|

AYM'nin iptal gerekçeleri Resmi Gazete'de

Anayasa Mahkemesinin, Sermaye Piyasası Kanunu, Devlet Memurları Kanunu ve Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun'a ilişkin kısmi iptal gerekçeleri Resmi Gazete'de yayımlandı.

Aa
00:00 - 22/07/2014 Salı
Güncelleme: 13:44 - 22/07/2014 Salı
Yeni Şafak
AYM'nin iptal gerekçeleri Resmi Gazete'de
AYM'nin iptal gerekçeleri Resmi Gazete'de

CHP, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun bazı hükümlerinin iptali istemiyle Yüksek Mahkemeye başvurmuştu.

Başvuruyu, esastan görüşen Anayasa Mahkemesi heyeti, Kanun'un, Görevi Kötüye Kullanma ve Sahtecilik başlıklı 110. maddesinin 1. fıkrasının "Yönetim, denetim veya sermaye bakımından dolaylı veya dolaysız olarak ilişkili bulunduğu diğer bir teşebbüs veya şahısla emsallerine göre bariz şekilde farklı fiyat, ücret ve bedel uygulamak gibi örtülü işlemlerde bulunarak halka açık ortaklıkların karını veya mal varlığını azaltmak" şeklindeki (b) bendinde yer alan "gibi" ibaresini Anayasa'ya aykırı bulmuştu.

Kararın gerekçesinde, düzenlemeyle örtülü kazanç aktarma suçunun güveni kötüye kullanmanın nitelikli halini oluşturduğu anlatıldı.

Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden birinin "belirlilik" olduğuna işaret edilen gerekçede, söz konusu maddedeki "gibi" ifadesi nedeniyle örtülü kazanç aktarımı sayılabilecek durumların açık ve net şekilde belirlenmediği vurgulandı.

Anayasa'nın 38. maddesine göre, kimsenin kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı belirtilen gerekçede, bir fiilin ceza yaptırımına tabi olmasının, kanunun bu fiili "açıkça" suç sayması şartına bağlı olduğu aktarıldı.

İptali istenen kuralda, örtülü işlemlerin kapsamı belirlenirken "gibi" ifadesi kullanılarak hangi eylemlerin gerçekleşmesi halinde örtülü kazanç aktarımı suçunun oluşacağının gösterilmediği, böylece ceza yaptırımı uygulanmasını sağlayacak eylemlerin belirsiz kılındığı ifade edilen gerekçede, düzenlemenin bu nedenlerle Anayasa'ya aykırı olduğu kaydedildi.

Kanun'un Borsa İstanbul Anonim Şirketi başlıklı 138. maddesinin 13. fıkrasındaki "Bu fıkranın birinci cümlesi, bu Kanun'la mülga 91 sayılı KHK ve bu Kanun'la mülga 2499 sayılı Kanun'un 40/A maddesi uyarınca kurulan borsalar ile bunların bağlı ortaklıkları ve iştirakleri hakkında da hükmi şahsiyetleri teşekkül ettiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere hüküm ifade eder; bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemler için bu fıkranın birinci cümlesinde adı geçen kanunlara ve kararnamelere tabiiyet gerekçesi veya iddiasıyla işlem tesis edilemez, edilmiş olanlar kendiliğinden işlemden kalkar" şeklindeki ikinci cümlesi de iptal edilmişti.

İptal gerekçesinde, daha önce tesis edilmiş işlemlerin doğurduğu huhkuki sonuçları ortadan kaldıracak şekilde yasama tasarrufunda bulunulmasının, hukuk güvenliği ilkesine aykırılık oluşturduğu belirtildi.

Düzenlemeyle Kanun'un yayımı tarihinden öncesine yönelik bir düzenleme getirilmesinin, bu tarihten önce borsada işlem yapan yükümlülerin öngöremeyecekleri şekilde aleyhlerine sonuç doğurduğu ifade edilen gerekçede, düzenlemenin aynı zamanda kanun ve KHK kapsamındaki kişiler yönünden hak kayıplarına yol açabilecek ve hukuki güvenliklerini ihlal edecek nitelik taşıdığı, bu nedenlerle Anayasa'ya aykırı olduğu bildirildi.

"Serbest" ibaresi iptal

Yüksek Mahkemenin, avukatların memuriyete girmesinden önceki çalışmalarının bir bölümünün memuriyetten sayılmasını düzenleyen kanun hükmünü yalnızca serbest avukatlar için geçerli kılan düzenlemeyi iptal gerekçesi de Resmi Gazete'de yayımlandı.

Ankara 9. İdare Mahkemesi, baktığı bir davayla ilgili söz konusu düzenlemeyi içeren 657 sayılı Kanun'un 36. Maddesinin "Ortak Hükümler" bölümünün (c) fıkrasının 3. bendinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Yüksek Mahkeme ise düzenlemedeki "serbest" ifadesini Anayasa'ya aykırı bulmuştu.

Kararın gerekçesinde, mesleğini serbest olarak yapanlar dışındaki avukatların, düzenlemeden faydalanamadığı belirtildi.

Avukatlık hizmetinin kendi nam ve hesabına serbest olarak yerine getirilmesiyle iş akdi düzenlenerek ücret karşılığında bir işverene bağlı olarak yerine getirilmesi arasında avukatlık hizmetinin niteliği açısından bir farklılık bulunmadığının altı çizilen gerekçede, memuriyete girmeden önce mesleğini serbest icra eden avukatlarla, bir işverene iş akdiyle bağlı çalışan avukatlar arasında ayrım yapıldığı, bu durumun Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu vurgulandı.

"Yasama yetkisinin devrine neden olmakta"

Ankara 7. İdare Mahkemesinin baktığı bir davayla ilgili yaptığı başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun'un, sözleşmeli olarak Müsteşar kadrosuna atananların sözleşme usul ve esaslarıyla ücret miktarı ve her çeşit ödemelerinin bakanlar kurulunca tespitine ilişkin hükmünü Anayasa'ya aykırı bulmuştu.

Kararın gerekçesinde, Anayasa'nın 128. maddesinde memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleriyle diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceğinin belirtildiği anlatıldı.

Anayasa Mahkemesinin içtihatları uyarınca devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişileri bünyesinde genel idare esaslarına göre yürütülen kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yerine getiren sözleşmeli personelin, Anayasa'nın 128. maddesinde belirtilen kamu görevlileri kapsamında kaldığı, Başbakanlığın asli ve sürekli görevlerini yerine getiren sözleşmeli personelin de bunlardan olduğu belirtildi.

Başbakanlık Müsteşarının Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen mali haklarının sedece kendisini ilgilendirmediği vurgulanan kararda, "Kamu görevlisi olduğu hususunda tereddüt bulunmayan Başbakanlık Müsteşarının sözleşme usul ve esaslarıyla ücret miktarı ve her çeşit ödemelerine ilişkin yasayla herhangi bir düzenleme yapılmaksızın düzenleme yetkisinin bakanlar kuruluna bırakılması, kamu görevlilerinin özlük haklarının kanunla düzenlenmesi gerektiği yönündeki anayasal ilkeye aykırılık teşkil etmekte ve yasama yetkisinin devrine neden olmaktadır. Bu nedenlerle düzenlemenin iptali gerekir" değerlendirmesinde bulunuldu.

Söz konusu iptal hükmü 9 ay sonra yürürlüğe girecek.

10 yıl önce