İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen terör örgütü KCK davasında bazı tutuklu sanıklar Kürtçe tercüman aracılığıyla savunma yaptı. Tutuklu sanık Dursun Yıldız, bütün yaptığı çalışmaların yasal olduğunu, yaşamında hiçbir çatışmaya katılmadığını, katılmaları için kimseye talimat vermediğini, bu tür olayların da karşısında olduğunu söyledi.
Yıldız, Türkiye'deki bütün sorunların demokratik yollarla barış içinde çözülmesi taraftarı olduğunu ifade ederek, "Ben sadece barış, barış, barış diyorum. Ben KCK değil, BDP üyesiyim. Bunu da çok açık yüreklilikle söylüyorum. Yaptığımız çalışmalar ve basın açıklamaları aleni, açık ve izinliydi. Gizli birşey yoktur. Ben 30 yıl sınıf öğretmenliği yaptım. Devletten emekli maaşı alıyorum. 30 yıldır adresim sabittir." dedi.
Evinde suç teşkil edecek bir tane bile delil elde edilemediğini savunan Yıldız, beraat kararı ile tahliye edilmesi halinde barış için çalışmalarını sürdüreceğini söyledi. Hiçbir yere kaçmayacağını, bu ülkenin kendi ülkesi olduğunu ifade eden Yıldız, "İstanbul da benim İzmir de benim Diyarbakır da benim Şırnak da benim. Bütün insanları seviyorum." şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık Şemsettin Dülek de, içinde bulunulan sürecin, Kürt sorunun demokratik yollarla çözülme süreci olduğunu, dolayısıyla yargılanmalarının anlamsızlaştığını iddia etti. 2 yıldır tutuklu olduğunu ve mağdur edildiğini öne süren Dülek, bu nedenle beraat ve tahliye talebinde bulundu.
Tutuklu sanık Seda Aktaş ise, mensetsiz ve ağır bir iddia nedeniyle tutuklu bulunduğunu bu durumun da kabul edilemez olduğunu söyledi. Hakkındaki iddiaları reddeden ve herhangi bir illegal faaliyette yer almadığını savunan Aktaş da hakkında iddia edilen örgüt yöneticiliğini de kabul etmediğini söyledi.
Duruşma, 19 Eylül Perşembe'ye ertelendi.
