|

Evine hoşgeldin

Musul'da 101 gün önce IŞİD örgütü tarafından kaçırılan diplomatlar, Türk istihbaratının 'Hayırlı Cuma' operasyonuyla kurtarıldı. Göktürk uydusunun, insansız hava araçlarının, alandaki ajanların kullanıldığı, Arap aşiretlerin de destek verdiği operasyonla birlikte aylardır süren gergin bekleyiş son buldu.

Çetiner Çetin
00:00 - 21/09/2014 Pazar
Güncelleme: 21:37 - 20/09/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Evine hoşgeldin
Evine hoşgeldin

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüne mensup kişilerce 11 Haziran'da Musul Konsolosluğu'na yapılan baskın sonucu kaçırılan 49 kişi, aradan geçen 101 günün ardından sağ salim kurtarıldı. Görevlilerinin aileleriyle birlikte kaçırıldığını dünyaya ilk duyuran Yeni Şafak, rehinelerin kurtarılma sürecine ilişkin de dikkat çekici perde arkası bilgilere ulaştı. Yaklaşık 3,5 ay süren esareti sonlandırmak için yoğun bir 'arka bahçe diplomasisi' sürdüren Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), teyakkuz halinde geçen günlerin ardından rehineleri vatanına kavuşturdu. Rehineler bugüne dek 5-6 kez kurtarılma aşamasına geldi ancak bu girişimler bölgedeki savaş ortamı nedeniyle sonuca ulaşmadı, operasyon ancak önceği gün gerçekleşebildi. Rehineler için herhangi bir fidye de ödenmedi, bırakılmaları karşılığında herhangi bir şart kabul edilmedi.

UYDU TELEFONLA ADIM ADIM

Geçtiğimiz çarşamba günü sabah saatlerinde Musul'daki iki aracı kanaat önderi, rehinelerin serbest bırakılması için girişimde bulundu. Bölgede şartların oluştuğunu düşünen MİT görevlileri, Genelkurmay Özel Kuvvetler ekibiyle birlikte Şanlıurfa'da biraraya gelerek, tahliye için plan belirledi. Tüm hazırlıklar perşembe günü tamamlandı. Kod adı 'Hayırlı Cuma' olan operasyonda görevliler perşembeyi cumaya bağlayan gece Musul'a doğru yola çıktı. Bindikleri özel jiplerin farlarını söndüren ekip Akçakale'den bölgeye kadar bu şekilde hareket etti. Arap aşiret liderlerinin silahlı milis güçleri ile El Arabiya bölgesinde biraraya gelen tim, sabah saatlerine dek bekledi. Suriye ve Irak sınır hattı içinde 8 saatlik yol süresince özel frekanslı Thuraya marka uydu telefonlarını kullanarak Ankara ile irtibatta kalan ekip Sünni köyü Hattap'ta günün ağarmasını bekledi.

FRANSA BOMBASI OPERASYONU GECİKTİRDİ

Musul'un El Arabiya bölgesinde rehin tutulan 49 personelimizi kurtarmak için büyük gizlilik içinde hareket eden istihbarat timi, 'tahliye planı' ve 'rehinelerin son durumu'na ilişkin bilgilerin netleşmesiyle birlikte Ankara'dan gelecek talimatı beklemeye başladı. İlk aşamada El Arabiya'dan direkt Türkiye'ye geçiş planlayan MİT, bölgede ABD, Irak ve Kürt yönetiminin sürdürdüğü operasyonların risk yaratması nedeniyle güzergah değiştirdi. Rehineleri bulundukları yerden alarak El Arabiya-Telafer-Tel Abyad(Suriye)-Akçakale hattından ülkeye getirme kararı veren 21 kişilik tim, bu istikamet için hazırlık başlattı. Hazırlıklar tamamlandı, ancak bu sefer de Fransa'nın kimseye haber vermeden bölgeyi bombalaması, operasyonun gecikmesine neden oldu. Yaklaşık 9 saatlik bir bekleyişten sonra Ankara'ya önceki akşam 'Hazırız' mesajı geçen ekip, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın 'Türkiye'nin isimsiz kahramanları operasyona hazır' cevabıyla birlikte harekete geçti.

ÇATIŞMA YAŞANMADI

Fransa'nın hava operasyonu nedeniyle gecikmeli başlayan tahliye harekatı için düğmeye Türkiye saati ile 16:45'te basıldı. Ekip, evin bulunduğu yere intikal etti. Tim içinden 7 kişilik özel bir grup, rehinelerin başındaki IŞİD mensuplarıyla 55 dakika boyunca görüştü. Bu sırada diğer görevliler ve aşiret milisleri konutun dışında her ihtimale karşı güvenlik önlemi aldı. Görüşmenin ardından bir Türk yetkili ile 4 kişi, rehinelerin yanına gitti ve 'Ülkenize dönmek için hazırlıklarınızı yapın' talimatı verdi.

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI

Rehineleri taşıyan konvoy, yarım saat içinde hareket etti. Arap aşiretlerinin olduğu bölgeden geçirilerek 'ikinci güzergah'tan dönüşe geçen ekipler, önce 49 kişi arasındaki 3 Musulluyu ailelerine teslim etti, daha sonra yola devam ederek 3 saat sonra sınıra ulaştı. 3 saatlik riskli yolculuğun son 45 dakikasında konvoya, güvenlik için başka bir Özel Kuvvetler ekibi de destek verdi. IŞİD örgütüne bağlı bazı grupların, rehinelerin geçeceği yol güzergahında cuma namazı sonrası 12 saat boyunca sokağa çıkma yasağı ilan ettiği öğrenildi.

Bayram günü

Rehinelerin getirilmesi Türkiye'ye adeta bayram yaşattı. Başbakan Davutoğlu, 'isimsiz kahramanlar' dediği istihbarat ekiplerine özellikle teşekkür etti.

TANAP töreni için bulunduğu Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de gelişmeleri an be an takip eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, müjdeli haberin gelişiyle birlikte temaslarını yarıda keserek apar topar Urfa'ya hareket etti. Yeni alınan 'TUR' uçağıyla Urfa'ya gelen Başbakan, kurtarılan vatandaşlarla buluştu. Sıcak anların yaşandığı buluşma sonrası görevliler, aileleriyle birlikte onları Ankara'ya taşıyacak TUR uçağına bindi. 101 gün sonra vatanına ulaşan görevlilerle tek tek tokalaşan Davutoğlu, IŞİD'in alıkoyduğu rehineler arasında yer alan küçük bir bebekle de bir süre yakından ilgilendi. Davutoğlu, kendi eliyle hurma yedirmeye çalıştığı bebeği kucağına alarak sevdi.

UÇAKTA ÇİÇEK

Uçakta, kurtarılan Türk vatandaşlarına da hitap eden Davutoğlu, 'Vatanınıza hoşgeldiniz diyorum. Bugün bizim için bayram günü' dedi. Uçaktakilere eşi Sare Davutoğlu ile çiçek dağıtan ve onlarla sohbet eden Davutoğlu, Ankara'ya inişte ise Esenboğa Havalimanı'nda bekleyen vatandaşlara seslendi.

İSİMSİZ KAHRAMANLARA...

3 ayı aşkın zamandır kaçırılanları düşündüklerini söyleyen Davutoğlu, 'Rüyalarımıza girdiler. Gözümüzün önünden hiç gitmediler. Seçim malzemesi yapacak diyenlere sesleniyorum, vatandaşlarımızın bir tek saç telini dünyaya değişmeyiz. Bir kez de bu milletin hissettiğini hissedin' dedi. Başkonsolos Öztürk Yılmaz ve ekibine teşekkür eden Davutoğlu, 'Baş eğmediler. Dimdik durdular. Neyi temsil ettikleri bilinci ile hep devletlerine güvendiler. Hepsini alınlarından öpüyorum' ifadelerini kullandı. Davutoğlu, vatandaşlarımızı sağ salim ülkeye ulaştıran 'isimsiz kahramanlar'a da özel vurgu yaptı: 'Dün gece vatandaşlarımızı alıp getiren ve belki de yüzünü hiçbir zaman görmeyeceğiniz, yolda karşılaştığımızda tanıyamayacağımız öyle isimsiz kahramanlar var ki. Allah onlardan razı olsun. Canlarını ortaya koydular.'

Hacca gitmek istiyor

Başbakan Davutoğlu'nun uçakta sohbet ettiği rehinelerden biri, özel harekatçı olarak konsoloslukta görev yaptığını, kendisinin aynı zamanda ilahiyat fakültesi öğrencisi olduğunu belirterek, 'Orada bulunduğum sürede hep namazları ben kıldırdım. Arkadaşlarımızla hep şöyle dua ederdik, 'Allahım buradan kurtulursak biz hacca gitmek istiyoruz. Bize hac nasip eylesin' diye... Sizden isteğimiz arkadaşlar adına konuşuyorum, 30 kişiyiz, bizi ailelerimizle hacca gönderin' dedi. Davutoğlu, bunun üzerine, 'Önce bu sene bir ailelerinizle buluşun daha sonra bakarız. Elhamdullilah sağ geldiniz ya. Hepsi kolay' yanıtını verdi.

Müjdeyi kriptolu telefonla verdi

Operasyonun her anını 3 gün süre ile takip eden MİT Müsteşarı Hakan Fidan, 46 rehinenin getirildiği sınır hattında Azerbaycan'da çeşitli resmi temaslarda bulunan Başbakan Davutoğlu ile 23:10'da ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi. Rehinelerin yola çıkarıldığını ve tahliye için çalışmalara başladıklarının haberini verdi. Ancak Fidan'ın tedbiri de elden bırakmadan iletişim kurduğu öğrenildi. Operasyonun sabote edilebileceği ve büyük gizlilik içinde tutulması nedeniyle Fidan'ın yeni hazırlanmış kriptolu bir telefonla iletişim kurduğu öğrenildi.

Göktürk takipte

MİT Dış Operasyonlar Daire Başkanlığı'nca (DOP) oluşturulan özel birim, sürecin başından beri Musul'da yerleri 8 defa değiştirilen rehineleri adım adım takip etti. Detaylı bir strateji belirleyen DOP, önce rehinelerin can güvenliğini garantiye almak için bölgedeki kanaat önderleri, aşiret liderleri ve IŞİD ile yakın diyalogu olan isimlerle irtibata geçti ve bu irtibat her an aktif kaldı. Sonra Musul'da bulunan bütün istihbarat birimleri takip için harekete geçirildi. Takipten kurtulmak için rehineleri sürekli başka evlere nakleden IŞİD, iz kaybında 2 kez başarılı oldu, ancak yine de MİT'in yerel haber ağından kurtulamadı. Rehinelerin nereye götürüldüğü çok geçmeden bulundu. Kaçırılan Başkonsolos Öztürk Yılmaz ile doğrudan 33 kez görüşme yapmayı başaran Teşkilat, Göktürk uydusuyla ve Musul semalarındaki insansız hava araçlarıyla rehinelerin götürüldüğü evleri izledi. Bu İHA'lar arasında 'Hilal' isimli Heron da vardı. 2 kez gözden kaçan rehineler için yerel istihbarat ağı ile yeniden yer tespiti yapıldı, uydudan gözetime devam edildi. Kaçırılan Özel Harekât timlerinden birinin cep telefonu, sinyal izleme için devamlı teknik takipte kaldı. Zira bu polisin telefonu, IŞİD mensuplarınca alınmamıştı. Bu detay, takibi kolaylaştırdı. Esaret süresince başkonsolos ve yardımcılarının telefonları da zaman zaman açılıyordu ve teknik birime her sinyal geldiğinde Ankara hemen harekete geçiyor, bulundukları yeri doğruluyordu. IŞİD mensuplarının Başkonsolos Yılmaz'ın telefonu ile yaptığı iki görüşme ve o telefonlarca aranan numaraların da takibe alınması, gözlem şemasını daha da genişletti.

Tereyağından kıl çeker gibi

Rehinelerin kurtarılmasını değerlendiren 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere tüm yetkilileri kutladı. Rehineler ve ailelerine 'geçmiş olsun' dileklerini ileten Gül, 'Zor bir süreçti, bu süreçte tereyağından kıl çeker gibi çalışıldı' dedi. Memleketi Kayseri'de açıklamalarda bulunan Gül, 'Buradan sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve istihbarat görevlilerimizi tebrik ediyorum. Bu zor süreçte, görevlilerimizin aileleri de çok büyük metanet gösterdiler. Dışişleri Bakanlığımız da bu süreçte aileleri yalnız bırakmadı. Bu işler sürecin sıkıntılı olması nedeneniyle hassasiyet ve gizlilik içerisinde yapılıyor. Çalışmalar çok gizli ve örtülü yürütüldü. Sonunda hepsi sağ salim geldi' diye konuştu.

Gözümüz aydın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, IŞİD örgütü tarafından kaçırılan rehineleri burunlarını bile kanatmadan kurtaran görevlileri kutladı. Yazılı açıklamasında 'Milletimizin gözü aydın' diyen Erdoğan, MİT'in başarılı bir kurtarma operasyonuna imza attığını belirtti. 'Milli İstihbarat Teşkilatımız, alıkonulma hadisesinin başlamasından bugüne kadar meseleyi çok hassas şekilde sabırla, özveriyle takip etmiş, nihayetinde başarılı bir kurtarma operasyonu yapmıştır. Müsteşarımızdan sahada operasyona katılan görevlilerimize kadar Teşkilatımızın her bir mensubuna da şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyor, bu büyük başarılarından dolayı kendilerini yürekten tebrik ediyorum. Önceden planlanmış, tüm detayları hesap edilmiş, tam bir gizlilik içinde bugün gece boyu devam ederek, sabaha karşı başarıyla tamamlanan bu operasyondan dolayı, Sayın Başbakan ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum' ifadelerini kullanan Erdoğan, süreç boyunca sorumlu yayıncılık sergileyen medyaya da teşekkür etti.

10 yıl önce