16 gündür Acıbadem Hastanesi'nde akciğer kanseri tedavisi gören Şakir Süter, cumartesi gecesi fenalaşarak yoğun bakıma kaldırıldı. Yoğun bakımda iki gün yaşam mücadelesi veren Şakir Süter, dün sabaha karşı saat 03.30 sularında yaşamını kaybetti. Süter'in yoğun bakımda tutulduğu sırada yanında eşi Gülsüm Süter bulunuyordu. Eşinin odadan ayrılmasından 5 dakika sonra Süter'in hayata gözlerini yumduğu açıklandı.
Mesleğe 1970 yılında Akşam Gazetesi'nde muhabir olarak başlayan Şakir Süter, ara vermeden 37 yıl boyunca gazetecilik yaptı.
Süter, 2 yıl önce pençesine düştüğü hastalığa ilişkin yazılar da kaleme almıştı. Kanser nedeniyle yaşamını yitiren Kazım Koyuncu'dan bahsettiği 22 Nisan 2005 tarihli yazısında, Süter, Çernobil'in süren etkilerine değinmiş ve kendisinin de pençesine düşeceği hastalık için, “Daha kaç kişinin kansere yakalanmasına seyirci kalınacak acaba?” demişti.
Şakir Süter'in cenazesi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenecek tören ile yarın defnedilecek. Süter, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Akşam gazetesi önünde düzenlenecek törenlerin ardından Altunizade'deki Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii'nde öğleyin kılınacak cenaze namazından sonra Çengelköy Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
TBMM Başkanı Köksal Toptan, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu Süter'in vefatı dolayısıyla, Süter'in eşi Gülsüm Süter ile Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut'a başsağlığı mesajı gönderdi. Meclis başkanı Toptan mesajında 'Yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek kaybettiğimiz merhum Şakir Süter, gazetecilik mesleğinin her aşamasında başarıyla görev yapmış basınımızın usta kalemlerinden biriydi” ifadelerini kullandı.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de Gülsüm Süter'e gönderdiği mesajda, 'Muhterem eşiniz, değerli arkadaşım, aziz kardeşim Şakir Süter'in vefatını teessürle öğrendim. Derin acınızı paylaşırım. Taziyelerimi sunar, merhuma Allah'tan rahmet dilerim' dedi.
1950 yılında Bergama'da doğan Şakir Süter, 1970 yılında Akşam Gazetesi'nde muhabir olarak mesleğe başladı. Süter, meslek hayatı boyunca muhabir, istihbarat şefi, haber müdürü, genel koordinatör, yayın kurulu üyeliği ve yazarlık görevlerinde bulundu. Kanal 6'da 2,5 yıl boyunca her sabah gündemi yorumlayan Süter, Kanal 9 ve BRT'de de uzun süre “Galeri” adlı haftalık haber programını hazırladı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanlığı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu üyeliğinde de bulunan Süter, TGC Onur Kurulu üyesiydi. Süter, gazetecilik mesleğinin yanı sıra, 1990 yılından bu yana İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde “Uzmanlaşmış Gazetecilik” dersi veriyordu. Süter'in “Merkez Sağda Tapu Kavgası”, “Beyaz Elbiseli Kadın” ve “Derin Halk” isimleriyle yayınlanan 3 kitabı ile “Fıkralar ve Fıkracılar” adlı yayına hazırlanan bir kitabı bulunuyor.Gülsüm Süter ile evli olan Şakir Süter'in Barış isminde bir oğlu var.
Şakir Süter'in oğlu Barış Süter babası için, “Yazması veya yazmaması gerekeni çok iyi biliyordu. Onu hayata bağlayan mesleğiydi. 'Ben bu hastalığı mesleğimle atlatacağım' diyordu. Çok yorucu bir mesleği vardı. O da hep bu tempo içerisinde oldu. Herhangi bir meslektaşının yardıma ihtiyacı olduğu zaman, yardıma koşardı. Hatta seçim döneminde, bizim ikazlarımıza rağmen mitinglere bile gidiyordu” diye konuştu.
Yavuz Donat:
1970-1971 yıllarında Akşam'da birlikte çalıştık. Daha sonra Tercüman'a geçtim. Şakir de oradaydı. İhtilal yıllarını uzun süre birlikte yaşadık. 1991'de Tercüman'dan ayrıldım. Unutulmaz, zarif, sıcak bir dosttu. Onunla meslektaştan öteydik. Dürüst ve disiplinli bir gazeteciydi. Esprili ve zeki bir insandı.
Nazlı Ilıcak:
Şakir Süter çok sevdiğim, dürüst ve adil bir insandı. Şakir, meslek hayatına Tercüman'da başladı diyebilirim. Köşe yazılarına da burada başladı. Kendisiyle Meydan ve Akşam gazetelerinde de birlikte çalıştık. Dostlarına karşı çok mertti. Başarılı bir gazeteciydi. Kemal Bey (Ilıcak) ile de ilişkileri çok iyiydi.
Orhan Erinç:
Türkiye, sorumluluğunun bilincindeki yurttaşlardan birini, medya da başarılı bir meslektaşını kaybett. Süter, yalnız başarılı bir gazeteci değil, insanlara yardım konusunda da özverili yardım sergilemeyi ilke edinen bir üyemizdi. Süter'i genç denebilicek bir yaşta kaybetmiş olmamız üzüntümüzü daha da artırdı.
