Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmalarını yapan sanıklar, sendikal faaliyetleri nedeniyle suçlandıklarını iddia etti. Tutuklu sanıklar, yazılı savunmalarını da mahkemeye verdi.
Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, "En temel hakkımız olan düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğümüz yargılanıyor. Yasa dışı bir örgüt üyesi değilim. Eğitim Sen ve İnsan Hakları Derneği üyesi olarak faaliyetlerimi yasal alanda yürütüyorum. Yasalarca güvence altına alınmış organlarda yapılan çalışmaların suç kapsamında değerlendirilmesini uygun bulmuyorum" dedi.
Tüm-Bel-Sen Genel Sekreteri İzzettin Alpergin de şiddete bulaşmadığını savunarak, "Türkiye'nin her yerinden delegelerin oylarıyla seçildik. KCK talimatıyla sendikaya sızdıysak, Trabzon'da bize oy veren delege de örgütün talimatını yerine getirmiştir. Kendi kurduğumuz sendikaya sızma iddiasını kabul etmiyorum. Bazı toplantılara katılmakla suçlanıyorum. Romanya'da bir toplantıda olduğum gün nasıl Ankara'da da toplantıda olduğumu anlamıyorum" diye konuştu.
Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Genel Başkanı Yunus Akıl ise katıldığı basın açıklamalarının hepsinin legal olduğunu ifade ederek, "Bütün eylem ve etkinlikler sendikamızın tüzüğüne göredir. Hiçbir illegal faaliyetim olmadı" değerlendirmesinde bulundu.
Tarım Orkam-Sen Üyesi Metin Vuranok da DEMEP'in aktivisti olduğunu dile getirerek, "Yürüttüğümüz çalışmaların tamamının terörize edilmeye, toplum nezdinde itibarsızlaştırılmaya çalışılmasını anlamış değilim. İddianamenin zorlama ve art niyet içerdiğini düşünüyorum. Olmadığımız toplantılarda, olmayan fotoğraflarla suçlanarak, karşınıza 10 aylık mağduriyetle çıkmış bulunuyoruz" ifadesini kullandı.
Savunmalarını Kürtçe yapmak isteyen sanıklara, tercüman aracılığıyla bu imkan sağlandı. Tercümanlar, mahkeme huzurunda yemin etti.
Sanık Fikret Çalağan, savunmasında, "Kürt emekçisi ve sosyalisti olduğum için yargılanıyorum. Bu yüzden savunmamı Kürtçe yapıyorum" diyerek, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, tercümana, "Suçlamayı ve haklarını biliyor mu?" diye sordu. Çalağan, bulunduğu yerden bildiğini Kürtçe olarak belirtince Başkan Tayyar, "Siz de zaten dediklerimi anlıyorsunuz" ifadesini kullandı. Bu sözler, izleyiciler arasında gülüşmelere neden oldu.
Mehmet Sezgin İbin, Çerkez Aydemir, Yılmaz Yıldırımci, Seyran Şik ve Mehmet Arda da tercüman aracılığıyla yaptıkları savunmalarında, haklarındaki suçlamaları kabul etmediklerini belirtti.
Cumhuriyet Savcısı Sadık Bayındır, tutuklu 22 sanığın tahliye edilmesini istedi.
Tutuklu sanıkların avukatları da suçsuz olduklarını iddia ettikleri müvekkillerinin tahliyelerini ve beraatlerini talep etti.
Sanık avukatlarından Öztürk Türkdoğan, Türkiye'de toplumsal barışın yeniden inşa edilmeye çalışıldığını ifade ederek, "Yeni bir süreç yaşanıyor. KESK, toplumsal barış açısından önemli bir harçtır. Lami Özgen ile ben, akil insanlar heyetindekiler olarak toplumsal barış için elimizden geleni yapacağız. Tutuklu sanıkların tahliyelerini istiyoruz'' dedi.
Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, verilen aranın ardından, tutuklu 22 sanığın tahliyesine karar verdiklerini açıkladı. Savunmalarını yapmayan 4 sanık hakkındaki adli kontrolün devamını kararlaştıran mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
