|

Kıbrıs’taki enerji varlığı politik şantaj olamaz

TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, Akdeniz’de hala netlik bulunmayan, hatta farklı verilerle yansıtılan enerji varlığının bir politik şantaj konusu olarak kullanılmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Akyener, “Kıbrıs’taki Türk hakimiyeti ve askeri varlığı bütün enerji denklemlerinin üzerindedir” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 17/01/2017 Salı
Güncelleme: 05:24 - 17/01/2017 Salı
Yeni Şafak

Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, Kıbrıs çözüm müzakerelerini, Akdeniz enerji denklemleri üzerinden yorumladı. Güney Kıbrıs'ın çözüm için KKTC'den toprak istediğini, Türkiye'nin garantörlüğünden vazgeçilmesini ve AB üyeliği kapsamında Türk askerinin adayı terketmesini dayattığını anımsatan Akyener, bu konuda da Türkiye'ye enerji kaynakları üzerinden şantaj yapıldığını ifade etti.



ALGI OPERASYONU


Batılı ülkeler tarafından, “Kaynakları asıl hak eden Rum kesiminin (!), Türk kesimi ile olası bir birliktelikte paylaşılmasını istememekte haklı olduğu, paylaşılması durumunda ise; karşılığında başka tavizler almaları gerektiği" tarzında algı operasyonları yürütüldüğüne işaret eden Akyener, Kıbrıs'ın enerji varlığına bakıldığında ise gerçeğin böyle olmadığını vurguladı.





UZUN SÜRECEK


Kıbrıs Rum kesiminin keşfedilmemiş tek kaynağının Afrodit sahası olduğunu, bu sahadaki kaynak düzeyinin 115 milyar metreküp olduğu tahmin edilse de henüz tespit edilemediği gibi çıkarılmasının da uzun süre alacağını belirten Akyener, Afrodit sahasının en erken 2025 yılında üretime alınabileceğini, 2026 yılından başlayarak yıllık 5 milyar m3'lük düzenli bir sevkıyatın da en fazla 10 yıl boyunca devam edebileceğini anlattı.



BEKLENENİ KARŞILAMAZ


“Bu miktar Türkiye'nin en azından 60 milyar m3/yıl olacak 2026 yılındaki talebi ile kıyaslandığında ve bu dönemde nükleer santrallerin de faaliyete başlayacağı göz önüne alındığında, talebin yüzde 8'i düzeyindedir. Yüzde 8'lik bir katkı çok da büyük bir anlam ifade etmemektedir" diyen Akyener, bu gazın satışından elde edilecek karın da, derin su koşulları, sıfırdan inşa edilmesi gereken yüzey tesisleri, vergiler vb. giderler düşüldüğünde bekleneni karşılamayacağını belirtti. Akyener, “Yani elde edilecek kar da bir ülkenin güvenlik stratejileri dikkate alındığında çok da büyük bir anlam taşımamaktadır" diye konuştu.





ÖNCELİKLİ OLAN HAKİMİYET


Tüm bu göstergeler ışığında, Kıbrıs sorununun çözümüne enerji politiği açısından bakıldığında, algı operasyonu oluşturulduğu oranda büyük beklentiler içerisine girilmemesi gerektiğini söyleyen Akyener, “Afrodit sahasında keşfi açıklanan kaynakların, açıklamalar tutarlı kabul edilse dahi ehemmiyeti abartılmamalıdır. Bu hususun, Rumlar tarafından müzakere argümanı olarak da kullanılmasına izin verilmemelidir. Sonuç olarak, Kıbrıs'ta Türk hakimiyeti ve askeri varlığı bütün enerji denklemlerinin üzerindedir" dedi.



ŞANGHAY BEŞLİSİ'NE GİRSİN


Akyener, Kıbrıs sorunu çözümüne enerji açısından bakıldığında şu öneride bulundu: “Eğer bir çözüm olmayacaksa Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü'ndeki (ŞİÖ) konumunu ve Rusya ile yakınlığını kullanarak, KKTC'nin Şanghay ülkeleri tarafından tanınması konusunda girişimlere başlayabilir. KKTC'nin de orta vadede ŞİÖ enerji grubu üyeleri arasına girmesini hatta uzun vadede ŞİÖ asıl üyeleri arasına girmesini sağlayabilir. Hakkı olan ihtilaflı deniz alanlarında, Rus ve Çinli büyük petrol şirketleri ile ortak aramacılık faaliyetlerine girişebilir."




#Oğuzhan Akyener
#TESPAM
#Kıbrıs Rum kesimi
#Şanghay Beşlisi
7 yıl önce