|

Trump’tan Ortadoğu’ya atom bombası

Amerika’nın yeni başkanı Donald Trump’ın İsrail'e Kudüs’ü başkent yapma sözü vermesine tepkiler çığ gibi büyüyor. Ortadoğu Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Tomar “Kudüs’ün İsrail’in başkenti olması Ortadoğu’ya atılacak bir atom bombası gibi. Bu durumda dünyada radikal terörizm artar ve medeniyetler çatışması yaşanır” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 29/01/2017 Pazar
Güncelleme: 13:20 - 29/01/2017 Pazar
Yeni Şafak

Üç ilahi din için de kutsal kabul edilen Kudüs şehri, yıllardır İsrail kuşatması altında varlığını sürdürüyor. İsrail hükümeti, Filistinli Müslümanları hukuksuzca yerlerinden ederek Yahudi yerleşim yerlerini gün geçtikçe büyütüyor. Bölgedeki nüfuzunu arttırmak isteyen İsrail, Kudüs üzerinde tek başına söz sahibi olmaya çalışırken Donald Trump'dan da bu kutsal şehri başkent yapma sözü aldı. Trump, her ne kadar başkan seçildikten sonra verdiği bu sözü unutmadığını söylese de Beyaz Saray'dan “Henüz net verilmiş bir kararımız yok" açıklaması yapıldı. Kudüs'ün başkent yapılması için verilen bu söz İsrail'i sevindirirken Müslümanları ve Hristiyanları oldukça tedirgin etti. Uzmanlara göre ise Kudüs'ün başkent yapılması dünyadaki siyasi dengeyi bozacak ve bu yüzden mümkün değil. Ortadoğu'da yanan ateşin Kudüs'ün başkent olmasıyla daha da alevleneceğini söyleyen uzmanlara göre Trump, Ortadoğu konusunda yeterli bilgiye sahip değil. Trump'ın bir anlık gaflette bu sözü verdiğine inanan uzmanlar, Kudüs'ün başkent olmasının bir hayal olduğu konusunda hem fikir.



MEDENİYETLER ÇATIŞMASI YAŞANIR




Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasını İsrail'in bile beklemediği bir hamle olduğunu belirten Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Cengiz Tomar, “Trump seçim çalışmaları esnasında bunu söylerken Ortadoğu ve İslam dünyası hakkında bilgisi muhtemelen çok zayıftı. Şimdi alacağı brifinglerle bu kararını değiştirebilir. Şayet bu söylemi gerçekten bilerek yaptıysa bu hamle medeniyetler çatısması tezini destekler ve bu durum çok tehlikeli sonuçlar doğurur" diyor ve ekliyor: “Bu Ortadoğu'ya atom bombası atmaya benzer. Radikal terörist akımlar yükselir. Terörizm bütün dünyada artar. Zaten istikrarsız olan Ortadoğu'da savaşlar artabilir. Dünyadaki tüm dengeler değişir. ABD karşıtlığı artar. Türkiye, İran, Arap ve İslam ülkelerinin Amerika ile ilişkileri bozulur. Müslüman ve Hristiyanların yanı sıra siyonist olmayan Yahudiler bile bu duruma tepki gösterir. Siyasi arenada Türkiye-İsrail ilişkileri yeniden kopabilir ve Amerika ile zaten iyi olmayan ilişkilerimiz daha da kötüye gidebilir."



KUDÜS KİMSEYE MAL EDİLEMEZ


Dinler Tarihi Profesörü Ömer Faruk Harman ise üç ilahi din için de kutsal sayılan Kudüs'ün Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler açısından önemini şöyle anlatıyor: "Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs, bizim üçüncü haremimiz. Peygamber Efendimiz'in İsra ve Miraç mucizesinin burada gerçekleşmiş olması hayli önemli. Kudüs aynı zamanda Hristiyanların da kutsal şehri. Onların inancında Tanrının oğlu diye kabul edilen Hz.İsa Kudüs'te çarmıha gerildi, musalla taşına yatırıldı ve burada defnedildi. Ayrıca Hz.İsa Kudüs'ten semaya yükseldi. Dolayısıyla şimdi o mekanın olduğu yerde Diriliş Kilisesi var. O da Hristiyanlar için çok kıymetli. Hz. İsa'nın annesi Hz. Meryem hayatını Kudüs'te geçirdi ve kabri de Zeytin Dağı ile Harem-i Şerif arasında. Kudüs aynı şekilde Yahudiler için de kutsaldır. Şöyle ki Musevilik inancına göre Süleyman mabedinin Mescid-i Aksa'da yer alıyor inancı Yahudileri Kudüs'e bağlıyor. Yahudilere göre yeryüzünün en kutsal bölgesi Filistin. Filistin'in en kutsal yeri de Kudüs. Dolayısıyla üç din açısından çok kutsal olan bir yerin sadece bir devletin başkenti olması ve bir devlete mal edilmesi doğru bir şey değildir. Amerika, diğer ilahi din mensuplarının inancına saygı duymak zorunda"







Elimizi taşın altına koyalım


Amerika'ya hangi başkan gelirse gelsin her zaman İsrail'in yanında olduğunu belirten Prof.Dr. Ömer Faruk Harman, “İsrail, Amerika'nın Ortadoğu'daki bir karakolu gibi. Başkan Trump, bu süreçte düşünmeden vaatte bulundu ama devlet başkanı olarak şimdi bir sorumluluğu var. Dolayısıyla devlet politikasının gereğini yapacaktır. Seçimden önceki vaatlerinin gerçekleşeceğini sanmıyorum. Yani Amerika İsrail'i desteklemeye devam edecek ama uluslararası ilişkiler açısından biraz daha ılımlı olarak orta yol bulacaktır" diyor. İslam dünyasının şuurlu olmasıyla Kudüs'ün hiçbir zaman başkent olmayacağını da sözlerine ekleyen Harman, “Müslümanların bu konuda vebali çok. Neden Filistin'e sadece Cumhurbaşkanımız sahip çıkıyor. Müslümanlar kendine gelmeli, değerlerine sahip çıkmalı. Müslümanlara Mescid-i Aksa, Kubbet-üs Sahra ne diye sorsanız yeterince bilgileri var mıdır? Bunları onlara ne kadar öğretebiliyoruz. Bu konuda elimizi taşın altına koymalıyız" diye konuşuyor.







Filistin halkına zulüm artar


Kudüs'ün İslam egemenliği dışında başka hiçbir dinin egemenliğine bırakılmaması gerektiğini söyleyen Kudüs tur rehberi Musa Biçkioğlu, “Çünkü Kudüs'te İslam egemenliği yoksa diğer dinler yok edilir. Bunun pratiğini iki kere yaşadık. Haçlı seferleri döneminde ve 1948'den başlayıp günümüze kadar gelen Yahudi işgali bunun en açık göstergesi. Bu işgalde sadece Müslümanlar değil Hristiyanlar da canından bezdi" diyerek sözlerine şöyle devam ediyor: “1980'den itibaren zaten İsrail fiilen başkent olarak kullanıyor. Sadece Amerika'nın tanıyıp tanımaması konusuyla tepki ortaya konmamalı, Kudüs'teki mevcut duruma da tepki gösterilmeli." Kudüs'ün İsrail'in başkenti olması halinde Filistinli Müslümanlara zulmün daha da artacağını belirten Biçkioğlu, “İsrail Yahudi bayramlarında krizler çıkarır. Taşkınlık yaparak eğlenirler. Filsitinlilerin tepki göstereceğini bildiklerinden önceden operasyonlara çıkarak genç, yaşlı, çocuk demeden halka azap çetirir. Avrupa Birliği de bu durumu kabul etmez. Hiçbiri Tel Aviv'den büyükelçiliğini Kudüs'e taşımaz. Amerika'ya uydu olan ülkelerin dışında oraya hiçbir ülkenin büyükelçilik açacağını sanmıyorum" ifadelerini kullanıyor.










#Amerika
#Donald Trump
#Cengiz Tomar
7 yıl önce