Bakan Yıldız, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Mehmet Uysal ile birlikte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hizmete aldığı Türkiye'nin yeni sismik araştırma gemisi ''Barbaros Hayreddin Paşa Gemisi''ni basın mensuplarına tanıttı.
Yıldız, geminin kaptan köşkünde yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinin büyüdüğünü, çok ciddi bir tüketim artışı olduğunu, israf etmeden tasarruflu kullanılacağını aynı zamanda refah seviyesinin arttırılacağını söyledi.
Petrol ve doğal gazın dünyada 2050 yılına kadar Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre, liderliğini koruyacağını belirten Yıldız, Türkiye'nin ithal ettiği kaynakların yerli kaynaklar haline gelmesiyle alakalı, hem arama hem de sondaj faaliyetlerini arttırması gerektiğine değindi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak arama faaliyetlerinin bütçesini 13,5 katına çıkardıklarını aktaran Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu şu demek; varsa mutlaka bulma ihtimalimizi daha da arttırıyor demek. 780 bin kilometrelik kara parçamızda ve 280 bin kilometrekarelik denizlerdeki alanlarımızda bu aramaları devam ettirmemiz gerekiyor. Kamu ve özel sektör olarak kara parçalarında farklı yerlerde aramaları devam ettiriyoruz. Denizlerdeki sismikleri yapabilmemiz için iki ve üç boyutlu bu faaliyetlere devam etmemiz gerekiyordu. İçinde bulunduğumuz sismik arama gemisinden dünyada 10 tane var. 18 ayrı milletten teknik personel bu gemide çalışıyor. Heyetimiz üç yıl yabancılarla çalışacak. Personelin yarısı Türk. Üç yıl sonra yabancı personel gemiden ayrılacak. Gemi, üç yıl içinde kendisini amorti edebilecek ticari kabiliyete sahip.''
Barbaros Hayreddin Paşa Gemisi'nin Karadeniz ve Akdeniz'de yerin 8 kilometre altındaki jeolojiyi tarayacağını anlatan Yıldız, ''Karadeniz ve Akdeniz'de ne var ne yok az çok göreceğiz. Petrolle alakalı bizim gerçekçilik politikamız var. Bir şey bulunmadan, sondajı yapılmadan bulduk, ettik demiyoruz. Ama bu geminin vereceği doneler son derece önemli olacak'' diye konuştu.
Geminin bugün yola çıkacağını ve ilk olarak Karadeniz'de kısa bir çalışma yapacağını belirten Yıldız, TPAO'nun yaptığı planlamaya göre orada alınması gereken sismik verilerin olduğunu aktardı.
Yıldız, geminin Karadeniz'deki bu çalışmanın ardından Akdeniz'e geçeceğini söyledi.
Geminin maliyetinin 130 milyon dolar olduğunu anlatan Yıldız, personel ve ekipman giderleri için üç yıl boyunca toplam 20 milyon dolar para verileceğini kaydetti.
Taner Yıldız, aramalar arttırıldıkça petrol veya doğal gaz bulgusuna rastlanırsa Başbakan Erdoğan'ın Tuzla Tershanesi'nde üretilebilecek ve sondaj yapabilecek bir petrol platformunun inşa edilmesi talimatını verdiğini belirtti.
Bir sondaj platformunun günlük kirasının bir milyon dolar olduğunu ifade eden Yıldız, istenilen hedefe ulaşılması halinde sondaj yapabilen petrol platformunun inşa edebileceğini aktardı.
TPAO Genel Müdürü Mehmet Uysal da geminin teknik özelliklerine ilişkin basın mensuplarına bilgi verdi.
Son teknolojik bilgisayar sistemleriyle donatılan geminin her türlü hava koşulunda çalışabilecek özelliğe sahip olduğunu anlatan Uysal, geminin 6 kilometre uzunluğa kadar 8 kablo çekebilme kabiliyeti bulunduğunu belirtti.
Geminin Türkiye'deki petrol aramacılık tarihinin yıldızı olacağına inandıklarını dile getiren Uysal, ''Geminin ürettiği datalarla Akdeniz ve Karadeniz'de yer altı yapılarını çözeceğiz, ardından sondaj çalışmalarına başlayacağız. Sondaj çalışmaları neticesinde de doğal gaz veya petrol keşfi olması halinde 7-8 yıllık süreç içerisinde ekonomiye kazandırılacak'' dedi.
Kaptan köşkünü tanıttıktan sonra geminin teknik donanıma sahip bölümüne geçen Mehmet Uysal, bu bölümde üç tür bilgisayar sistemi grubunun yer aldığını anlattı.
Navigasyon sistemiyle geminin saniyelik pozisyonlarını uydu vasıtasıyla takip ettiklerini aktaran Uysal, navigasyon sistemiyle ilgili çalışmaları yürütürken aynı zamanda kayıt sisteminin de devrede olduğunu belirtti.
Uysal, iki ve üç boyutlu sismiklerle yer altına ilişkin hassas bilgilere ulaştıklarını ifade ederek, bir sistem bozulduğunda otomatik olarak ikinci sistemin devreye girdiğini kaydetti.
Kaydedilen bilgileri yer bilimcilerin değerlendirdiğini, bu değerlendirmeye göre sondaj yapılacak yerin belirlendiğini anlatan Uysal, ''Suyun derinliği 2 bin metreye yakınsa sondaj maliyeti 150-250 milyon dolarlık maliyete yükseliyor. TPAO da dünyada derin denizlerde sondaj yapabilen 11'inci şirkettir. Sürmene-1 Kuyusu'nda sondaj yaparak bu unvanı elde ettik'' dedi.
Barbaros Hayreddin Paşa Gemisi'nin ilk önce batı Karadeniz'de İstanbul Boğazı'nın 60-70 kilometre uzağındaki bir alanda çalışmaya başlayacağını söyleyen Uysal, üç aylık çalışmanın ardından geminin Akdeniz'de çalışmalarını sürdüreceğini belirtti.
Akdeniz'deki petrol ve doğal gaz ümitlerinin son derece yüksek olduğunu ifade eden Uysal, ''Antalya Körfezi'ndeki ruhsatlarımızda Shell firmasıyla bir ortaklık anlaşmamız var. Bu anlaşmalar bu firmalara belirli maliyetler yüklüyor. O şirketlerin ümitleri olmasa o kadar parayı riske etmezler. Onun için onlara gösterdiğimiz potansiyele inanıyorlar ve ortaklık teklif ediyorlar'' diye konuştu.
Mehmet Uysal, İskenderun'da daha önce petrolün fiyatı 10 dolarken delinmiş bir petrol sondajı bulunduğunu belirterek, ''Oradaki petrol işletilmedi. Orada yeniden sondajlara başlayacağız ve petrol keşfedeceğimizi ümit ediyoruz. Lübnan'da da ihale olacak ve bu ihaleye katılacağız. Güney Kıbrıs da Mobil Enerji firmasıyla ortaklaşa yaptığı çalışmada buldu. İsrail'in de o bölgede keşifleri var. Dolayısıyla Doğu Akdeniz önemli petrol ve doğal gaz açısından. Bu gemi de Doğu Akdeniz'de yoğun olarak çalışıp, bu potansiyelin yer altı bölümünü aydınlatmaya çalışacak'' dedi.
Uysal, Akdeniz'de sondaj derinliğinin 4500-5000 metre, Karadeniz'de ise 6000-6500 metre olduğunu belirtti.
Ultra modern ve buzullarda çalışma yeteneğine sahip 8 alıcılı 3 boyutlu sismik gemi, 100 metre alıcı aralıklı, 3 boyutlu tekniği de içeren konvansiyonel ve geniş aralıklı spread'lerde veri toplama yeteneğine sahip.
Hem sığ hem de derin denizlerde iki ve üç boyutlu operasyonları genişletebilme kapasitesi bulunan gemi, en son denizcilik sistemlerinin, en gelişmiş ve kaynak teknolojilerin bir araya getirilmesiyle oluşturuldu.
Dizel itici gücüyle çalışan bu gemi, sismik ses kaynağı, yüksek özellikli katalitik çeviricileri, çift gövdesi ve su temizleme sistemleriyle sektöründeki diğer gemiler arasında en çevre dostu olarak nitelendirilebilecek gemilerden biri.
