Gaziantep ve Kahramanmaraş'ta Suriyeli sığınmacılara yapılan saldırıların ardından Adana'da da benzer bir olay yaşandı. Suriyelilerin işyerlerini basan yüzleri maskeli kişiler ellerindeki satır ve sopalarla işyerlerinin camlarını kırdı. Gelişmelerle ilgili genel kanıysa Suriyeli mülteciler üzerinden, Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde provokasyon yapılmaya çalışıldığı yönünde. Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Av. Uğur Yıldırım, mültecilerin yabancı oldukları için hukuki bazı haklarını kullanamadıklarını belirtti.
Yıldırım, 'Farklı illerde meydana gelen Suriyelilere yönelik yıldırma ve korkutma girişimini Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi provokasyon olarak değerlendiriyoruz. Mültecilerle ilgili haberlerin tepkisel olabildiğine şahit oluyorduk. Biz böyle bir provokasyon hazırlığını hissediyorduk. Bunlar yabancı oldukları için hukuki bazı haklarını kullanamıyorlar. Yabancıların iltica hakkı başta olmak üzere habersizler. Biz muhacirin ne olduğunu bilen 'Müslümanlar ancak kardeştir' diyen bir dinin mensuplarıyız. Biz Suriyelilerin kardeşiyiz. Bunun bilinci ile hareket etmeliyiz' diye konuştu.
Bu tarz saldırıların bize yakışmayacağını belirten Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, önemli bir konuya dikkat çekti. Oğan, 'Cumhurbaşkanı adaylarından birisi 'Biz Suriyelilere kapıyı açmamalıyız' dedikten sonra bir gazete de '3 ayda şu kadar Suriyeli işyeri açtı' tarzında manşet attı. Aynı gün maskeli gruplar ellerinde bıçaklarla sahaya çıkıp, saldırmaya başlıyorlar. Bu olaylarda provokasyon ihtimalini yüksek görüyorum. 10 Ağustos seçimleri Türkiye açısından çok önemli bir seçim. Ramazan ayında bu hadiselerin kaşınıyor olması doğru değil. Bunlar bu toplumun tarihine kimliğine yakışmaz' dedi.
Sığınmacılara yapılan bu saldırıların Türkiye'nin değer ve medeniyet anlayışıyla uyuşmadığını belirten AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ise şunları söyledi: 'Evimize misafir olarak gelenlerin, canı malı bizlere emanettir. Bu saldırılar istikrarsızlaştırma girişimlerinin bir parçası. Bu saldırılar üzerinden dikkatleri Suriyeli vatandaşlarımızın Türkiye'deki konumlarına çekip bir nefret büyütme adımıdır. 17 Aralık, 23 Aralık sonrası, 30 Mart öncesinin devamı olan bir adımdır.'
'Bu oyunu göç alan bütün illerde denemek istiyorlar' diyen gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak, 'Çirkin bir oyun oynanıyor. Bunlar Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ortalığı bulandırmak, bulanık suda balık avlamak isteyen, toplumu umutsuzluğa sevketmek isteyen çevrelerin psikolojik harp taktikleri ve komploları. 6. Kol faaliyeti gibi gözüküyor. Bu tür komplolar, derin devleti, paralel yapıyı, İsrail'i, Esed'i, Sisi'yi memnun eder' yorumunda bulundu.
Gazeteci Yazar Mustafa Özcan, Türkiye'ye sığınan Suriyeli mültecilere yönelik artan saldırıların ülkenin dışarıda ve içerideki imajını lekelediğini söyledi. Suriyeli mültecilerin sadece Türkiye'ye değil, Lübnan, Ürdün gibi dünyanın değişik ülkelerine sığındıklarını belirten Mustafa Özcan, Türkiye'nin bugüne kadar sergilediği yüz akı misafirperverliğin karalanmaması gerektiğini kaydetti. Özcan, ''Suriyeli mültecilere yönelik saldırıları holiganlık olarak değerlendiriyorum'' diye konuştu.
Adana'da esnaf ile Suriyeli sığınmacılar arasında 'işyeri açıp ticaret yapma' konusundaki tartışma, şiddete dönüştü. Elleri satırlı, yüzleri maskeli kimliği belirsiz kişiler, Suriyeli sığınmacıların işyerlerini basıp, camlarını kırdı, ürünlerini tahrip etti. Temmuz ayı başında Gaziantep'te Suriyelilerin 'sokakta top oynayan çocukları döner bıçağıyla kovaladığı' iddiası üzerine mahalle sakinleri Suriyelileri dövmek istedi. Olayların sonucunda Suriyeliler polis koruması altında mahalleden tahliye edilmişti. Kahramanmaraş'ta ise 'Suriyeli mülteci istemiyoruz' diyen sosyal medyadan örgütlenerek Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri için eylem yaptı. Suriyeli sığınmacıların kaldığı çadır kente yürümek isteyen gruba polis izin vermedi.
