Yaralı polislerin aile ve yakınları hastane bahçelerinde kurulan çadırlarda umutlu bekleyişleri sürüyor. Patlamada yaralanan polis memuru Serkan Baki, “Görev süremiz bitmek üzereydi. Otobüsün etrafında toplanarak sayım yapacaktık. Deplasman taraftarı stadyumdan ayrıldıktan sonra bizde otobüse binip şubeye geri dönecektik. Bu esnada şiddetli bir patlama meydana geldi” dedi.
Patlamada sonra can pazarı yaşandığını dile getiren Baki, “Tek görebildiğim yerde yatan arkadaşlarımdı. Hareket etmek istedim fakat belden aşağımın tutmadığını fark ettim. Sonra kan kaybından olacak ki bayılmışım. Aynı okuldan mezun olduğum arkadaşlarımdan bazılarının şehit olduğunu öğrendim. Şehitlik onlara nasip oldu. Biz de gazilik şerefi ile yaşayacağız” ifadelerini kullandı.
Sakarya'da görevli olan plastik cerrahi profesörü Derya Özçelik, Nişantaşı'ndaki evinde makale hazırlarken duyduğu patlama sesleri üzerine, yaralı polislere müdahale etmek için hiç düşünmeden dışarı fırladığını söyledi. Yaşananları anlatan Özçelik, “ İçeri girdim, derin bir sessizlik vardı, oysa her odada iki, üç polis üzerlerinde silahlarıyla yatıyordu, hiçbirinde ne inilti, ne ağlama sesi vardı, çelik gibiydiler. 'Kafamdaki kask paramparça oldu' dedi ama bir şeyi yoktu, kaskı korumuştu onu, belli ki şoktaydı” dedi.
İstanbul'daki terör saldırısında yaralananların tedavi edildiği hastanelere kentin çeşitli bölgelerinden gelen vatandaşlar, hastane bahçelerinde bekleyişleri devam eden hasta yakınlarını yalnız bırakmıyor.
