|

İstanbul'un geneli afet bölgesi ilan edilemez

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sel felaketiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "İstanbul'un geneli afet bölgesi ilan edilemez" dedi.

Aa
00:00 - 11/09/2009 Cuma
Güncelleme: 17:03 - 11/09/2009 Cuma
Yeni Şafak
İstanbul'un geneli afet bölgesi ilan edilemez
İstanbul'un geneli afet bölgesi ilan edilemez

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Her zaman söylediğim bir şey var; dere yatağında akar ve eğer derenin yatağında akmasına müsaade edilmez de müdahaleler yapılırsa intikamı ağır olur. Bunu bir tespit olarak söylemenin siyasete alet edilmesini anlamak mümkün değil' dedi.

Başbakan Erdoğan, Üsküdar'daki evinden çıktıktan sonra Cuma namazını kılmak üzere Sultanahmet Camisi'ne geldi. Erdoğan burada, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir tarafından cami kapısında karşıladı.

Camide cuma hutbesini veren Emrullah Hatipolu, İstanbul ve Tekirdağ'da yaşanan su baskınına değinerek, Hz. Muhammed'in yağmur duasına çıkmasına ilişkin bir anekdot anlattı.

Hazreti Muhammed'in yağmur duasının ardından Medine'yi sellerin alıp götürdüğünü, bunun üzerinde Hz. Muhammed'in Allah'a, 'Allahım hepsini bize yağdırma, etrafa da dağıt bu yağmurları' dediğini aktaran Hatipoğlu, şöyle konuştu:

'Bu bir örnektir. Yağmur bir noktaya öyle yağarsa bakın böyle felaketlere yol açıyor. Buna afet denmez. Hep rahmet olarak algılıyoruz tabii, ama rahmetini eğer bir noktaya yapıyorsa bu da düşündürücü olmalıdır. Acaba bir suç mu işledik? Şimdi 'Onlar suç işliyordu da o bölgeye sel geldi' değil, böyle anlamayın. Dilerse ölçülü yağdırır, dilerse böyle yağdırır. 'Karada ve denizde fesat ortalığı kuşattı' diyor sure. İnsanların kötü yanlış işleri nedeniyle fesat kuşatır. Herkes kendini hesaba çeksin. Dönsünler bundan vazgeçsinler diye yapar bunu Allah. Filan falan adres için söylemiyorum bu lafı bu vesileyle hatırlayalım diye söylüyorum. 'Gene yağmur gelecek tedbir alınsın' anonsları yapılıyor. Alalım almasına da yine 200-300 kilogram düşerse ne yapacağız? 'Allahım bunu bekleyenlere, susuzluktan çatlamış topraklara gönder' diye dua edelim.'

Bu arada, Cuma namazına İstanbul Valisi Muammer Güler ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da katıldı.

Başbakan Erdoğan'ın, Cuma namazının ardından da Sultanahmet Camisi avlusunda devam eden '28. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı'nı gezdiği ve çeşitli kitaplar satın aldığı öğrenildi.

Camide yaklaşık 3 saat kadar kalan Erdoğan, vatandaşların tezahüratları altında camiden çıktı.


'BU FELAKET ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK ÇOK ÇOK YANLIŞ'

Sultanahmet Camisi çıkışında gazetecilerin İstanbul'daki sele ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, dün Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde ilgili bakanlarla bir toplantı yaptıklarını, Belediye Başkanı, İSKİ ve DSİ Genel Müdür ve yardımcılarının da katıldığı toplantıda, geçmişten bugüne ve yarına yönelik neler yaptıkları ve neler yapabileceklerinin bir müzakeresini gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bu müzakereler neticesinde üzülerek müşahede ettikleri bir şey olduğunu dile getiren Erdoğan, 'Burada altını çizerek bir şeyi söylemem lazım; bu felaket üzerinden siyaset yapmak çok çok yanlış. Ben bu felaket üzerinden siyaset yapacak değilim' dedi.

Siyaset yapmayı da 30'u aşkın kaybedilen vatandaşlara saygısızlık olarak gördüğünü ifade eden Erdoğan, 'Halkımıza saygısızlık olarak görüyorum. Yani siyaset meydanlarına gelindiğinde orada burada 'Sizin evlerinizi yıktı, bundan sonra gelince tekrar evlerinizi yıkacak' demek suretiyle çığırtkanlık yapanların şimdi kalkıp 'buralar niye yıkılmadı?' demesini anlamak mümkün değil' diye konuştu.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Ben sadece şunu söylemek isterim; 1996'da İstanbul'da belediye başkanlığı yapmış bir insanım ve derelerimizle ilgili olarak gerek Ayamama, gerek Tavukçu, gerek Papaz Deresi, gerek Çırpıcı Deresi, gerek Alibeyköy Deresi gibi Avrupa yakasında önem arz eden dereler üzerinde, o zamandan başlattığımız çalışmalar var. Örneğin bir Çırpıcı Deresi'ni o zaman başlattık. Alibeyköy Deresi'ni o zaman başlattık ve sağolsun Kadir Bey döneminde Alibeyköy Deresi'ni bitirdik ve Alibeyköy artık bu tür yağışlarda filan herhangi bir sıkıntı yaşatmıyor. Çırpıcı yaşatmıyor. Aynı şekilde Tavukçu Deresi'nde bu defa herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Fakat Ayamama'nın ıslahı gerçekleşemedi, birçok neden var. Şimdi tabii bazı şeyler konuşuluyor. Orada ne yazık ki bazıları planlara gitmiş. Bunlar plan dairesinde, buralarda binalar yapılmış ve her zaman söylediğim bir şey var; dere yatağında akar ve eğer derenin yatağında akmasına müsaade edilmez de müdahaleler yapılırsa intikamı ağır olur. Bunu söylemenin siyasete alet edilmesini anlamak mümkün değil.

Nitekim mesela benim 1996'daki belediye başkanlığım döneminde ATV-Sabah Ayamama Deresi üzerinde maalesef dere yatağına mütecaviz bir yapıydı. Orayı biliyorsunuz o taşkında bastı ve ciddi sıkıntılar yaşandı. O sıkıntılar yaşandığında biz de dedik ki dere yatağına bu binayı yaptınız. Sizler bu işleri bilen insanlarsınız. Bu tür felaketler olduğu zaman yazan çizen insanlarsınız. Peki siz kendiniz bunu niye yaptınız?'


İKİTELLİ, SELİMPAŞA VE SİLİVRİ'DE GÖRÜLENLER

Bu tür şeyleri dün bütün alanı gezerken, aynı şekilde gördüklerini ifade eden Erdoğan, bunu İkitelli, Selimpaşa ve Silivri'de gördüklerini anlattı.

Silivri'de Mimar Sinan'ın köprüsünün gözlerine bakıldığında bir kaç tanesinin kapatılmış durumda olduğunu, ancak köprünün sağlam durumda bulunduğunu belirten Erdoğan, 'İki tanesi şu anda açık, diğerleri kapalı durumda' dedi.

Bolluca Deresi'nin devamında dereye tecavüz edildiğini söyleyen Erdoğan, 'Dere yatağı ciddi manada daraltılmış. Onu da görüyorsunuz. Şimdi burada bunlara müdahaleye girdiğiniz zaman karşınıza çıkan kim? Bakıyorsunuz karşınıza bu tür şeylerde vatandaş çıkıyor, yargı çıkıyor. Müdahale ettiğinizde yargı hemen yürütmeyi durdurma veriyor. Nitekim işte buyurun bununla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi yargıya gitti. Yargı burayla ilgili yürütmeyi durdurma verdi. Belediye Başkanımızın bana verdiği son netice. Şimdi bunu neyle izah edeceğiz?' diye konuştu.


'VATANDAŞ BİZDEN OLMAYACAK KARŞILIKLAR İSTİYOR'

Şimdi felaketin ortada olduğunu, bu kararı verenlerin bu kararı nasıl değerlendireceğini soran Erdoğan, şunları kaydetti:

'Biz buna benzer sıkıntıları çok yaşadık, çok yaşıyoruz. Ben onun için yaptığım açıklamada bir şey söyledim; bizi vatandaşımızın anlaması lazım. Avcılar'da depremde bütün o binalar çatladı. Kayma var ve biz bu binaların taşınması için yaptığımız binalara taşınmalarını istedik. Vatandaş bizden olmayacak şeyler istiyor, karşılıklar istiyor. Diyelim orada bir tane dairede oturuyor, diyor ki 'Benim dairemin değeri bu. Bana en az iki tane üç tane daire vereceksiniz ki ben buradan çıkayım.' Böyle yaklaşıldığı takdirde bunları çözemeyiz, ama adil bir şekilde yaklaşırsak, burada her an ölüm tehlikesi var. Biz size daireler yapmışız, metre karesi uygun daireler veriyoruz. O zaman buralara taşınmak suretiyle, bir defa siz de o korkuyu üzerinizden atın, biz de bu korkuları endişeleri üzerimizden atalım ve buraları yıkmak suretiyle belki de hiç yapılanmaya gitmeyeceğiz, ama şimdi bizler gerekirse buraları afet bölgesi ilan etmek suretiyle de Bakanlar Kurulu kararıyla buralarda her türlü yıkımı yapabiliriz. Burada yasanın bize verdiği yetkiler var.'

Erdoğan, 'yıkımları kimin yapacağının' sorulması üzerine, 'Bunları belediyelerimizle yapmamız mümkün. Aynı şekilde bunları Bayındırlık ve İskan Bakanlığımızla yapmamız mümkün. Bu konular üzerinde çalışmaları şu anda yürütüyoruz ve bu çalışmalar neticesinde kararı vereceğiz' dedi.

Başbakan Erdoğan, 'bunun nereleri kapsayacağına' ilişkin soruyu 'Bunun çalışmalarını belediyelerimiz, Bayındırlık Bakanlığımız, Çevre Bakanlığımız müşterek yürütüyor, ama gönlümüz şunu arzu ediyor; işi bu noktaya getirmeden bütün oralardaki yerleşim yapmış olan vatandaşlarımızla anlaşalım ve bunu bir diyalog içerisinde anlaşmak suretiyle bunları çözelim ve buraların da ıslahını, derelerin ıslahını gerçekleştirelim' diyerek yanıtladı.

İstanbul'da dere yataklarıyla ilgili bir karar aldıklarını belirten Erdoğan, 'Eskiden büyük şehir altyapıya bağlıydı. Bundan böyle bu büyükşehir altyapıya bağlı olmayacak. Bütün büyük şehirlerde bu tür dere yataklarının ıslahı İSKİ, illerdeki su kanalizasyon idarelerine tamamıyla verilecek. Bunların tamamının artık ıslahını, takibini, her şeyini su ve kanalizasyon idareleri yürütecek' dedi.


'BİZİM BÖYLE BİR ŞEYİ İLAN ETMEMİZİN BİR ANLAMI YOK'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bakın afet bölgesi demek oradaki bütün yaşam koşullarını ortadan kaldırmak demek, artık orada yaşam olmayacak demektir. Bizim böyle bir şeyi ilan etmemizin bir anlamı yok' dedi.

Cuma namazını kıldığı Sultanahmet Camisi çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin 'Mimar ve Mühendisler Odası'ndan yapılan bir açıklama var. Bugün de bazı gazetelerin manşetinde yer alıyor. Ayamama Deresi'nin çevresindeki yapılaşmanın 1997 yılından bu yana giderek arttığı ve yargıya konunun intikal ettiği yazılıyor ve iddialar da bu yönde. Yargıdan da buradaki yapılaşmanın önüne geçilmesi konusunda karar çıktığı açıklanıyor ki bu sizin belediye başkanlığı yaptığınız döneme denk geliyor' sözleri üzerine 'bunların yalan ve tamamen düzmece olduğunu' söyledi.

Ayamama Deresi'nin kıyı şeridinde yapılaşmaya kendisinin müsaadesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bağcılar Belediyesi'nin sınırları içerisinde olan bölgede ilan edilmiş bir ticari merkez var. Biraz da onunla bunu birbirine karıştırıyorlar. Bir defa ben Ayamama Deresi üzerinde o dönemlerde yapılanmalara karşı kavga vermiş, mücadele vermiş bir belediye başkanıyım. Beraberinde kaçak konutlara karşı mücadele vermiş bir belediye başkanıyım. Gecekondulara karşı mücadele etmiş bir belediye başkanıyım. Tayyip Erdoğan'ın ağzından gecekondu yapımına müsaadeye dair bir şey bulamazsınız. Onun için Mimar ve Mühendisler Odası ideolojik yaklaşmayı bıraksın bir defa dürüst davransın. Doğru davransın ve bizim attığımız adımları da çok iyi takip etsin. İdeolojik yaklaşımlarıyla birçok bu noktada dürüst davranan, yatırım yapacak olan insanların önünü kesmek için neler yaptıklarını da gayet iyi biliyoruz ve zaten bu oynanan oyunun içerisinde onlar da var.'

Başbakan Erdoğan, 'Ayamama Deresi aslında ıslah edildi ve bu ıslah çalışmaları Güneşli'ye kadar geldi. Ancak burada kamulaştırma engeliyle karşılaşıldı' iddialarının hatırlatılması üzerine de Ayamama Deresi'nin denizle birleştiği arıtma tesisinde çalışmalar olduğunu, derenin tamamının ıslahına yönelik herhangi bir şey yapılmadığını kaydetti.

Gazetecilerin 'Çok katlı kavşak var. Sele kapılan TIR'ların buradaki giderleri kapattıktan sonra taşkın olduğu iddiaları var. Belediyenin eski üst düzey yöneticileri oradaki çok katlı kavşağın da selde bir faktör olduğunu söylüyorlar. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?' sorusu üzerine Erdoğan, 'Her şeyi yaparken samimiyet yaklaşımı içerisinde olacağız. Bugün İstanbul'da bir ulaşım sorunu var ve bu ulaşım sorunuyla ilgili köprülü kavşağın yapılmasından daha bilimsel ne olabilir. Yani bu kişilerin hepsi bilimsellikten uzak tamamıyla burada kendi ideolojik yaklaşımlarını işin önüne sokarak burada siyaset yapıyorlar. Bakın bu siyasi oyunlara lütfen gelmeyin' şeklinde konuştu.


ASKERİ ALANDAKİ GÖLET

Başbakan Erdoğan, bazı gazetelerin askeri alandaki bir göletin yarılarak taştığını, bunun neticesinde oluşan selin tırları götürdüğünün öne sürüldüğünü hatırlatarak, şunları söyledi:

'Ben gittim, oraları da gezdim. Bakıyorsunuz bir tane il başkanı çıkıyor CHP'nin, 'Başbakan nerede, Belediye Başkanı nerede?' diye konuşuyor. Belediye Başkanı arazide, Vali arazide, Başbakan gelmiş bu bölgede AKOM'da toplantısını yapmış. Sizler o toplantının içerisindesiniz. Aynı şekilde bakıyorsunuz Ana Muhalefetin Lideri geliyor 'Başbakan nerede?' Başbakan arazide. Sen uyuyorsun daha dur bakalım. Gelmişiz biz arazide dolaşıyoruz, çalışmalarımızı yapıyoruz ve bu çalışmalarımızla nerede, nasıl müdahale edeceğiz, bunun tespitini yapıyoruz. Yani bu işe bu şekilde siyaseti bulaştırırsak yazık olur. Orada mesela o gölet bir defa böyle bir hasarı meydana getirecek bir gölet değil. Yarılma oldu doğru, ama yarılma olduktan sonra hemen karşısında doğal bir set var. O doğal set orada olduğu sürece alıp da bu sürüklemeyi yapamaz. O zaten hızını kesiyor. Şimdi buralarda dürüst olmak gerekiyor. Faturayı hemen askere kesmenin bir manası yok. Yani o da yanlış bir şey.'


AFET BÖLGESİ KONUSU

Erdoğan, gazetecilerin 'İstanbul'un afet bölgesi olarak ilan edilip edilmeyeceği' ile ilgili sorusu üzerine de şunları söyledi:

'Afet bölgesi ne demek biliyor musunuz? Bakın afet bölgesi demek oradaki bütün yaşam koşullarını ortadan kaldırmak demek, artık orada yaşam olmayacak demektir. Bizim böyle bir şeyi ilan etmemizin bir anlamı yok. Böyle bir şeyi ilan edeceğimiz çok mevzi bir şey varsa, lokal bir şey varsa bu çalışmalardan sonra orası için böyle bir tedbir alınabilir. O da bazı engeller önümüze çıkmasın diye böyle bir adım atabiliriz, ama 'İstanbul afet bölgesi ilan edilmelidir' diye ilan ediyor bir tane lider. Afet bölgesinin tanımının ne olduğundan haberi yok. Bu ülkede başbakan yardımcılığı yapmış bir insanın 'İstanbul afet bölgesi ilan edilmelidir' yaklaşımını anlamakta zorlanıyorum. Nasıl böyle bir şeyi söyleyebiliyor. Önce bunun tanımını öğren bakalım nedir? Afet bölgesi ilan edilirse ne olacak? Artık burada yaşam olmayacak demektir. Artık burada kimse yapılanmaya gidemez bu demektir. Tamamen yıkacaksınız her şeyden orayı arındıracaksınız, ondan sonrayı park bahçe mi yapacaksınız bu demektir. Böyle bir şey söz konusu değil. Yapılacak mevzi müdahalelerin hepsini yapıyoruz, yapamaya devam edeceğiz.'

Başbakan Erdoğan, bu akşam beklenen yağışlarla ilgili olarak da 'Gerekli uyarıyı valiliğimiz, belediyemiz yaptı. Bütün vatandaşlarımızı bu konuda daha hassas, daha duyarlı olmaya çağırıyoruz. Hassasiyetleri ile birlikte meteorolojinin yayınlarını takip etmekte fayda var' diye konuştu.


15 yıl önce