|

Saraybosna'da Türk mirası

Balkanlar'da Osmanlı mirası mimari eserlerle birlikte Türk kültürüne de ev sahipliği yapmaya devam eden Mostar, Saraybosna'nın en güzel şehirlerinden. Koski Mehmet Paşa Camii, Blagaj Tekkesi ve doğal güzelliği Kravica Şelaleleri ile Mostar'ı vizesiz ziyaret edebilirsiniz.

04:00 - 21/04/2024 Pazar
Güncelleme: 01:02 - 21/04/2024 Pazar
Yeni Şafak
Mostar Köprüsü.
Mostar Köprüsü.
Fatma Matur

Baharın geldiği bugünlerde vize almadan gidilebilen, ülkemizde de -haklı olarak- çok sevilen bir ülkenin en sevdiğim şehrini anlatacağım bu hafta. Balkanlar’ın en güzel ülkelerinden biri olan Saraybosna’nın bana göre en güzel şehri Mostar’ı. Bosna Hersek yazısı gazetede yayınlanan ilk yazımdı. O yazıda Mostar’dan minicik bir paragrafla bahsedebilmiştim, en çok başkent Saraybosna’yı anlatmış, bir bahar günü Mostar’ı daha uzun anlatabilsem, önerebilsem diye içimden geçirmiştim. Bu yazı içimden geçirdiğim, yasmak istediğim o yazı.

Neretva’nın gökkuşağı Mostar Köprüsü

Mostar’a adım attıktan sonra Stari Most tabelalarını takip ederek Mostar Köprüsü’ne ulaşmak mümkün. Evliya Çelebi, köprüyü nehrin üzerinde uzanana bir gökkuşağına benzeterek şöyle söylemiş; “Mütevazı bir insan olarak 27 yıl boyunca dünya üzerinde sürekli dolaştım ve gördüğüm binlerce mimari eser arasında böylesine muhteşem ve benzersiz bir köprüye hiç rastlamadım.” Savaş sırasında yıkılan köprü, 2005 yılında Unesco ve Dünya Bankası tarafından aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş. Ortasından akan Neretva Nehri üzerindeki Mostar Köprüsü’nün iki yanına serpilmiş taş evleri, tarihi sokakları ve hala yer yer 1992-1995 yılındaki katliamın izlerini taşıyan binaları ile Mostar hem vakur hem de hüzünlü bir şehir. Köprünün üzerinden bu küçük ve güzel şehre bakarken o hüznü hissediyorsunuz. Sonra önünüzden, 28 metre yüksekten nehre atlayan gençler sizi kendinize getirip hayatın devam ettiğini ve umudun hep varolduğunu hatırlatıyor. Bugün nehrin sol tarafında çoğunlukla Hırvatlar, sağ tarafında ise Müslümanlar yaşıyor. Şehrin tarihi merkezinde, arnavut kaldırımlı sokaklarında, Neretva Nehri’nin muhteşem manzarasını izleyerek saatler geçirmek mümkün. Akşamları ise bu küçük ve güzel şehir ışıklandığında Neretva Nehri’ne bakan teraslardan birinde Boşnak kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Blagaj Tekkesi

Nehir kıyısında kayalığın üzerinde bir cami

Mostar Köprüsü’nden kuzeye doğru iki yüz metre kadar yürüdükten sonra Koski Mehmet Paşa Camii’ne ulaşıyorsunuz. 1618 yılında inşa edilen cami, Neretva Nehri kıyısındaki bir kayalığın üzerine yapışmış. Şehrin en büyük ikinci camii olan yapı aynı zamanda Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri. Mostar’a sıcak bir yaz günü geldiyseniz eğer, Caminin bahçesindeki şadırvandan akan buz gibi suyla serinleyebilirsiniz. Koski Mehmet Paşa Camii 1992 -1995 yılları arasında ağır hasar görüp ardından yeniden inşa edilmis. Camiden görünen nehir ve şehir manzarasının muhteşem olduğunu eklemek isterim. 1558 yılında inşa edilen ve Neretva Nehri’nin kollarından biri üzerinde bulunan Eğri Köprü Mostar Köprüsü’nün daha küçük bir maketi gibi. Arnavut kaldırımı döşeli köprü, yine fotoğraf çekmek için en güzel noktalardan biri.

Müslüm Bey ve ailesinden kalan Osmanlı evi

1600’lü yıllarında sonunda inşa edilen Muslibegovic Evi Mostar’daki Osmanlı evlerinden biri. Asıl sahipleri Müslüm Bey ve ailesi tarafından yaptırılan ev halen Müslüm Bey’in soyundan gelenlere ait olsa da günümüzde evin 12 odasının bir kısmı müze olarak ziyarete açıkken, bir kısmı da otel olarak hizmet veriyor. Müze kısmında Osmanlı döneminde yaygın olarak kullanılan ev eşyaları ve elbiseler ve bunların yanı sıra tarihi el yazması bir KuranI Kerim başta olmak üzere çok sayıda Arapça, Farsça ve Türkçe eser sergileniyor.

Tek kubbeli kare tasarımlı cami

1557 yılında Mimar Sinan gözetiminde inşa edilen Karagözbey Camii, tek kubbeli kare tasarımı, dört kubbeli medresesi, ahşap verandası ile Osmanlı mimarisi ile öne çıkıyor. Cami de 1992-1995 yılları arasında kullanılamaz hale gelip daha sonra yeniden inşa edilmiş. Mostar şehir merkezinde yukarıda saydığım yerler dışında Bakırcılar Çarşısı’nı, Tara Kulesi’ni, Biscevic Evi’ni, Savaş ve Soykırım Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Ancak bunların dışında Mostar civarında görmeden kesinlikle dönmeyin demek istediğim ve sayfaya sığdırabilmek için birkaç satırda bahsetsem de her birini uzun uzun yazabileceğim güzellikte üç yer var.

Balkanların en eski Osmanlı köyü

Poçitel, Balkanların en eski Osmanlı köyü. Neretva Nehri’ne bakan heybetli kalesi, yalnız ve sakin Ali Paşa Camii, korunmuş taş evleriyle zarif, göze de ruha da esenlik veren, zamanın donduğu bir köy. Evliya Çelebi burayı 1664 yılında ziyaret ettiğinde şöyle tasvir etmiş “Poçitel Kalesi küçük ama sağlam bir yapı. Kalede surların, kulelerin ve komutan konutunun yansı sıra ambar ve küçük bir cami de yer almakta. Kale dışında 150 hane var. Evler taş, tuğla ve kiremitten yapılma. 1562’de yapılmış bir köy camisi var.” Evliya Çelebinin tarif ettiği haliyle kalmış bu köyü mutlaka görmenizi, köyün yukarısındaki surlara tırmanıp muhteşem manzarayı seyrederken yüzyıllarca geriye gidip atalarımızın havasını solumanızı öneririm.

Saltukname’nin kahramanı dervişin tekkesi

15. yy’da Buna Nehri’nin kaynağına kurulmuş bir Bektaşi tekkesi olan Blagaj Tekkesi, günümüzde Nakşibendi tekkesi olarak kullanılıyor ve Mostar’a 10 km mesafede bulunuyor. Tekkenin kurucusu Sarı Saltuk, Saltukname adıyla bilinen halk efsanesinin kahramanı ve çok sevilen bir Bektaşi dervişi. Osmanlı’nın Mostar’ı fethinden sonra bölgenin Müslümanlaşmasında çok büyük katkısı olan bu tekke, konumu, manzarası ve mimarisi ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri. Tekkenin kapısından girenleri bir Osmanlı bayrağı karşılıyor.Yine girişte İslam’ın adaletini temsil eden bir kılıç ve güneşin doğup battığı tüm coğrafyalara İslam’ın erişeceğini simgeleyen bir güneş sembolü yer alıyor. Tekkenin içerisindeki odalar, Buna Nehri’nin soğuk ve dingin havası, az önce bahsettiğim atmosferi elle tutulu biçimde hissettiriyor.

Kravica Şelaleleri mutlaka görülmeli

Kravice Şelaleleri 25 metre yükseklikten dökülerek oluşturdukları doğal havuz ve çevreleyen yemyeşil alanı ile hem muhteşem bir manzara hem de yaz aylarında ziyaret ediyorsanız yüzme ve serinleme imkanı sunuyor. Şelaleler Mostar’ın 40 kilometre güneyinde yer alıyor. 25 metre yüksekten dökülen şelalelerin döküldüğü gölün yarıçapı ise 120 metre. Gölün etrafında piknik alanları mevcut. Nedense ülkemizden Bosna’ya gidenlerin pek ziyaret etmediği şelaleleri ben mutlaka ama mutlaka görmenizi öneriyorum.

Aklınızda olsun

Ülkemizden 1.5 saatlik bir uçuşla ulaşılabilen Saraybosna Havalimanı’ndan Mostar merkezin mesafesi 125 km. Yollar bakımlı olsa da genelde dar ve tek şeritli, bu nedenle 125 km’yi ortalama iki saatte gideceğinizi hesaplamalısınız. Turla gitmiyorsanız Bosna Hersek içerisinde ulaşım için en mantıklı yol bence araba kiralamak. Ancak tabi ki toplu taşıma (otobüs veya tren) da kullanabilirsiniz.

Ülkeyi ziyaret etmek için en ideal aylar, hem iklim elverişliliği hem de turist kalabalığından bir nebze kaçınmak için; nisan- haziran sonu arası ve eylül-ekim ayları.

Bosna Hersek’e minimum 4 gece-5 gün ayırmak, görülmesi gereken yerleri tamamen görmek içinse 9 gece 10 günlük bir gezi yapmak ideal olur.

Mostar içinse önerim 2 gece konaklayıp 1 gün Mostar merkezi, 1 gün de Poçitel, Blagaj ve Kravice’yi görmeniz olur.

Boşnak kahvesi, Cevapi köftesi ve Boşnak böreği, Blagaj Tekkesi’nde Buna kıyısında alabalık ve Neretva Nehri kıyısındaki restoranlarda tandır tatmanızı öneririm.



#Toparlanın Gidiyoruz
#Aktüel
#Saraybosna
13 gün önce