|

Kabak tadı verdi

Sendika, siyasi parti rekabeti ve kişisel kavgalarda asılsız nedenlerle gündeme getirilen irtica, bu defa da İstanbul'un Fethi kutlamalarına çağrı içeren bir telefon mesajıyla gündemde

00:00 - 20/09/2006 Çarşamba
Güncelleme: 01:37 - 20/09/2006 Çarşamba
Yeni Şafak
Kabak tadı verdi
Kabak tadı verdi

İrtica suçlaması siyasi ve kişisel suçlamaların en çok tercih edilen malzemesi haline geldi. Son örneği ise Sincan'daki Selahattin Akbilek Lisesi'nde yaşandı. Okul müdürü ile edebiyat öğretmeni arasında aylar önce meydana gelen kişisel sürtüşmenin okulların açıldığı ilk gün "irticaya hayır" yürüyüşüne dönüşmesinin öyküsü, akıllara durgunluk verecek bir süreç izledi.

20 Nisan'da da okul bahçesinde ders saati içinde rock konseri düzenlenmesi hakkında çıkan tartışma soruşturma konusu olmuş, taraflardan okul müdürü Mehmet Emin Gökdere'nin görev yerinin değiştirilmesi gündeme gelmişti.

Gökdere bu değişikliği engellemek için edebiyat öğretmeni Sezai Karatepe'yi "okulda irticai faaliyet yapmakla" suçlamış, kendisinin irticai faaliyete mani olmaya çalıştığı için görev yerinin değiştirilmek istendiğini iddia etmişti. Karatepe'nin öğrencilerine cep telefonundan irtica propagandası içeren mesajlar attığı da iddialar arasındaydı. Bu suçlama bazı gazetelerin manşetlerine taşınırken, okulların açıldığı Pazartesi sabahı bazı öğrenciler, derslerine girmek yerine okul bahçesinden çıkartılıp, ellerine "irticaya hayır" yazılı pankartlar verilerek sokakta yürüyüş yaptırıldı. "İrticaya hayır" yazılı pankartları taşıyan öğrenciler, bu pankartları ellerine verenleri daha önce hiç görmediklerni ve yürüyüş boyunca tanımadıkları kimselerin de yürüyüşe katıldığını söyledi.

SORUŞTURMASI DEVAM ETTİ

20 Nisan'da saat 11.00'de ders saati sırasında okul bahçesinde yapılan rock konserine öğrencilerin zorunlu katılımı konusunda Müdür Yardımcısı Tanju Düşünceli ile tartıştığı için soruşturma geçiren Tarık Sezai Karatepe, soruşturma sürecinde Okul Müdürü Mehmet Emin Gökdere hakkında şikayette bulunmuştu. Soruşturma sonucunda Edebiyat öğretmeni Tarık Sezai Karatepe haklı bulunup, 23 Haziran'da yeniden okula döndü. Müdür Mehmet Emin Gökdere hakkındaki soruşturma ise devam etti ve Gökdere'nin "ders sırasında okul bahçesindeki rock konserine göz yumduğu ve bu duruma itiraz eden Karatepe hakkında soruşturma talep ederken, nelerin yaşandığını öğrenmek için 'ders teftişi' yapmadığı" gerekçeleriyle görev yerinin değiştirilmesi gündeme gelmişti.


Sezer kutladı şimdi ise irtica

Selahattin Akbilek Lisesi Edebiyat öğretmeni Tarık Sezai Karatepe'nin yakın çevresinden alınan bilgiye göre; öğrencilerinin cep telefonlarına gönderdiği iddia edilen söz konusu mesajları kendisinin atmadığını, birtakım bilgisayar teknikleri kullanılarak mesajların telefonundan çekilmiş gibi gösterildiğini öne sürdügü öğrenildi. Öte yandan Karatepe'nin telefonundan çekildiği iddia edilen mesajların içeriğinin de hiç bir şekilde "irtica" niteliği taşımadığı gözlendi. "irtica mesajı" olarak gazetelerde yayımlanan telefon mesajı şöyle: "Fethin 553'üncü yılında İstanbul'a sizi de bekliyoruz." Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de, İstanbul`un fethinin 553. yıldönümü dolayısıyla her yıl olduğu gibi bu yıl da bir mesaj yayınladı.


31 Mart Vakası

İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi'nde 31 Mart 2006'da bir grup öğrencinin yaptığı küçük bir etkinliği, Hürriyet gazetesi 31 Mart Vakası kutlaması olarak yansıtmıştı. Gazetenin köşe yazarı Ali Atıf, kendisine gelen bir elektronik postayı kaynak olarak göstererek, bir grup öğrencinin zorla kız öğrencilerin başlarını kapattırdığı, zorla Kuran-ı kerim dinlettirildiği iddia edilmişti. Gazetenin yayınladığı haber rektörlük ve dekanlık tarafından yalanlanmış, bir öğrenci konuyla ilgili suç duyurusunda bulunmuştu.


Haksızlıklar sembollerle örtülüyor

Mazlum-Der Genel Başkanı Ayhan Bilgen: Ülke sevgisi ve ortak değerlerin kişisel çıkarlar için kullanılması sadece savunulan sembol değerlere değil toplumun ortaklaşma duygularına da çabalarına da darbe vurmaktadır. Özellikle haksız tayinler, yolsuzluklar, görevi kötüye kullanma fiillerinin akredite olmuş sembol ve sloganlarla örtülmek istenmesi önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Burada bir sivil öz denetimin işletilmesi ve bu anlamda istismarın önüne geçilmesi kaçınılmaz bir sorumluluktur. Birilerinin ayıplarını örtmek için toplumsal tehdit algılamalarını kullanmaları ve kendi pozisyonlarını böylece güvenceye alma çabaları karşılıklı güven ve hukuka bağlılık ortamını da zedelemektedir. Bu tip infazlar 28 Şubat'tan bu yana devam edegelen bir bürokratik alışkanlık.






18 yıl önce