|

Ergenekon salona sığmadı

Asrın davası Ergenekon'da sanıklar hakim karşısına çıktı... 278 kişilik duruşma salonuna 300'ü avukat 400 kişi alınınca izdiham çıktı. Sanık avukatlarınının itirazı üzerine Hakim, 'Ben de durumdan memnun değilim' diyerek duruşmaya ara verdi. 13:00'te yeniden toplanan mahkeme tutuklu ve tutuksuz sanıkların ayrı ayrı ifadelerinin alınmasına karar vererek duruşma salonunda yoğunluk yaşanmasını önledi. Mahkeme teknik aksaklıkların giderilmesi için duruşmayı Perşembe'ye erteledi.

Ali Oktay
00:00 - 21/10/2008 Salı
Güncelleme: 02:30 - 21/10/2008 Salı
Yeni Şafak
Ergenekon	  salona sığmadı
Ergenekon salona sığmadı

Ümraniye'de 12 Haziran 2007'de ele geçirilen 27 el bombasıyla başlatılan Ergenekon soruşturmasında sanıklar dün hakim karşısına çıktı. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi İlhan Selçuk ile İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu 46'sı tutuklu 86 sanığın yargılanacağı dava, Silivri Cezaevi'nde başladı.

RÖTARLI BAŞLADI İZDİHAM ÇIKTI

Duruşma salonuna ziyaretçi girişi saat 08.00'de başladı. Gazeteciler, avukatlar, sanık yakınları ile tutuksuz sanıklar içeri alınırken 3 arama noktasından geçtiler. Gazetecilerin kayıt cihazları, diz üstü bilgisayarları ve telefonları emanet bölümünde muhafaza altına alındı. Duruşma salonuna sanıklar ve avukatlar alınırken kapıda oluşan yığılma nedeniyle tartışmalar yaşandı. Duruşma 1 saat 25 dakika geçikmeyle 10.25'te başladı. Duruşmada Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın da hazır bulundu. Ziyaretçiler kendileri için ayrılan ayrı bir odada LCD ekran olmadığı için duruşma salonuna alındı. Yaklaşık 300 avukatla birlikte 400 kişi 278 kişilik salona sığmadı.

YER TARTIŞMASI

13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, izdiham nedeniyle tutuksuz sanıkların ifadelerinin ayrı bir günde alınmasını teklif etti. Bunun üzerine Şengün ile sanık avukatları arasında tartışma çıktı. Avukatlarından bazıları, bu şartlar altında yargılama yapılamayacağını savundu. Şengün ise “Biz de bu durumdan memnun değiliz' dedi. Şengün, İlhan Selçuk'un avukatı Uğur Alacakaptan'ın “Ben böyle bir şey görmedim' çıkışına “Bu şartlara uygun yer yoktu. Hatta şu gördüğünüz direği yıkarak salonu genişlettik” cevabını verdi.

SANIKLARA 3 AVUKAT SINIRLAMASI

Muzaffer Tekin'in avukatı izdiham nedeniyle salonda konuşmaların bile anlaşılamadığını iddia ederek adil yargılamanın ihlal edildiğini ileri sürdü. Bu sırada sanıklardan biri ayağa kalkarak “Ben canımla uğraşıyorum. Sen ne konuşuyorsun” diyerek avukata tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Şengün, Yoğunluk nedeniyle duruşmaya saat 13:00'e kadar ara verildiğini açıkladı. Arada mahkeme heyeti durum değerlendirmesi yaptı. Şengün, duruşmada, izdihamı önlemek için tutuklu ve tutuksuz sanıkların ayrı ayrı ifadelerinin alınmasına ve bir sanığı en fazla 3 avukatın savunmasına karar verildiğini açıkladı.

ERTEKİN, KERİNÇSİZ'İN TERİNİ SİLDİ

Duruşmada Doğu Perinçek söz alarak, 'Bir partinin yöneticisiyim. Bu iddialar Anayasa Mahkemesi'nin alanına girer. İP'lilerle ilgili dosyayı Yargıtay Başsavcılığ'na gönderin' dedi. Kemal Kerinçsiz, Mahkeme Üyesi Sedat Sami Haşıloğlu'nun üyelikten alınmasını istedi. Sosyete kuyumcusu olarak bilinen Hayrettin Ertekin, sık sık oturduğu yerden kalkarak, konuşmasını yapan Kemal Kerinçsiz'in terini mendiliye sildi.

SANIKLAR ANKARA'YI İSTEDİ

Sanıklardan Gazi Güder'in avukatı davanın Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesini talep etti. Hayrettin Ertekin, Kemal Kerinçsiz ve bazı sanık avukatları da aynı talepte bulundu. Bu konuda görüşü sorulan Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, davanın tutuklu sanıkları taleplerinin CMK'ya aykırı olduğunu, örgütün üssünün İstanbul olduğunu söyledi.

HEM TEKİN HEM MUZAFFERİM

Muzaffer Tekin de suçlamaların komplo olduğunu ileri sürerek "O basında yansıtılan Muzaffer Tekin ben değilim"şeklinde konuştu. Danıştay saldırısıyla ilgisi olmadığını söyleyen Tekin, "Ben o davadan hem (muzaffer) hem (tekin) çıktım" dedi. Duruşmaya sanık ve avukatların talepleri değerlendirilmek üzere saat 16.25'te ara verildi. Aradan sonra toplanan mahkeme sanıkların taleplerini incelemek amacıyla duruşmayı Perşembe'ye erteledi. Sanıkların tahliye talepleri de reddedildi.


Sıkıyönetim hakimi değiliz

Bazı avukatlar fiziki şartları eleştirerek, bu şartlarda yargılama yapılamayacağını savundu. Bir sanık avukatı bu tür duruşma salonlarının “sıkıyönetim” mahkemelerinde olduğunu ileri sürdü. Şengün ise bu sözlere “Sıkıyönetim hakimi değiliz, fiili şartlar değişik, görüntü değişik olabilir. Yargılamayı yapacak mahkemenin o tarafından asla kuşku duymayınız” diye konuştu.


Sopalarla geldiler...

İşçi Partisi ve Türkiye Gençlik Birligi (TGB) üyeleri ile Ergenekon sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük'e destek olmak isteyen kişilerden oluşan bir grup cezaevi önünde gösteri yaptı. Grup, Ergenekoncuların yargılanmasını isteyen ve davaya müdahil olmak isteyen Ezilenlerin Sosyalist Platformu, DTP, Özgür-Der, Sosyalist Demokrasi Partisi, Emekçi Hareket Partisi, Sosyalist Dayanışma Platformu, Toplumsal Özgürlük Platformu üyelerini de cezaevine yaklaştırmamak için bayrak sopalarını ve yanlarında getirdikleri demir çubukları hazırladı. Jandarmalar çatışma ihtimaline karşı iki grubun arasına barikat kurdu. Tuncay Özkan'ın dev posterini açan bir grup da cezaevi önünden gelişmeleri aktaran Samanyolu TV ile Kanal 7'nin yayınlarını engellemeye çalıştı. Sloganlar atan grubu jandarma dağıttı.


Sabunsuz Çin işkencesi

Tutuksuz sanıklardan İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu duruşmaya katılmak için sabah saatlerinde Silivri'ye geldi. Cezaevine gelişinde fotoğraf ve görüntü almak isteyen gazetecilerin arasında izdiham yaşanması üzerine Alemdaroğlu, 'Bana gösterilen bu ilgi, dünya savaşı katiliyim gibi görünüyor. Öyle miyim yoksa?' dedi. Yapacağı savunmanın 800 sayfa olduğunu belirten Alemdaroğlu, çıkışta yaptığı açıklamada ise tuvaletlerden yakındı. Tuvaletlerde sabun bulamadığını söyleyen Alemdaroğlu, “Burada bize Çin işkencesi yapılıyor. Yargılama salonu İstanbul'a uzak. Tuvaletlerinde el kurulanamıyor. Otellerin, Milli Eğitim'in, üniversitelerin 300 - 500 kişiyi yargılayabilecek çok güzel salonları vardı” ifadelerini kullandı.



15 yıl önce