Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, azınlık haklarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Hak, haklının en mukaddes malıdır. Bize düşen; onu vermek, yerine getirmektir. Ben de aynı cesaretle söylüyorum ki, haklarınızı size sonuna kadar vermek bizim boynumuzun borcudur" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt'ın ev sahipliğini yaptığı, Vakıflar Meclisi Üyesi ve Cemaat Vakıfları Temsilcisi Laki Vingos, Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türk Musevileri Hahambaşı İshak Haleva ve Surp Pirgiç Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu'nun yanı sıra çok sayıda davetlinin katıldığı iftar yemeğinde bir konuşma yaptı. Arınç, "Hak, haklının en mukaddes malıdır. Bize de düşen onu vermek, yerine getirmektir. Ne söylenirse söylensin, ne itiraz edilirse edilsin, ne kadar suçlanırsak suçlanalım, cemaat vakıfları ve bu insanlarımızın bizden taleplerini mutlaka karşılayacağız. Ben de yine aynı cesaretle söylüyorum ki; haklarınızı size sonuna kadar vermek bizim boynumuzun borcudur ve bizim görevimizdir" dedi.
Azınlık haklarının siyasi ve hukuki açıdan büyük önem taşıdığını vurgulayan Arınç, "İnsana odaklı insan malzemesinin içindeyiz. Bu açıdan baktığımızda hepimizi Allah'ın yarattığı insanlar olarak görmek, birbirimizi kabullenmek, birbirimize saygı göstermek, birbirimizle bütünleşmek mecburiyetindeyiz. Siyasi ve hukuki tarih sebebiyle azınlık statüsü tanınmış olabilir. Farklı inanç mensupları olduğumuz için ruhani liderler sizleri temsil ediyor da olabilir. Etnik kökenlerimiz de farklı olabilir, ama bu ülkede yüzyıllardır birlikte yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, yurttaşları olarak, bulunan aynı tarihin, aynı kültürün mensupları, evlatları olarak yaşıyoruz. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının asli unsurlarıyız" diye konuştu.
Çoğunluk ve azınlıklar ile hep birlikte Türkiye olunduğuna işaret eden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bunun içerisinde azınlık statüsü, bunun içerisinde farklı dine mensup olmak da dahil, biz birlikte Türkiye'yiz. Evet, şu topluluk Türkiye'de statüleri, konumları, inançları ne kadar farklı olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığında birleşen ve bu memleketi var eden asli unsurlar olarak hepimiz birlikte Türkiye'yiz. Bunu rahatlıkla inanarak ve güvenerek söylüyorum" dedi.
Türkiye'de vakıflar konusunun çok önemli olduğunu kaydeden Arınç, "Vakıflar bizim medeniyetimizin bir başka ismidir. Bu topraklar üzerinde yüzyıllardır yaşayan ve çok şükür tarihte de çok şerefli bir mevkide bulunan aziz milletimizin kurduğu vakıflar, Allah rızası için insanlara mal temin etmek, su getirmek, hastane yapmak, okul yapmak ve benzerleri bizim inancımızın parçasıdır. Sayısı ne kadar az olursa olsun cemaat vakıfları da bu grubun içerisindedir. Cemaat vakıfların da yaşaması, gelişmesi güçlenmesi bizim temel hedefimizdir. Hak, haklının en mukaddes malıdır. Bize de düşen; onu vermek, yerine getirmektir. Ne söylenirse söylensin, ne itiraz edilirse edilsin, ne kadar suçlanırsak suçlanalım; cemaat vakıfları ve bu insanlarımızın bizden taleplerini mutlaka karşılayacağız. Ben de yine aynı cesaretle söylüyorum ki; haklarınızı size sonuna kadar vermek bizim boynumuzun borcudur, bizim görevimizdir" diye konuştu.
