|

2006 şiir

Cevdet Karal, Hilkatin İlk Günleri ile güzel ve temiz bir çıkış yaptı. Bu kitap, şairinin yerini işaret etti ve bu yeri pekiştirdi. Sert Geçecek Bu Kış, Hayriye Ünal'ın üçüncü şiir kitabı. Ünal, ikinci kitabı Ademin Kızlarından Biri ile yakaladığı canlı iklimi bu kitabıyla daha arı duru bir hale dönüştürdü ve güçlendirdi.

Mustafa Aydoğan
00:00 - 3/01/2007 Çarşamba
Güncelleme: 22:24 - 5/01/2007 Cuma
Yeni Şafak
2006 şiir
2006 şiir

Şiirin zamanlar üstü tabiatını, bir yıl gibi son derece kısa bir zaman dilimi içerisinden bakarak değerlendirmek, bir çok açmazı kaçınılmaz olarak beraberinde getirecektir. Deyim yerindeyse bir çıkmazdır bu. Öte yandan, yıllık, aylık, haftalık, saatlik v.s. şiir değerlendirmelerinin bir atmosfer yarattığı, bugüne değin pek görülmüş ve duyulmuş bir şey değil. Bu tür değerlendirmelere bakan çoğu gözün, gelişmelerden çok kendini aradığını biliyorum. İnsanoğlunun, dünyayı kendinden ibaret sanmasının tuhaf, kaçınılmaz ama muhteşem hatasıdır bu. Şimdi biz, nasıl bir yol izleyelim ki, o yol hakikatin yolu olsun! Bu cüretli sözün arkasında durmayacağım. Çünkü, benim hakikatimin başkalarının hakikatiyle kesişmesi gibi bir iddiam yok. Doğru, türlü türlüdür. Sonra, bir genel ortalama tutturmaya çalışmanın pek bir yararı da yok. Bu, hem yapaylıktır, hem de görüş sahibi olmaktan kaçınmaktır. Sübjektiflik, değerlendirmelerin kaderidir. 2006 yılının en önemli olayı, kuşkusuz, Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış olmasıydı. Bu ödülle ilgili tartışmalar, Türk edebiyat ortamının kısır tabiatının tam bir panoraması oldu ve olmaya da devam ediyor. İnkar ve kabul arasında gidip gelindi. Batı, hem edebiyatı hem de siyasetiyle yüzyıldan fazladır bizi etkiledi, etkiliyor zaten. Bu etkilenişin bir takım açılımlara yol açtığını inkar etmek mümkün mü? Bu ödülün de benzer etkiyi yapacağı muhakkak. Kabul edenler de karşı çıkanlar da, iyilik ve kötülük yargılarının dışında, bu ödülden kaçınılmaz olarak etkileneceklerdir. Önemli olan, bu etkinin nasıl bir seyir izleyeceğini şimdiden görebilmektir.


ÖNE ÇIKAN ŞİİR KİTAPLARI

Ülkemizde bir yılda kaç şiir kitabı yayımladığına ilişkin kayıtlar, veriler var mıdır, bilmiyorum. Açıkçası, böyle bir veriden yola çıkılarak yapılacak tasnif ve değerlendirmelerden ya da kitaplar üzerinde yapılacak çalışmalardan ilginç sonuçlara ulaşılabileceğini düşünüyorum. Bir kere, 'her üç kişiden dördünün' şair olduğu yönündeki ironinin ne tür bir içeriğe sahip olduğunu görebiliriz. Sonra, mesela, şair olmadığı halde şiir kitabı yayımlayanların; kitaplarına koydukları isimler, kapağa koydukları resim ya da fotoğraflar, yaşadıkları yerler, eğitim durumları, biyografilerini yazış tarzları (bu anlamda enteresan biyografiler okudum), şiirlerine seçtikleri konular, hangi yüzyılın şiir algısına sahip oldukları vs. vs. gibi hususlardan yola çıkılarak hem şiir yazan bu insanların durumları, psikolojileri, hem de bir tarafıyla toplum hafızasının haritası çıkarılabilir gibi geliyor bana. Yayınlanan bütün kitapları göremesek de, şiir dünyasının öne çıkan, bilinen isimleri kitap yayınlarına devam ettiler ve okurun estetik duyarlığına seslendiler. Bunların bir çoğuna ulaşma imkanımız oldu. Sayfalarımız bu kitapların hepsine yetmeyeceği için bazıları üzerinde durmak istiyorum. Cahit Yeşilyurt'un Yıkıldı Bak Güneşin İskelesi adıyla yayımlanan toplu şiirleri yılın ilk kitaplarından biriydi. Ne var ki, şairine bu kitabını görmek nasip olmadı. Yeşilyurt, hem şiiri hem de şairlik tutumu ile bir dönemin anılmadan geçilmeyecek ismiydi ve bazı yanlarıyla hâlâ da öyledir. Ebubekir Eroğlu, yayımladığı Sınır Taşı ile hem kendi okurunu sevindirdi hem Türk şiirine yeni tatlar ekledi. Hakkında yazılan yazılar, yapılan söyleşiler ve konuşmalarla gündemdeki yerini aldı. Arif Ay'ın bütün şiirleri bir araya geldi ve Güne Doğan Koşu adıyla yayımlandı. Edebiyat ortamının en iyi sürprizlerinden biri oldu. Çalgın, Yücel Kayıran'ın üçüncü şiir kitabı olarak raflardaki yerini aldı. Hakkındaki onca yazıya rağmen Kayıran'ın 'felsefi şiiri', acaba kendine nasıl bir okur bulacak ve nereye oturacak?


İMGESEL ŞİİRİN ÖRNEĞİ

Cevdet Karal, Hilkatin İlk Günleri ile güzel ve temiz bir çıkış yaptı. Bu kitap, şairinin yerini işaret etti ve bu yeri pekiştirdi. Sert Geçecek Bu Kış, Hayriye Ünal'ın üçüncü şiir kitabı. Ünal, ikinci kitabı Ademin Kızlarından Biri ile yakaladığı canlı iklimi bu kitabıyla daha arı duru bir hale dönüştürdü ve güçlendirdi. Mustafa Muharrem'in Kemansız Kare'si imgesel şiirin iyi bir örneği olarak okurun zarif dünyasına seslendi. Sessiz Redifler, Cafer Turaç'ın önceki şiirlerinin yeniden basımı idi. Kitap, hem estetik baskısı hem de uzun ve gür sesli mısralarıyla sesli ve lirik şiir sevenlerin beğenisini kazandı. Küçük İskender'in, takip edebildiğim kadarıyla iki yeni şiir kitabı yayımlandı. Teklifsiz Serseri, bunlardan biri. Bu kitabı okuyunca şu kanaate vardım ki, Küçük İskender şiirindeki düşüşe engel olamıyor. Şiiri bir zeka oyununa dönüştürüyor. Önceki şiirlerindeki o yakıcı lirizmi yakalama çabaları seziliyor ama bu çabaların başarıya ulaştığını söyleyemeyiz. Zeynep Arkan, Dergah dergisinin şiir dünyasına kazandırdığı isimlerden biri. İkrar ile şiirleri bir kitaba kavuştu ve okura şairi hakkında bir kanaat edinme imkanı sundu. Arkan'ın şiirlerinin dergide yayınlandığı sıralarda ilgiyle okunduğunu sanıyorum. Söyleyişindeki rahatlık, kendine güven ve tasavvur ettiği dünyaya hakimiyet bu şiirlerin en belirgin özelliği.


EVVEL, KRAL VE DİĞERLERİ

Kral, Osman Özbahçe'nin üçüncü şiir kitabı. Şairinin kendi macerası içerisinde süratli bir ilerleyişin örneği olarak ayrıcalıklı yerini aldı. Hakan Şarkdemir ise, Tadat'ta, şiirindeki gelişimi açıkça ortaya koydu. Sevindirici bir haber gibi ulaştı. Aşk ve Niyaz'ı, eğer bu değerlendirme için kitapçı raflarını didikleme uğraşına girmemiş olsaydım, belki de hiç göremeyecektim. Mustafa Özçelik'in bu kitabıyla karşılaşmış olmaktan mutlu oldum. Hem güzel şiirler okudum hem de Mavera dergisini satır satır okuduğum '80'li yılların başlarındaki günlerimi hatırladım. Güven Turan'ın Serpintiler'i, Ömer Erdem'in Evvel'i, A.Ali Ural'ın Kuduz Aşısı, Osman Konuk'un Tehlikeli Belki'si, Tuğrul Tanyol'un Her Şey Bir Mevsim'i, Müslim Çelik'in Kızbes'i ve Mustafa Uçurum'un Tenhalayın Kalbimi 2006 yılına kendi gölgelerini düşürdüler, okurlarını buldular.


ŞİİR YILLIKLARI, GÜLDESTELER

Şiir yıllıkları, öteden beri, bir takım sorunlarla gündeme geldi hep, eleştirildi. Mehmet H. Doğan'ın Türk edebiyatını tek cepheden gören yıllığı da sonunda tarihe karıştı. Ne var ki, 2006 yılında yayımlanan yıllıkların da, barındırdıkları bir takım sorunlar, eksiklikler ve tek yanlı bakışlardan kurtulamamış olduğu görüldü. 2006 yılında iki yıllık dikkatleri çekti, ilgileri üzerine topladı. Bunlardan birincisi Şeref Bilsel - Cenk Gündoğdu ikilisi tarafından hazırlanan Şiir Defteri idi. Yılın genel bir dökümünü verme gayreti içinde olduğu izlenimi uyandıran Şiir Defteri'ne yoğun bir emek harcandığı anlaşılıyordu. Elbette bu emeğe saygı duymak gerekir. Yıllıkta yer alan değerlendirmeler ve soruşturmalarda iki şey dikkati çekiyordu. Birincisi, Türk edebiyatı üzerine yürütülen fikirlerin kafa karışıklığından kurtulamamış olması; ikincisi Türk şiirinin beslendiği ve yeşerdiği alanın yön değiştirdiği noktasında bir fikir birliğine doğru gidildiği -ki bu doğrudur-.

Diğer yıllık ise Hakan Arslanbenzer tarafından hazırlanmış: Türk Şiiri 2005. Açıkça söylemek gerekirse, bugüne değin yayınlanmış yıllıklar içinde en özgünlerinden biri olmuş. Gerek dışarıda bıraktığı isimler kadar tercih ettiği bazı isimler açısından gerekse bir takım değerlendirmeleri açısından eleştiriler yöneltmek mümkünse de yıllık anlayışına getirdiği yenilik kayda değer. Yaptığı tasnifler, yorumlar ve değerlendirmelerle yıllık hazırlamayı bir 'ortalama tutturma' gayreti olmaktan çıkarıp bir 'bakış açısı'na dönüştürmüş. Dergâh Şiirleri Güldestesi, İbrahim Tenekeci tarafından hazırlanmış. Güzel ve temiz bir çalışma olmuş. Dergâh dergisinin 16 yıllık şiir ve şair haritasını çıkaran bu çalışma, bir güldeste olmanın ötesinde Dergâh'ın Türk şiirine kazandırdıklarını görmek açısından da önemli ipuçları içeriyor.


Poetika kitapları ve konuşmalar

Hilmi Yavuz'un konuşmalarının yer aldığı Şiirim Gibi Yaşadım geçen yılın en çok tartışılan kitaplarından biri oldu. Çocukluğundan bugüne hayatını anlattığı bu kitapta Yavuz, şiire bakışı kadar şairlere bakışına da yer verdi. İşin ilginç yanı, kitap, şiire ilişkin yanıyla değil, başka şairler hakkında ileri sürdüğü yargılarla öne çıktı. Çenebazlık, İsmet Özel'in poetik denemelerinin yer aldığı bir kitap. Bir bakıma Şiir Okuma Kılavuzu'nun tamamlayıcısı niteliğinde. Özel poetikasını, yeniden ve yeni bir şekilde okumak isteyenler için bir fırsat sundu. Ne var ki, bir çok kitap gibi Çenebazlık da edebiyat ortamının genel sükunetinden payını almış göründü. Anne, Ben Barbar Mıyım? Lale Müldür'ün deneme ve söyleşilerinin yer aldığı bir kitap. Müldür'ü ve şiirini tanımak, bilmek isteyecekler için önemli bir kitap. Özellikle, kitabın yarıya yakın kısmını dolduran denemeler keyifle okutuyor kendini. Nilgün Marmara'nın Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi, yılın ilk aylarında yayınlanmıştı. Kadın, şiir ve intihar üzerine yazılmış, yapılmış güzel bir inceleme. Marmara'nın şair dikkati ve algısındaki parlaklık bu kitapta açıkça görülüyor. Şair Sözü, şiir ve şairler üzerine yapılmış incelemelerin yer aldığı bir kitap. Mehmet Can Doğan, kimi zaman bir kitaptan çıkış yaparak, kimi zaman toplu bakışlarla şairleri şiir dünyamız içerisindeki yerlerine oturtmaya çalışmış. 1980 Kuşağı Türk Şiirinin Poetikası, Bâki Asiltürk'ün '80 kuşağı üzerinden Türk şiirinin yakın dönemine kendine özgü bir bakış getirmeyi denediği kapsamlı bir çalışma. Ne var ki kitabın ismi biraz tuhaf geldi bana. Nasıl demeli, bir fazlalık varmış gibi sanki. Şöyle mi olmalıydı acaba: 1980 Kuşağı Şiirinin Poetikası.



17 yıl önce