Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Neredeyse hallolmak üzere” dediği Bab'da, DEAŞ terörüne karşı ileri harekât sürüyor. Suriye kuzeyindeki Bab'ın en kritik yeri olan Akil Tepesi DEAŞ'tan temizlendi. Ancak ilçenin ele geçirilmesinde TSK'nın sivil hassasiyeti ve DEAŞ'ın mayınlı tuzakları nedeniyle temkinli davranılıyor. Önce Münbiç yolu, ardından aynı yolun Halep tarafı ÖSO tarafından kesilince DEAŞ, Bab'a takviye getirmekte oldukça zorlanmaya başladı. Güvenlik kaynakları, eninde sonunda DEAŞ'ın gücünün kırılacağını kaydediyor. Ancak terörist örgütün içerideki yığınağı halen çok büyük miktarda. Kaynaklar, harekâtın DEAŞ'a “TSK sivil Arapları vuruyor” dedirtmeden hassas bir şekilde yürütüldüğünün altını çiziyor. Mehmetçiğin sivillere zarar vermeden ilerlediği bölgede 'Kayseri etkisi' ise belirgin şekilde göze çarpıyor.
Geçtiğimiz haftasonu izne çıkan askerlere yönelik PKK saldırısında 14 er-erbaşını şehit veren Kayseri 1. Komando Tugayı, Bab'da kahramanca savaşarak Akil Dağı'nı alan birlik oldu. Tugaya bağlı 4. Komando Taburu askerleri, Akil Dağı'na yoğun ateş altında sızıp teröristlerle göğüs göğüse savaşarak üstün bir cesaret örneği sergiledi. Alınan bilgiye göre, bölgede şehit düşen Binbaşı Bülent Albayrak'ın komutasındaki özel kuvvet timi, gece yarısından sonra dağa ilk sızan ve kontrolü sağlayan kuvvet oldu.
Sabahın ilk saatlerinde DEAŞ'ın ağır bir şekilde karşı saldırıya geçmesi üzerine takviye kuvvet olarak bölgeye sızan Kayseri Komando unsurları, orayı yeniden ele geçirdi. Gün boyu devam eden çatışmalar ve DEAŞ'ın bomba yüklü araç pusularında kahraman taburun askerlerinden 9'u şehit düştü. Sadece bir haftada PKK ve DEAŞ terörüne verdiği şehit sayısı 23'ü bulan Kayseri 1. Komando Tugayı, bir tabur askerini daha takviye kuvvet olarak bölgeye göndermeye hazırlanıyor. 3 hafta önce Çukurca'dan dönen komando birliklerine 'hazırlanın' emri verildiği, taburun bölgeye her an intikal edebileceği kaydediliyor.
Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı askerler, yurt içinde PKK'ya, Suriye'de ise DEAŞ'a karşı yoğun bir mücadele yürütürken, hafta başında sosyal medya üzerinden yayılan bazı iddialar rahatsızlık yarattı. Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında görevli 'bazı özel kuvvet personelinin toplu istifa edeceği' yönündeki haberlere bölgedeki askerler sert tepki verdi. İhtiyaçlarının karşılanmadığı ve bu nedenle istifa edeceklerine ilişkin iddiaların 'özel kuvvet' felsefesiyle çeliştiğine dikkat çeken askeri kaynaklar, şu vurguyu yaptı: “Bu birlikler gönüllüdür ve her türlü zor koşullara göre yetişirler. Bir özel kuvvetçi aç kalmaz, kaldı diye de istifayı düşünmez. Her an ölmeyi göze almış insanlara böyle şey söylenir mi? İstifa diye bir şey yok. Kaldı ki darbe girişiminden sonra, ağustosta emekli olmak istemelerine rağmen dilekçelerini geri alanlar var. Özel kuvvetlerden ayrıldığı halde geri dönenler var. Neyin istifası?”
Bab Operasyonu devam ediyor. Dünkü operasyonlarda terör örgütü DEAŞ'a ait 141 hedef havadan ve karadan vuruldu. Gün boyu etkisiz hale getirilen terörist sayısı 68 oldu. Ayrıca örgüte ait bir silahlı araç ile bir de insansız hava aracının imha edildiği öğrenildi.
Fırat Kalkanı'na katılan bir ÖSO mensubu Bab cephesini Yeni Şafak'a şu şekilde anlattı: “Şehirde bomba tuzaklanmamış neredeyse tek bir yer yok. Ana yollara, tali yollara, pencere pervazlarına, tencerelerin içine... Her yerde tuzak var. Tarlalara dahi gelişigüzel tuzaklama yapılmış. Nerede patlarsa patlasın, onlar için önemi yok. 600-700 metrede drone uçurup izleme yapıyorlar. Bombalı araçları gözlemden sonra gönderiyorlar. Mısır menşeli Grad füzeleri ellerinde bolca bulunuyor. Füze rampaları ise mahalle aralarında, sivil yerleşim yerlerinin ortasında. Bu durum Fırat Kalkanı'na katılan güçleri epeyce zorluyor. Kimsenin Bab'dan ayrılmasına da izin vermiyorlar. Siviller canlı kalkan olarak kullanılıyor. İki
mayının üst üste tuzaklandığını gördük. Üsttekini imha edince altındaki patlıyor. Bu akıl Tunus'tan, Fas'tan gelen gençlerin aklı değil. Arka planda daha stratejik bir akıl olduğu kesin.”
DEAŞ, Fırat Kalkanı Harekâtı boyunca en ciddi direnişini Bab'ta gösteriyor. Harekata karşı savunma hattını Bab'da kuran örgüt, sık sık bomba yüklü araçlarla saldırıyor. Araçlara yüklenen bomba miktarı, çoğu zaman uçakların attığı bombanın eşdeğer düzeyinde olabiliyor. Kimi zaman sivil araç gibi sokulan patlayıcı yüklü kamyonetler, yüksek süratle hedefe yol alıyor. Bu nedenle vurularak durdurulmaları oldukça zorlaşıyor. Güdümlü füze ya da tankların isabet yüzdeleri, hedefin hızlı hareket etmesinden ötürü azalıyor. Bomba yüklü araçlar, her an tüm yönlerden hatta cephe hattının arkasından gelebiliyor. Bu tür mobil saldırı araçları en iyi, 24 saat devrede olan insansız hava araçlarının nokta atışlarıyla durdurulabiliyor.
