Halkbank merkezli operasyon kapsamında nöbetçi mahkemelerin verdiği kararlardaki yorum farkı dikkat çekiyor. 19 aralıkta mahkemeye sevkedilen 8 kişiyi tutuklayan İstanbul Nöbetçi 23. Sulh Ceza Mahkemesi''nin hakimi Sabri Akça, kararına gerekçe olarak delillerin yok edilmesi, gizlenmesi ve değiştirilmesi ihtimalinin bulunmasını gösterdi. Savcının talebiyle 8 kişinin tutuklanmasına karar veren nöbetçi mahkeme şüphelileri adli kontrol yükümlülüğüyle serbest bırakmayı tercih etmedi. Mahkeme kararında şüphelilerin adli kontrol altına alınmasıyla adli kontrolün şüpheliler lehine işleyeceği ifade edildi.
Tutuklama kararının olayla orantısız olmadığı da ifade edildi. Karardaki delil vurgusu ise yeni deliller elde etmek için yapılacak baskınların bir işareti olarak değerlendiriliyor. Bakan Erdoğan Bayraktar''ın oğlu Abdullah Bayraktar''ın da bulunduğu 14 şüpheli savcılık sorgusunun ardından tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevkedildi. Nöbetçi 25. Sulh Ceza Mahkemesi''nde görevli hakim Selahattin Elitaş''ın sorguladığı 14 şüphelinin adli kontrolle serbest bırakılmasına karar verildi.
Karar tutanağında şu ifadeler yer aldı: ''Şüphelilerin bu aşamada delilleri yok etme, karartma ve gizleme ihtimalinin görülmediği, sabit ikametgah sahibi olmaları, kaçma şüphelerini uyandıran somut olguların bulunmaması, keza ileride suç vasfının değişme ihtimalinin bulunması nedeniyle ileride mağduriyetlerine sebep olmaması bakımından tutuklama talebinin reddine.''
Üçüncü karar ise Nöbetçi hakim Faruk Aydın''ın kaleminden çıktı. 14 kişiyi tutuklayan Aydın meslektaşının aksine şüphelilerin delilleri karartabileceklerini ifade etti.
Nöbetçi hakim Faruk Aydın''ın kararı metne şöyle girdi: ''Mevcut delil durumu, suçların vasıf ve mahiyeti, kanundaki cezaların alt ve üst sınırları, dosyadaki telefon dinlemeleri, iletişim bilgileri, teknik takipler ve diğer deliller göz önüne alındığında kuvvetli suç şüphesinin bulunması, dosyadaki mevcut teknik takip iletişime ilişkin tespit ve bilgilerden şüphelilerin fark edilmemek için farklı şekilde iletişime geçip delillerin ortaya çıkmasını engelleyici davranışları göstermeleri ve konumları ve sosyal statüleri de göz önüne alınarak bundan sonra da delilleri etkileme ve karartılma şüphesi, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçunu CMK 100. maddesinde sayılan katolag suçlardan oluşu işin önemli ve ölçülü olması adli kontrol müessesesinin yetersiz kalacağı..''