|

Hatice'nin dramı reyting malzemesi

Cihan
00:00 - 17/03/2007 Cumartesi
Güncelleme: 17:15 - 17/03/2007 Cumartesi
Yeni Şafak
Hatice'nin dramı reyting malzemesi
Hatice'nin dramı reyting malzemesi

Televizyonda gördüğü bir intihar sahnesini canlandırmaya çalışırken yaşamını yitiren Hatice Demir'in yakınları olayın çarpıtıldığını ve hiç hak etmedikleri bir şekilde basın yayın organlarınca itham edildiklerini dile getirdi.



Talihsiz kızın amcası Cuma Demir, kendileri ile hiç görüşmeden haklarında yazılan köşe yazılarından duyduğu üzüntüyü ifade etti.



Ailenin henüz ölen çocuğun yasını tuttuğu sırada bir de asılsız ithamlarla karşı karşıya kaldığını dile getiren Demir, avukatları ile görüştükten sonra gerekirse dava açma yoluna gideceğini aktardı.



Bu arada Demir ailesinin avukatları Cüneyt Altıparmak ve Ömer Avcı konu ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

Avukatlar açıklamasında, "Şanlıurfa'da, kardeşi ve kuzeniyle televizyonda gördüğü intihar sahnesini canlandırmak isterken hayatını kaybeden 12 yaşındaki H. D'nin ailesi bu dramın TV Kanalları arasında atışmaya dönüşmesi nedeniyle Avukatları Cüneyd Altıparmak ve Ömer Avcı aracılığı ile aşağıdaki açıklamayı kamuoyu bilgisine sunma gereğini duymuştur. " dedi.

"Müvekkilimiz olan aile mensupları olayın etkisi altındadır. Yaşanan bu talihsiz olay gerek ilimiz Şanlıurfa'da ve gerekse tüm Türkiye'de yankı bulmuştur. " denilen açıklamada, " Olayın medyaya yansıyan boyutu bir "çocuğun" ölümü ve ailesin üzerindeki etkileri olmamıştır. Bunun yerine olaya belki de dikkat çekici bir boyut kazandırılmak istenmiştir. Bu nedenledir ki ölüm olayında televizyonun ve dizi filmlerin etkisi üzerinde durulmuştur. Öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyoruz ki; ölen 12 yaşında bir kız çocuğudur. Ailesini ilgilendiren sadece bu boyuttur ve bunun dışındaki hiçbir etmen ailenin acısının dinmesine çare olmayacaktır. " denildi.



Açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Medyada H. 'nin intihar sahnesini canlandırmak isterken, 'Sırlar Dünyası' programına mı yoksa 'Yaralı Yürek' dizisine mi özendiği tartışmaları reyting hesapları üzerinden yapılırken, 12 yaşında kaybettikleri kızları H'nin bu tür olaylara alet edilmesi Demir ailesini derinden yaralamıştır. Ancak medya kuruluşlarının bu olaydan ders çıkarmamaları ve biri birilerini suçlayıcı nitelikte yayın yapmaları da kanaatimizce dikkatten kaçırılmamalıdır. Zira bizce kurumların birbirini suçlamak yerine, somut çözümler getirmesi gerekmekte idi. Olayın yaşanış şekli gerçekten çok ilginçtir. Görgü tanıklarının ve müvekkillerimizin anlattıklarına göre; amcası Cuma Demir'in misafir kaldıkları evinde öğlenden sonra çocuklar ile oyun oynayan H. D. kardeşi G ve amcasının kızı ile birlikte televizyonun bulunduğu oturma odasına geçmiştir. Bu arada televizyonda intihar sahnesini canlandıran karakterin de içinde bulunduğu dizinin fragmanını (tanıtım parçasını) görmüştür. Ben de onun gibi intihar edeceğim, bakalım acıyacak mı? diyerek odayı terk eden H. D, evin damından asılı eşarbı alarak içeriye girmiş ve boynuna bağlamıştır. Eşarbın diğer ucunu da pencerenin koluna bağlayan küçük kız, arkadaşlarından yastık getirmesini istemiştir. H. D, üst üste koyduğu minderlerin üzerine çıkıp boynuna doladığı eşarpla kendini pencerenin koluna asmıştır. Aile fertlerinin aktardıklarına göre etkilendiği karakter "Beyaz" isimli bir dizi film kahramanıdır. Zaten bu durum olayın gerçekleşme saatine yakın çıkan fragman ile örtüşmektedir. Olayın her hangi bir şekilde başka bir dizi ile ilgisi olmadığı şu aşamada düşünülmektedir. Ancak bu durum bir dizinin suçlanması veya televizyon kanalının kötülenmesi anlamında düşünülmemelidir. Burada yapılan sadece vakanın anlatılmasından ibarettir. Bir başka şey akla gelmemelidir, düşünülmemelidir. Bizce çocuklara zarar verecek diziler içeriği her ne olursa olsun, her hangi bir kanalda yayımlanıyor olsun, dikkatle izlenmeli veya yayımdan kaldırılmalıdır. Mevzu şu durumda savcılık aşamasında olup inceleme devam etmektedir. Konunun içeriğini etkileyici şekilde her hangi bir yayının yapılması basın kuruluşları ve medya açısından ise ayrıca hukuka aykırılık teşkil edecektir. Kanaatimizce Televizyon kanallarında bir biri ardına yayınlanan şiddet içerikli diziler senaryodan çıkıp sosyal hayatın içine girmesi ve birçok kimsenin zarar görmesi ile neticelenen olayların ilki olmayan bu hadise belki de sonu olmayacaktır. Zira izlenen bir takım diziler sonucu okullarda, sokaklarda çocukların etki altında kalarak "çeteleştiğini", "mafyalaştığını" söylemek kanaatimizce malumu ilandan başka bir şey olamaz. Düşünülmesi ve toplumda tartışmaya açılması gereken konu budur. Zira televizyon insanlardaki bilinç düzeyi yükselttikçe ve iyi şeylere özendirdikçe amacına hizmet ediyor demektir. Aksi halde televizyonun gereği de kalmaz ve kalmamalıdır. Farklı bir pencereden bakıldığında ise ebeveynlerin çocukları ile izleyecekleri programları iyi seçmeleri gibi bir zorunluluğunda farkında olunması gerektiği kanaatindeyiz. Bu konuda tüm anne ve babaları daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. "

17 yıl önce