|

Başbuğ'a bunu diyenleri tarih affetmez

YENİSAFAK.COM.TR
00:00 - 1/02/2013 Cuma
Güncelleme: 19:03 - 1/02/2013 Cuma
Yeni Şafak
Başbuğ'a bunu diyenleri tarih affetmez
Başbuğ'a bunu diyenleri tarih affetmez

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Habertürk Televizyonu'nda yayınlanan Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan son patlamaya ilişkin soruları yanıtladı:

Erdoğan "Şu an itibarıyla son geldiğimiz nokta bu personel girişinde önce personeldeki ilk girişi bu canlı bomba geçiyor. Geçtikten hemen sonra patlatıyor ve tabii bu patlama sebebiyle kendisi malum akıbete uğruyor. Şu ana kadar kafatasındaki bir
ben
onu açıkça ortaya koyuyor. DNA testlerine gitmek suretiyle. Bu testleri yarın sabah itibarıyla kesinleştirip nihai netice açıklanacak" dedi.
Başbuğ'a 'örgüt mensubu' diyenleri tarih affetmez

Erdoğan Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un durumuna ilişkin de açıklamalar yaptı. Erdoğan şunları söyledi:

"Ne yargının yürütme, ne yürütmenin yargı üzerinde bir üstünlüğü olamaz. Hepsinin anayasanın tanımladığı o kategoride hizmetini vermesi lazım. Başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere diğer generallerimiz hiçbirisine kalkıp da bir alışılmış anlamda 'terör örgütü mensubu' demek çok ciddi bir yanlıştır ve bu affedilemez. İlker Başbuğ'un tutukluluğunu 'terör örgütü mensubu' diyenleri tarih affetmez.

'TSK BİR ÖRGÜTTÜR AMA TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLDİR'

Kuvvetler ayrılığı prensibinin birbirlerinin alanına girmeye çok müsait olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, 'Daha önce sayın Ahmet Necdet Sezer'in döneminde yargıyı adeta bu erkleri üzerine çıkaran bir Meclis konuşması vardı. Bu ifadeler çok eleştiri aldı. Ne yargının yürütme, ne yürütmenin yargı üzerinde bir üstünlüğü olamaz. Hepsinin anayasanın tanımladığı o kategoride hizmetini vermesi lazım. Başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere diğer generallerimiz hiçbirisine kalkıp da bir alışılmış anlamda 'terör örgütü mensubu' demek çok ciddi bir yanlıştır ve bu affedilemez. Bu tanımlamayı yapanlar kendileri bulundukları makam itibarıyla kendilerini sağlamda görseler bile tarih onları affetmez. Bir defa TSK bir örgüttür ama terör örgütü değildir. Bu anayasal örgütün başıdır dersen eyvallah. Ama terör örgütü dediğin zaman affedilir bir yanı yok. Bu çok ciddi bir yanlış. Mesela orada emekli olan komutanlarımız var generaller var. Bu noktadaki yaklaşım tarzı çok yanlış' dedi.

"TUTUKLAMA BİZİM İÇİN SON SEÇENEK OLMALI"

Başbakan Erdoğan tutukluluk süreleriyle ilgili olarak da, şunları söyledi:

'Belli makamlarda olan insanlar bazı insanları artık öyle bir hale getirmiştir ki, bu kaçar mı, durur mu bunu bilir. Kaçma ihtimali yokken, böyle bir şey yokken bunu yaparsan sistemi tehdit eder pozisyona giriyorsun. İster emekli olsun, ister muvazzaf olsun. Kardeşim ver kararını. Ne geciktiriyorsun bu işi? Otur gece gündüz çalış icabında. Benim şu anda 6 saat uykum var, sen de yap.

Bu sadece generallerimiz diğer subay ve astsubaylar için yapılan uygulamalar biz siyasiler için oldu ve halen oluyor. Burada kim kaçar, kim kaçmaz. Tutuksuz yargılama meselesi, burada çok hassas davranmaları lazım. Tutuklama bizim için son seçenek olmalı. Cezaevi noktasında biz niye sıkıntıdayız? Tutuklama olayını son seçenek olarak düşünmeli. Hemen böyle geleni alayım atayım içeri olmaz. Bu adam terörist, tamam, eyvallah tutukla. Öyle bir şey oluyor ki, teröristi bile bir kapıdan alıp diğer kapıdan bırakıyorsun. Yahu Genelkurmay Başkanı'nı niye içeri alıyorsun arkadaş. Tutuksuz yargıla. Yap bunu o zaman bitir işi. Şahsen bundan dolayı üzgünüm. Bu kanaatimi burada paylaşmak zorundayım. Bunu asla yargıya müdahale olarak da söylemiyorum. Ama bunun bir değerlendirmeye alınması noktasında söylüyorum. Tutukluların geneli için böyle bir şeyi ortaya koyuyorum. Uzun tutukluluk sorunu milletvekilleri için de geçerli.'

Başbakan Erdoğan, Habertürk Televizyonu'nda canlı yayınlanan 'Teke Tek Özel' programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Terörle mücadeleyle ilgili soru üzerine Başbakan Erdoğan, dünyada terörle mücadele verenlerin bir anda netice alamadığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Biz 10 yıldır bu mücadelenin içindeyiz. Burada yeni yeni güvenlik güçlerimizin dahi ortak müdahale, ortak mücadele süreci başladı. Orada da sıkıntılarımız vardı geçmişte. Yani istihbarat yönüyle sıkıntılarımız vardı. Ama birkaç yıldır, gerek müşterek hareket etmede, gerek istihbarat paylaşımında iyi bir noktaya geldik. Şu anda istihbarat paylaşımında herhangi bir problem yaşanmıyor. Paslaşmalar iyi olmuyordu. Burada ciddi sıkıntılar yaşıyorduk. Ama şimdi artık bunlar geride kaldı. Tabii istihbarat paylaşımında bu sıkıntılar ortadan kalkınca, şimdi operasyonlarda da gerek polisin alanında, gerek askerin alanında çok rahat müdahale edilebiliyor. Geldiğimiz noktada da şu anda özellikle kırsalda, bir defa iş ciddi manada bir ehemmiyet arz etti. Şu anda gerek Genelkurmay Başkanım, gerek Kuvvet Komutanlarım, gerek doğuda, güneydoğuda görev yapan üst kademe, komuta kademesi, araziden çıkmıyor. Genelkurmay Başkanı operasyonu yürütürse, Kuvvet Komutanları gider de oralarda operasyon yürütürse, o zaman moral aşağıda başka oluyor. Sürekli iç içeyiz. Benimle olsun, Cumhurbaşkanımızla olsun, İçişleri Bakanımızla devamlı irtibat halindeler. Tabii bu aşağıya güven veriyor. Bunun bu süreçte artarak devam etmesi, belki 2012'de sayısal olarak operasyon fazla olmuş olabilir ama aldığımız neticeye baktığımız zaman netice almada çok başarılı olduk.' 

Erdoğan, yürütülen operasyonlara da değinerek, 'Kayıp itibarıyla karşı tarafın verdiği kayıp çok çok fazla. Biz bütün bunlara rağmen bunu ölçü almıyoruz, diyoruz ki öldürmenin değil, yaşatmanın peşinde olmamız lazım. Yaşatmanın peşinde olmamız için de şu anda güneydoğuda vatandaşlarımızın bize söylediği şu; 'Siz bizim umudumuzsunuz, bizi ne olur ihmal etmeyin, bırakmayın. Biz yanınızdayız, arkanızdayız'. Bizim de sizden istediğimiz tek şey var, verdiğimiz mücadelede siz de bizi yalnız bırakmayın. Nedir? Kepenkleri indirmeyin. Niye Gaziantep'e, Şanlıurfa'ya giremiyor terör? Orada da benim Kürt kardeşlerim yok mu? Var. Niye? Direniyor. Aynı direnci diğerlerinin de göstermesi lazım. Mesela yatırım yapmıyor. Bu şehrin insanı yapmıyor. Bir şeyler yap, bir bedel öde...' diye konuştu. 

Van'da açılan bir mermer fabrikasından bahseden Erdoğan, fabrikayı gezdiğini ve çok başarılı bulduğunu, buraya ciddi bir yatırım yapıldığını, 750 kişi çalıştırıldığını, sayının artacağını, Türkiye'nin yıllardır mermeri kütük olarak İtalya'ya gönderdiğini, ancak şu an Van'da bu fabrikada 2 milim mermer kesildiğini anlattı.

Erdoğan, Van'da üretilen bu mermerin hem ülkede kullanılacağını hem de ihracatının yapılacağını ifade ederek, Van gibi yerlerin bu yatırımlara ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Suriye'nin yeniden imarında bu tür şeylere fazlasıyla ihtiyacı olacağını aktaran Erdoğan, bu imarda Türkiye'ye büyük görevler düşeceğini, Suriye'de er veya geç bu işlerin biteceğini ve Türkiye'nin buradaki işlevinin çok çok daha farklı olacağını ifade etti.

'Bölücü terör örgütünün 4 boyutu var'

'Sizin gördüğünüz takvimde silahların bırakılması, örgütün sınır dışına çıkması nasıl bir takvim içerisinde gerçekleşebilir? Mesela Nevruz'da bir müjde olabilir, İmralı'dan ateşkes talimatı çıkabilir deniyor' sözü üzerine Erdoğan, bölücü terör örgütünün 4 boyutu olduğunu, eskiden 3 dediğini şimdi 4 diyeceğini, bu boyutların İmralı, Kandil, Avrupa ve parlamento uzantısı olduğunu dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, bu boyutlarla farklı farklı görüşüldüğünde kendilerine hepsinin 'İmralı ne derse biz onu yaparız' dediğini bildirdi.

'Bunda eğer samimiyseler şu anda İmralı, beklentilerimize cevap verecek noktaya doğru bir defa adımlarını atıyor. Nedir o? Bizim şu anda gördüğümüz şey, o da silahların bırakılmasından yana bir tavrın içerisine girmiş. Çünkü bakıyor ki, bu işin artık çıkışı bu' diyen Erdoğan, iktidar olarak yurt dışına çıkacaklar için eski hataları tekrarlamayacaklarını ve gitmeleri için ellerinden gelen bütün imkanları seferber edeceklerini ifade etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Çıksınlar ve silahlarını gömsünler. Bitsin bu iş. Çünkü bu bittiği zaman eğer benim Kürt vatandaşımı seviyorlarsa, o zaman Kürt kardeşime en büyük iyiliği bunlar yapmış olur. O zaman güvenlik güçlerimizin de operasyon süreci bitecektir. Durup dururken benim güvenlik güçlerim neden operasyon yapsın ki? Onun işi gücü operasyon değil asayişi sağlamak, teröre karşı mücadele etmek. Yurt dışı saldırılar varsa bunlara karşı mücadele etmek. Biz bunu görüyorsak benim zaten askerim de kışlasındadır, polisim de mahallindedir. Başka yere çıkmaz. Ondan sonra zaten herkes huzur içinde, hem bu ülkede mali noktada şu anda Güneydoğu'da, Doğu'da işsizlikten dem vuruyorsak işsizlik ortadan kalkar. Şu anda mensubu olduğunuz kurumun ciddi yatırımları var. Bu yatırımlara rağmen geçenlerde geldiler, iş makinelerini yaktılar. Çalışanların tamamı bölge insanı olmasına rağmen. Yatırım, 600 milyon dolarlık bir yatırım. Bu yatırımın olduğu yere sen gel, orada iş makinelerini yak, tehditler vesaire falan... İstenen ne? Bize vergiyi vermedin. Bölgeye vergi ödüyor, bundan daha büyük vergi mi olur? Aynı şekilde bölgede başkalarının yiğitçe yatırımı var. Başka gelmek isteyen de bunları görerek gelmiyor. O zaman bölge nasıl kalkınacak? Biz buna rağmen bölgede 36 katrilyon yatırım yapmışız, altyapı, üstyapı yatırımı. Bu yatırımı teröre rağmen yapıyoruz. Demek ki terör bu bölgeden sıyrılsa yatırımcının bu bölgeye girmesiyle yatırımlar 36 değil 72'ye çıkar. O zaman batıyla yarışır hale gelir.'

'Altyapı çok değişti'

Erdoğan, 'Baktığınız zaman altyapı gerçekten batıyla yarışır hale gelmiş. Terörün yoğun olmadığı kentlerde büyük gelişmeler var. Urfa'yı tanıyamadım. Gaziantep keza. Terör bir nebze gerilese orada büyük işler olacak' sözü üzerine, 'Hiç aklınıza gelir miydi, 10 yıl önce biz sizinle böyle bir programda ben size 'Hakkari Yüksekova'ya, Şırnak'a, Cizre'ye havaalanı yapacağız' desem, siz bana o zaman gülerdiniz' dedi.

Cizre'ye yaptıkları havalimanının açılışını gerçekleştireceklerini, Yüksekova'da da yapacaklarını, burada da iş makinelerinin yakıldığını, müteahhidin bırakıp gittiğini ve yenisiyle anlaştıklarını ifade eden Erdoğan, 'Ne yaparlarsa yapsınlar bitireceğiz. Onlar Hakkari'de yaşayan insanıma Kürt olmasına rağmen kendi insanımız gibi bakmıyor. Biz oradan milletvekili çıkaramadığımız halde, orası benim insanımdır, vatanımdır... Dolayısıyla sorumluluk mevkiinde olan bir iktidar olarak biz oraya da havaalanını yapacağız dedik ve yapıyoruz. İnşallah bu yıl sonuna kadar yetiştirmeye çalışacağız' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, aynı şekilde Cizre'de de belirtilen takvimde havaalanının bitirileceğini kaydederek, yatırımcının buralarda havaalanını, yollarını aradığını, yöneticinin havayoluyla geldiğini, bunların altyapısının oluşturulduğunu anlattı. 

Her ilde üniversite olduğuna değinen Erdoğan, buralardaki üniversitelere öğretim üyelerinin gerektiğinde haftada bir gün uçakla ders vermeye gideceğini, bu durumun öğrenciye özgürlük getireceğini, kaliteli öğretim üyeleri buralara geldiği için kalitenin artacağını dile getirdi.

11 yıl önce