|

Baro tahrikine demokrasiyle cevap

Orduyu siyasete müdahale etmemesi nedeniyle 'Türk silahsız kuvvetleri' olarak tanımlayan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve yazısında 'paşa' kavramını köpek hikayesiyle birleştiren Bekir Coşkun'un tahrik amaçlı hakaretlerine Genelkurmay'dan cevap geldi. TSK'nın demokrasiye bağlılığına vurgu yapılan açıklamada “Tahriklere kapılmayacağız” denildi.

Tahir Alperen
00:00 - 4/05/2012 Cuma
Güncelleme: 00:20 - 4/05/2012 Cuma
Yeni Şafak
Baro tahrikine demokrasiyle cevap
Baro tahrikine demokrasiyle cevap

Genelkurmay Başkanlığı, İstanbul Barosu Başkanı Avukat Ümit Kocasakal'ın tahrik ve hakaret içerikli açıklamalarının yanı sıra Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Bekir Coşkun'un 29 Nisan'da kaleme aldığı 'Paşa' başlıklı yazısı üzerine sert bir açıklama yaptı. Açıklama, siyasete müdahil tavrını terk etmesi nedeniyle orduyu 'Türk silahsız kuvvetleri' olarak tanımlayan Kocasakal ve 'paşa' kavramını 'köpek' hikayesiyle birleştiren Coşkun'a demokrasi dersi niteliğinde ifadeler içerdi. Genelkurmay, “Parlamenter sisteme sıkı sıkıya bağlıyız” vurgusunu yaptığı açıklamada 'tahrik' döneminin eskilerde kaldığı mesajını verdi.

TSK'YA HAKARET ETTİLER

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, geçtiğimiz günlerde Eskişehir'de katıldığı bir konferansta 'Ordu Göreve' pankartlarının taşındığı dönemi geride bırakan Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) hedef almış ve “Biz zannettik ki ordumuz var. Artık TSK vesaire yerine Türk silahsız kuvvetleri var. Siz Türk silahsız kuvvetlerisiniz" demişti. Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Bekir Coşkun ise 29 Nisan'da kaleme aldığı 'Paşa' başlıklı yazısında bilinçaltı mesajlarla general rütbeli subayları ve ordu yönetimini hedef alan bir köpek hikayesini anlatmıştı.

TAHRİK DÖNEMİ BİTTİ

Genelkurmay Başkanlığı, bu tahrik amacı güden saldırı ve hakaretlere cevap niteliğinde bir açıklama yaptı. 'Tahrik' döneminin bittiği mesajını içeren açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bazı yazar, konuşmacı ve meslek kuruluşu temsilcilerinin; basın ve ifade özgürlüğünü istismar ederek, başta Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tarihe mâl olmuş asker kişilerin de şerefle taşıdıkları askeri unvanlarını bile seviyesizce alay konusu yapmaları, astlık-üstlük münasebetlerini ve dünyanın en disiplinli ordusu olarak gösterilen ordumuzda disiplin anlayışını zedelemeye yönelik söz ve yazılarla TSK'yı ve onun değerli mensuplarını tahrik etmeye çalışmaları talihsizliktir"

DEMOKRASİYE SIKICA BAĞLIYIZ

Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada, "Tahrik amaçlı olan ve yapıcı eleştiri sınırlarını aşan bu tür iddia ve yorumların, TSK'nın fedakâr ve kahraman mensuplarının moral motivasyonunu ve görevini en iyi biçimde yapma azim ve gayretini zaafa uğratmayı hedeflediği üzüntü ve endişe ile izlenmektedir" ifadelerine yer verildi. Açıklamada ayrıca TSK'nın demokratik sisteme bağlılığının altı sert ifadelerle çizildi. Ordunun sadece asli görevini yaptığı mesajını içeren bölümde “TSK'nın kahraman ve fedakâr mensupları; en kıdemsiz erinden en yüksek rütbeli general/amiraline kadar, hiçbir tahrike kapılmadan, çelikleşmiş bir birlik ve bütünlük içinde, anayasamızın temel niteliklerine ve parlamenter demokratik sisteme sıkı sıkıya bağlı olarak, ülkemize ve yüce milletimize hizmet etmeye devam edecektir" denildi.

ASLİ VAZİFEMİZİ YAPIYORUZ

Açıklamasında TSK'yı hedef alan yazı ve yorumlardan duyduğu rahatsızlığını dile getiren Genelkurmay Başkanlığı, iç siyasetin malzemesi konumundaki ordunun geçmişte kaldığı mesajını da verdi. Açıklamada ordunun asli görevini yaptığına şu ifadelerle dikkat çekildi: 'Son zamanlarda, yasal mevzuatla belirlenmiş olan vazifesini, tamamen görevine odaklı, devletine ve yüce milletine hizmet aşkı ile en iyi şekilde yapma gayreti içinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hedef alan, maksatlı olduğu değerlendirilen, haber, iddia ve yorumlara sıkça rastlanmaktadır.'


İşini yapan ordu kızdırdı

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, Anadolu Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü tarafından geçtiğimiz pazartesi günü düzenlenen konferansta, "Biz zannettik ki ordumuz var. O güçlü ordu bizi korur. Ben TSK'nın kurumsal kimliğini hep savundum. Biz NATO'ya girdiğimizden beri 'ne kadar milli ordumuz kaldı', bunu hiç düşünmek istemedik. Geldiğimiz bu noktanın hayırlı bir yönü oldu. Artık TSK vesaire yerine Türk silahsız kuvvetleri var. Siz Türk silahsız kuvvetlerisiniz. Bu yüzden durmadan çalışacağız" demişti. Kocasakal, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat darbelerini yapanların yargılanmalarını da 'darbe ticareti' olarak değerlendirmişti.



12 yıl önce