti: “Adem ve Hamit'le beraber ben de tutuklandım. Tutuklandığımızda, nerede ve kimin elinde olduğumuzu bilmediğimizden tedirgindik. Bize bir şey yapmayacaklarını anladığımızda rahatladık. Çünkü Türk gazetecileri rehin olarak ellerinde tutmak istiyorlardı. Adem ve Hamit'i serbest bırakmadılar ama benim gitmeme izin verdiler. Bunu reddettim. Ancak, Türk gazeteci arkadaşlarımla birlikte çıkabileceğimi söyledim. Adem ise benim çıkmamı istedi. Adem, 'Aile ve dostlarımıza sağlıklı olduğumuzu haber ver' dediği için ısrarına dayanamayarak çıktım."



12 yıl önce