|

Pazar günleri bilge bir dost gibi

Ebru sanatçısı Firdevs Çalkanoğlu pazarların sıkıntısını sanatla uğraşarak atlatabileceğimizi belirtiyor. “Pazarlar bir insan olsaydı nasıl biri olurdu?” diye sorduğumuzda da, “Yanında hem eğlendiğiniz hem uzun sohbetler ettiğiniz, bazen de sadece susarak ruhunu seyrettiğiniz bilge bir dost” gibi olacağını söylüyor.

Merve Akbaş
04:00 - 21/04/2024 Pazar
Güncelleme: 01:24 - 21/04/2024 Pazar
Yeni Şafak
Firdevs Çalkanoğlu
Firdevs Çalkanoğlu

Romanyalı ünlü tiyaro yazarı Eugene Lonesco, Yalnız Adam isimli kitabında “Hepimiz biliriz pazar günü ikindisinden daha hüzün verici bir şey olmadığını” diyor. Bu hüzün, biraz da sıkıntıdan, boşluktan, ne yapacağını bilememekten ileri geliyor... Peki ya bugünü anlamlı bir hâle getirmek, sıkıcı olmaktan çıkarmak için farklı rutinler oluşturmak mümkün mü? Bu hafta sanatçı Firdevs Çalkanoğlu’yla pazar günlerini, bugüne dair düşüncelerini konuştuk.

Pazar günleri her zaman mükellef bir kahvaltıyla başlar

İlk sorumuz malum... Çalkanoğlu’na “klasik pazar günü”nü sorduğumuzda bize şunları söylüyor: “Pazar günleri klasiğim her zaman mükellef bir kahvaltıyla başlar. Kendime ayırdığım ve en sevdiğim gün olmanın verdiği mutlulukla erken kalkar ve günü sonuna kadar en verimli şekilde değerlendiririm. Evimle ilgilenirim, çiçeklerimle, kedim Nakış Hanım’la vakit geçiririm. İş hayatının yoğun olduğu hafta içi yarım kalan işlerimi tamamlarım. İç sesimi dinlemeyi, bir şeyler yazmayı, plan yapmayı ve en çok da ruhumla uyum içinde olan güzellikleri tefekkür etmeyi sevdiğim bir gün.”

Sanat eğitimi için pazar gününü değerlendirin

Gelelim ikinci soruya. Bu gün kimilerimiz için sıkıntıyla anılıyor. Sizin pazarları sıkıntı olmaktan kurtarmak için öneriniz nedir? Çalkanoğlu, uzun yıllar önce pazar gününü sıkıntı olmaktan çıkarmış. Bunu sanatla yapmış... Kendisinden dinleyelim: “Pazar günleri uzun yıllar önce sıkıntı olmaktan çıktı benim için. Öğrencilik yıllarımda hemen ertesi gün okul başlayacağı için tadı damakta kalan bir tatil günüydü pazarlar. Çalışma hayatı da aynı geçti diyebilirim. Ne zaman ki hayatımı tamamen sanatla bütünleştirdim işte o gün pazarlar sıkıntı olmaktan çıktı ve benim en keyifli günüm oluverdi. Bu sebeple bir hobi edinmek veya sanat eğitimi almak için de pazar günlerini değerlendirmeyi önerebilirim.”

Tercihim Yeşilçam

Çalkanoğlu eğer pazarları film izleyecekse tercihi Yeşilçam’dan yana olurmuş. Sanatçı, pazar gününe ait film rutinini şu cümlelerle anlatıyor: “Pazar günü film izlemek gibi bir planım olursa eğer tercihim her zaman Yeşilçam Filmleri olur, özellikle sabah kahvaltısını sevdiğim neşeli klasiklerden biri ile yapmayı çok severim. Özellikle Türkan Şoray’ın Sultan ve Kemal Sunal’ın Çöpçüler Kralı filmi bu serinin başında gelir. Bunlar dışında bir çok türde film veya dizi izlemek de pazar günlerinin en önemli aktivitesi oluyor benim için. Bazen ezbere bildiğim filmleri izlerken bir yandan da Ebru teknemin başına geçip çalışıyorum bu da en özel keyiflerimden.” Çalkanoğlu ayrıca, “Pazar günleri kitap okumam. Bu güne sığdıracağım onca işin arasında kitaplara vakit kalmıyor. Bazı günler Ebru yaparken sesli kitap dinlediğim oluyor” da diyor.

Anılarla baş başa kalmayı seviyorum

Peki ya bugün birileriyle görüşmek isteseniz kim olurdu? Yani özellikle pazarları görmek istediğiniz arkadaşlarınız var mı? Çalkanoğlu, “Pazar günleri eğer birileriyle görüşeceksem sanırım çocukluk arkadaşlarımı ve ailemi görmeyi isterim” diyor ve şöyle devam ediyor cevap verirken: “Çünkü işimden dolayı haftanın diğer günlerini istediğim her şekilde herkesle planlayabiliyorum. Kendime ayırdığım bu özel günde biraz içime dönmeyi ve bazen anılarımla baş başa kalmayı da seviyorum.”

Gerçek bir ev kedisiyim

Pazarları bir favori mekânı olup olmadığını sorduğumuz sanatçı, “Gerçek bir ev kedisiyim ona şüphe yok ama evinde sıkılmayan hatta evde sıkılmaya vakit bulamayacak kadar farklı ilgi alanlarına sahip biriyim” diyor. Ardından da sözlerine şunları ilave ediyor: “Evde geçirilen rutin pazar günlerine arada bir değişiklik yapmak istediğimde ise doğa ile yakınlaşacağım mekânları tercih ediyorum. Emirgan Korusu dolaşmayı en sevdiğim yerlerdendir veya denizin kokusunu duyabileceğim sahil yürüyüşlerini severim. İstanbul’un tarihi dokusunu duyabileceğim mekanları da gezmekten keyif alırım.”

Ebru sanatı benim için nefes almaktan farksız

Çalkanoğlu, en kötü pazar günü diyebileceği bir zamanı net olarak hatırlamadığını, en güzelini ise aralarından seçmekte zorlandığı pek çok anıya sahip olduğunu belirtiyor. Pazarları çalışır mısınız, diye sorduğumuzda ise “Pazar günleri atölyeye gitmeyi ve ders vermeyi tercih etmiyorum” diyor. Sanatçı, “Ebru sanatı benim hayatımda sadece işim değil aynı zamanda nefes almak kadar ihtiyaç duyduğum, kendimi en iyi ifade ettiğim alan olduğu için pazar günleri de evimde çalışmayı seviyorum. Ebru yaparken dinleniyorum, dinlenirken de çalışıyorum bir bakıma. Zihni sürekli tasarım yapan bir sanatçı için iş günü ve dinlenme günü ayrımı pek olmuyor” ifadelerini kullanıyor.

Her derdi göğüste eriten vefalı dost

Gelelim en son ve en keyifli soruya: Pazar günü bir insan olacak olsa nasıl birisi olurdu? Çalkanoğlu’nun cevabı şöyle: “Pazar günü bir insan olsa yanında huzur bulduğum eski bir dost olurdu. Hani her derdi göğsünde eriten vefalı dostlar vardır ya işte öyle. Yanında hem eğlendiğiniz hem uzun sohbetler ettiğiniz bazen de sadece susarak ruhunu seyrettiğiniz bilge bir dost.”



#Pazarları Hiç Sevmem
#Aktüel
#Röportaj
13 gün önce