|

'Piskevüt' ve kaset açmazındaki MHP

Radikal Gazetesi Yazarı Çalışlar bugünkü köşe yazısında MHP'nin içinde bulunduğu durumu kaleme aldı.

00:00 - 11/05/2011 Çarşamba
Güncelleme: 12:52 - 11/05/2011 Çarşamba
Yeni Şafak
'Piskevüt' ve kaset açmazındaki MHP
'Piskevüt' ve kaset açmazındaki MHP

Radikal Gazetesi Yazarı Oral Çalışlar bugünkü köşe yazısında MHP'nin içinde bulunduğu durumu kaleme aldı.


İŞTE ÇALIŞLAR'IN YAZISI:

MHP, zor günler yaşıyor. Bu zorluğu tetikleyen ve gözle görünür hale getiren nedenlerin başında kasetlerle ortaya çıkan görüntü ve sözler geliyor. İlk büyük sarsıntı alameti 12 Eylül 2010 referandumuydu. MHP, bir süreden beri geleneksel çizgisinden sapıyor ve ulusalcı milliyetçiliğin, cumhuriyetçi elitin egemenlik alanı içine giriyor.

Referandumda “hayır” MHP'ye hayır getirmedi. Özellikle de MHP'nin geleneksel olarak güçlü olduğu Orta Anadolu ve bazı Doğu Anadolu kentlerinde MHP seçmeninin büyük bir ağırlığı “evet” diyerek, MHP'deki çizgi değişikliğini onaylamadı ve bir anlamda partiyi cezalandırdı. Orta Anadolu, “Yeni Türkiye”yi okumak konusunda, MHP yönetiminden çok daha ileride olduğunu ortaya koydu.



Devlet Bahçeli'nin, “TV'lerde çikolata, piskevüt reklamları yayımlanıyor. Fakir ailelerin çocukları bunları alamıyor” şeklinde özetlenebilecek sözleri, MHP'nin Türkiye'deki değişimi okumaktan uzaklaşma sürecinin “patlama noktası”ydı. Bisküvi, bugün köylerin, yoksul mahallelerin bakkal dükkânlarında bile satılan ve hiçbir lüks değeri olmayan bir ürün. Bunu olağanüstü bir sınıfsal farklılık simgesi olarak algılayan ve buradan bir “çıkış yakalayabileceğine” inanan bir anlayışın,Türkiye'ye ilişkin büyük özlemlerinin, projelerinin, fikirlerinin, heyecanlarının olamayacağını, sıradan bir zekâ bile zorlanmadan görebilir.


MHP siyaseti açmazda

Diğer bir taraftan, kasetlerin MHP'yi altüst ettiği ve büyük bir moral bozukluğu yarattığı açık. Partinin en etkili isimleri, ortaya çıkan görüntüler ve ses kayıtları nedeniyle, halkın önüne çıkamayacak ölçüde darbe yemiş durumdalar. Deniz Baykal kasetle parti genel başkanlığını kaybettiği zaman şöyle bir değerlendirmede bulunmuştum: Kaset görünür sebep, asıl sebep ise Baykal'ın siyaseten devrini tamamlamasıdır. MHP'nin de şu an benzer bir durumla yüz yüze olduğunu görebiliyoruz.

21. yüzyılın getirdiği ekonomik tabloyu ve bu tablonun olanaklarını/sıkıntılarını ancak “piskevüt alamıyorlar” düzeyinde okuyabilen bir siyasetin bu noktaya kadar gelebilmiş olması bile başarı sayılabilir aslında.

1970'lerde takılıp kalmış durumda olan MHP, Anadolu'da meydana gelen ekonomik ve sosyal değişimi anlamakta ve bu değişime uygun yeni siyasetler geliştirmekte çok uzun süreden beri net bir başarısızlık içinde. Değişime direnen “milliyetçi muhafazakârlık”, devletçi statükonun etki alanı içine girdi. Devletçi statüko, “memleket elden gidiyor”, “hainler vatanı satıyor” şeklindeki klasik dilini revize etmeye gerek görmedi. Ordunun, yargının, bürokrasi içindeki güçlerin MHP milliyetçiliğini kapsama alanı içine alma oranları arttıkça, MHP'nin ufku daha da daraldı.


Bu güçler ile MHP el ele tutuşarak kıyılara doğru yolculuğa başladılar. MHP'nin geçmişte güç aldığı İç Anadolu şehirlerinde, yeni muhafazakâr bir orta sınıf oluşuyor. Bu orta sınıflar, şiddetten ve statükodan uzaklaşma eğilimindeler. Onların yeni perspektifi, daha uzlaşmacı bir milliyetçilik ve daha sakin bir dindarlık. Hayattan beklentisi “kuru milliyetçilik ve kuru bisküvi” ile sınırlı olmayan yeni orta sınıfların ufku, MHP'nin ufkundan ileri bir çizgide artık. Bahçeli'nin hançeresini yırtarcasına bağırarak ortaya koyduğu “çocuklarımız piskevüt yiyemiyor”, “vatanı satıyorlar” söylemi onlara yabancı geliyor.

1980'ler öncesindeki Anadolu muhafazakârlığı ile bugünün Anadolu muhafazakârlığı arasındaki farklılıkları asla küçümseyemeyiz. Anadolu, demokrasiyi tartışıyor, insan hakları konusunda daha duyarlı bir anlayış yaygınlaşıyor, değişik kültürlere karşı geçmişte oluşan katı önyargılar değişime uğruyor...


Bütün bunların arka planında, hem ekonomik koşulların dönüşümü hem de teknolojinin getirdiği olanaklar yatıyor.

13 yıl önce