Marmaray, sadece Üsküdar'ı değil, İstanbul'u hatta Türkiye'yi etkileyecek bir proje. O bakımdan çok önemli. Bir kere İstanbul'un ulaşım problemini büyük ölçüde çözmüş olacak. Marmaray denildiği zaman sadece ulaşım akla gelmemeli. Çünkü meydan ve çevresinin düzenlenmesi konusunu da beraberinde getiriyor. Marmaray'la birlikte birçok fiziki yapı ortadan kalkacak ve Üsküdar bir meydana kavuşacak.
Şu an Üsküdar'ın bir meydanı yok ama Marmaray'dan sonra iki meydanı olacak. Birincisi Demokrasi Meydanı, diğeri de Ahmediye Meydanı ve çevresi. Bunun yanında ulaşım akslarını değiştiriyor. Merkez mahallesindeki ulaşımı sağlayan yollarda, ana hatlarıyla değişimler meydana geliyor. Bu yönüyle önem arz ediyor. Marmaray tarihi yapıları da ön plana çıkarıyor. Eskiden var olduğu söylenen tarihi arasta çarşılarını da bu projeyle birlikte tekrar hayata döndürüyoruz. Üsküdar'da komple bir değişim söz konusu. Ahmediye Meydanı ve çevresinde sadece Mimar Sinan Çarşısı ile Karadavut Camii kalıyor. Diğer yapıların tamamı yıkılacak ve tarihi arastalar meydana getirilecek. Üsküdar'ın asıl sıkıntılarından birisi de ticaretinde bir durgunluğun söz konusu olması. Markaların Üsküdar'da olmaması nedeniyle, Üsküdar halkı Kadıköy'e, Ümraniye'ye veya İstanbul'un karşı yakasına alışverişe gidiyor. Marmaray projesiyle alt çarşıda oluşacak olan dükkanlarla bu alışveriş imkanını sağlamış olacağız.
Birinci kısım, yani Demokrasi Meydanı, iki yıl içerisinde tamamlanacak. Marmaray'la birlikte Üsküdar-Ümraniye Metro hattı da yapılacak. Metro ile Marmaray'ın birleştiği orta noktada meydan oldukça etkilenecek. Meydan, Metro da bittiği taktirde meydan hüviyetine kavuşacak. Yani biz Marmaraysız-Metroyu, Metrosuz-Marmaray'ı düşünemiyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Metro inşaatının temelini 2007 yılı içerisinde atacak. Hatta başbakanımız da bu konuyla yakından ilgileniyor.
Üsküdar'a nasıl bir misyon yüklüyorsunuz?
Marmaray tamamlandıktan sonra Üsküdar meydanını, saatte 45 bin insanın kullanacağı düşünülüyor. Sirkeci, Beşiktaş ve diğer istikametlere bu meydandan saatte 45 bin insanın taksim edileceği tahmin ediliyor. Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan ilk metro hattı olacağı için ayrı bir değer kazanacak. Marmaray'la birlikte hem Beykoz hem Kadıköy istikametine doğru sahil bandının yeniden düzenlenmesini de gündemimize getirecek. Çünkü İstanbul'un en güzel seyredildiği nokta olarak Üsküdar sahil bandı öne çıkıyor ve bu Marmaray'la birlikte daha fazla hissedilecek.
Üsküdar sempozyumları sırasında bir Sağlık Bakanlığı yetkilisi, 'Sağlık, hastane anlamında ihtiyacı olmayan, bu problemi çözen ilçelerin başında Üsküdar'ın geldiğini' belirtmişti ve 'Üsküdar'da şu anda 300'e yakın resmi ve özel sağlık kuruluşu var. Sağlık kuruluşlarıyla ilgili Üsküdar'ın yapacağı hiçbir şey kalmamıştır' denilmişti. Bu noktada “Başka ne yapabiliriz?” diye sorduk ve bu proje çıktı ortaya. Anadolu'dan gelen hasta yakınlarının konaklama konusunda zorluk çektiklerini biliyorduk. Bu vatandaşlarımıza yönelik bir konukevi yapabileceğimize karar verdik. Hayırlı bir hizmet olacağına inanıyoruz. Yer olarak Acıbadem'de düşünüyoruz. Çünkü Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Koşuyolu gibi büyük hastanelerimiz o bölgede kalıyor. Zaten bizim geleneğimizde bu anlayış var. Hem bunu canlandırmış olacağız. Konukevinde 170'e yakın oda var. Ayrıca toplantı salonları, otoparkı ve dinlenme mekanlarıyla geniş kapsamlı bir proje olacak. Tümüyle ücretsiz hizmet verecek ama ihtiyaç sahibi olma gibi kriterler arayacağız.
Üsküdar'ı bu konuda açık müze diye tarif edebiliriz. Çıkardığımız envantere göre 1000'e yakın tarihi eser tespiti yaptık. Belki bu rakam daha da yukarılara çıkabilir ama pafta-ada-parsel bazında tespiti yapılmış olanların sayısı 1000'e yakın. Bizim tespitlerimize göre çeşmelerimizde büyük tahribat var. 250'ye yakın çeşme olduğu sanılıyor. Bunlardan 41 tanesini restore ettik. Bunların yanında hamamlar, namazgahlar ve tekkeler var.
Biz kanunlar çerçevesinde ihya etme çalışması yapıyoruz. Bizim işimiz öncelikle özgün yapıları korumak. Ama içindeki icraat, fonksiyonlar, geçmişe dönük fonksiyonlar değil, bugünün fonksiyonları olacak. Bilgi evleri olabilir. Kütüphaneler olabilir. Geleneksel sanatlarımıza yönelik hizmetler de verilebilir.
Sayın Başbakan'ın da üzerinde durduğu en önemli hususlardan biri. “Alışılagelmiş belediyecilik sınırlarının dışına çıkın” şeklindeydi. Biz de bu düşünceden esinlenerek ilk etapta Toplumsal Gelişim Merkezleri TOGEM projesini hayata geçirdik. TOGEM, fakir fukara ile zengini buluşturan kurumlar haline geldi. Bu kurumlarda her türlü ihtiyaçları karşılıyoruz. Bugün toplumda ticari hayatta çalışan bayanların sayısı oldukça arttı. Bu bayanların yardımcı bayan elemanlardan destek aldığına sıkça rastlıyoruz.
Bu nedenle yardımcı bayan eleman yetiştirme kursları açtık. Eşyaların korunması düzenlenmesi şeklinde bazı eğitimler alıyorlar.
Başbakanımızın belediyecilik yapması nedeniyle bir avantaj olarak görüyorum ben bunu. Mesela hiç unutmuyorum, geçen yıl Katibim Festivali'ni kapattıktan sonra gece geç saatlerinde telefonum çaldı. Başbakan arıyordu. Kendisi makam korumalarını filan atlattıktan sonra mahallede bir tur atmış. Bana mahallesinde ve gittiği güzergahta gördüğü eksikleri söylemişti.
Şunu samimiyetimle söyleyebilirim. Kendimden eminim. Böyle bir tereddüdüm veya tedirginliğim yok. Biliyorum ki arkadaşlarım iyi çalışıyorlar. Başbakan'ın burada olması, belki dezavantaj olarak yorumlanabilir ama bence avantajları daha fazla.
Arkadaşlar bilirler, kendi sokağımda da Başbakan'ın sokağında da özel bir muamele yok. Şunu prensip ediniyoruz: Üsküdar'ın gelişmiş merkez mahallesinde durumlar neyse kenar mahallelerinde de aynı hizmeti götürüyoruz. Eşdeğer olmasına dikkat ediyoruz. Ben hiçbir personelimden böyle özel bir talepte bulunmadım. Hatta en son Başbakan'ın mahallesinde bir yıkım yaptık. Bir sitenin bahçe duvarı uzun yıllardır yolu işgal ediyordu. Yazışmaların ardından gereğinin yapılmaması üzerine biz duvarı aşağı indirdik. Belki başka bir belediye başkanı olsaydı yapmazdı, çünkü o yıkımın ardından telefonlarım hiç susmadı. Ama geri durmadık ve devam ettik. Çünkü yaptığımız iş doğruydu. Milletvekili, bakan ya da Başbakan'ımız hiçbir zaman ayrıcalık teklifinde zaten bulunmazlar.
Türkiye'nin her bölgesinden birçok hasta ve yakınının akın ettiğ Üsküdar, Acıbadem Hasta Yakınları Konukevi'nde bir ilke ev sahipliği yapacak. Konukevi, maddi durumu yetersiz ve konaklama imkanları olmayan, hastane bahçelerinde konaklayan hasta yakınlarına hizmet verecek. Projede sinema ve konfe-rans salonları, kütüphane, internet odası, restoran ve mescit yer alıyor.
Üsküdar'ın çok acil ihtiyaçları olduğuna işaret eden Başkan Mehmet Çakır, “Nikah dairesi de bunlardan bir tanesi. Temelini attık. İnşallah İstanbul'da eşi benzeri olmayan bir nikah dairesini Üsküdar'a kazandıracağız” dedi. Başkan Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilgi evlerinde halen yaklaşık 10 bin öğrenci eğitim desteği alıyor. Çocuklarımızın internet kafelere gitme ihtiyacı duymayacağı, bilgisayar öğrenebileceği, oyun oynayabileceği bilgi evlerimizi her mahallede açmayı planlıyoruz. Yaşlılar hizmet birimimiz var. Bu birimimiz yaşlılarımızın her an yanında olmayı sürdürüyor. Bizim kayıtlarımızda sahip çıkacak kimsesi olmayan yaşlılarımızın kayıtları her şeyiyle mevcut. Yani bir yaşlı telefonla arayıp, pazar alışverişi yapmak istiyorum, dediğinde bizim elemanlarımız gidip yardımcı olur. Diyelim ki telefonla konuşmak ister. Yine arar bizi konuşuruz. Kültür merkezlerini anlatmaya bile gerek yok. Çünkü en fazla kültür merkezi yine Üsküdar'da.”
