Dinlemelere çeki düzen vermek, vatandaşların hukuk dışı dinlemeler konusunda mahremiyetini korumak için kurulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), paralel yapımın çiftliğine dönüştü. Yakın zamana kadar TİB'i elde tutan paralel yapı, dinlemelerden yolsuzluğa her türlü faaliyet yürütmüş. Ulusal güvenlik ve yasal dinleme açısından büyük bir mahremiyet arz eden TİB'i kontrol eden paralel yapı, ülke iletişimini kontrol edecek bir kapasiteye ulaştı. MİT, Genelkurmay, Emniyet gibi milli güvenlik aktörlerinin iletişimleri de tehlike altına girdi.
Türkiye'deki yasal tüm dinlemeler TİB üzerinden yapılıyor. İstihbari dinlemelerde mahkeme kararı üzerine TİB, ilgili kuruluşlara uç vererek, kuruluşların dinleme yapmasını sağlıyor. Bu kayıtlar TİB'de tutulmuyor. Ancak adli dinlemelerde yapılan tüm kayıtlar TİB'de tutuluyor. Yapılan dinlemeleri ve tutulan kayıtları emniyet bilgisayarlarına indirebiliyor.
TİB'in denetlenmesi konusunda ciddi eksiklikler var. TİB'in anormal derecede karmaşık teknik altyapısının olduğu, fakat denetleme ve hesap verme konusunda istismara açık bir yapısının olduğu değerlendirildi. TİB 2007 yılından bu yana sadece bir kez 2009'da Devlet Denetleme Kurulu tarafından denetlenmiş.
Yapılan incelemelerde devletin iletişim güvenliğinin tehlikede olduğu anlaşıldı. Çalışanların detaylı güvenlik tahkikatı yapılmamış. Ulusal güvenlikle ilgili bir kurum olan TİB'e alınacak çalışanlarla ilgili detaylı inceleme yapılmamış. Personelin yüzde 90'ının paralel yapıya yakın olduğu tespit edilmiş.
Personelin yazılım ve donanıma ilişkin teknik bilgisi istenilen düzeyde değil. Her konuda Cemaate yakın şirketlerden yardım alınıyor. TİB'in birkaç şirkete bağımlı kılındığı tespiti yapılıyor. Alım-satımlar da müfettişler tarafından incelenirken, tüm dinleme ve kodlamalarda o şirketlere bağımlı olunduğu, bunu bilgi güvenliği açısından risk oluşturduğu belirtiliyor.
TİB'de bilgi güvenliğini tehlikeye atan diğer bir konu, yine aynı firma çalışanlarının hizmet alma yoluyla TİB'de çalıştırılmış olması. Hizmet alınan firma çalışanlarına TİB giriş kartı tahsis edildiği tespit edildi. 'TİB'in mahremiyeti kalmamış' değerlendirmesi yapıldı.
Dijital sistemlerde, 2012 yılı öncesine ait tüm dijital kayıtların silindiği ya da çalındığı ortaya çıktı. Silinen kayıtlarda tapeler olarak bilinen dinleme kayıtlarının yanı sıra kimin kimi, hangi kararla dinlediğine ilişkin veriler gibi bilgiler yer alıyordu. Bu TİB'in arşivinin çalınmış ya da silinmiş olduğu anlamına geliyor. Konuyla ilgili inceleme derinleştirildi.
Dijital sistemde sistemi kimin kullandığına ilişkin verilerin olduğu 'log kayıtları' sistematik bir şekilde tutulmadı. Bu nedenle geçmişte kimin hangi işlemi yaptığı, hatta arşivi kimin sildiği bile tespit edilemiyor. Eğer Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan bile dinlenmiş olsa, bu kayıtlar tutulmadığı için tespit edilmesi oldukça güç.
TİB'in hizmet alma yoluyla çalıştığı firmalar da mercek altına alındı. NGİNE isimli firmanın sözleşmesi feshedildi. Bu firmanın yeni kurulduğu, kurulur kurulmaz bu firmayla 9,5 milyon TL'lik sözleşme imzalandığı ortaya çıktı. TİB'in alt yapısıyla ilgili çalışan ve cemaate yakınlığıyla bilinen Kaynak Holding'e ait Sürat AŞ. de mercek altına alındı.
TİB binasında 3 uydunun internet anteni (çanak) tespit edildi. Bunlardan birinin yabancı uyduya dönük olduğu anlaşılınca 3'ü de devredışı bırakıldı. Yeni yönetiminin daire başkanlarını görevden almasıyla bu bilgilere ulaştığı belirtiliyor. TİB'in eski yönetiminde örgütlü bir karartma çabası olduğunun altı çiziliyor.
TİB'in bu yapısı casusluk faaliyetlerine açık ve devletin iletişim güvenliği açısından büyük tehlike arz ediyor. TİB, casusluk faaliyetlerinin hedefinde olan stratejik bir kurum. Mevcut tablo vahim böyle devam edemez. Casusluk faaliyetlerine karşı savunmasız olduğu anlaşıldı. İstihbarat açısından kritik bir kurumun elektrik teknisyeni bile olmadığı, hizmeti paralel yapının şirketlerinden aldığı ortaya çıktı.
Çalışanların bazılarının, tehdit edildiği tespit edildi. Çalışanlara, yeni yönetimle hareket etmemeleri baskısı yapıldığı, 'Bu devir geçecek, hepiniz hapis yatacaksınız' şeklinde tacizlerde bulunulduğu yönetime yapılan şikayetlere yansıdı.