|

Başarının göstergesi karnedeki not değil

Süleyman Ezber “Anne-babalar, çocuklarının derslerdeki başarısına gösterdikleri özeni, onların güzel davranışlar edinmesine de göstermeliler. 365 Gün Güzel Davranış bunun için bir yardımcı rehber” diyor

Gülsüm Sezgin
00:00 - 8/12/2010 Çarşamba
Güncelleme: 21:22 - 6/12/2010 Pazartesi
Yeni Şafak
Başarının göstergesi karnedeki not değil
Başarının göstergesi karnedeki not değil

Nesil Çocuk Yayınları, Hikâyelerle 365 Gün Güzel Davranış isimli kitapla, anne-babalara bu konuda destek olmayı ve hep arzulanan o saygı temelli toplumun inşasına katkı sunmayı amaçlıyor. Hikâyelerle 365 Gün Dua, Hikâyelerle 365 Gün Hadis ve Hikâyelerle 365 Gün Dini Kelime serisinin yeni kitabı olan Hikâyelerle 365 Gün Güzel Davranış; serinin diğer kitapları gibi 365 kısa hikâyeden oluşuyor. Ali Karaçam ve Süleyman Ezber'in imzasını taşıyan kitap, minik okuyuculara her gün için başka bir öykü, farklı bir davranış kuralı ve ayrı bir heyecan vaat ediyor.

Kitabın kahramanı olan Tarık; kimi zaman ailesinin, komşularının, arkadaşlarının ya da öğretmenlerinin yardımıyla kimi zaman da yaşadıklarından dersler çıkararak güzel davranmayı öğreniyor. Kitabının yazarlarından Süleyman Ezber, serinin ikinci kitabı olan 365 Gün Güzel Davranış'ı neden ve nasıl kaleme aldığını anlattı.

Görgü kurallarını öğreten bir kitap fikri nasıl doğdu?

Hepimiz saygı ve sevginin hâkim olduğu bir toplumun hayalini kuruyoruz. Böyle bir toplum için de iyi yetişmiş bireylere ihtiyaç var. Toplum içinde nasıl davranması gerektiğini bilen çocuklar, o çok istediğimiz saygı temelli toplumun inşacısı olacaklardır. Bu konuda da ailelere çok önemli bir görev düşüyor. Öncelikle aileler, başarının tek göstergesinin karnedeki notlar olmadığını bilmeliler. Çocuklarının derslerdeki başarısına gösterdikleri özeni, onların güzel davranışlar edinmesine de göstermeliler. Biz, işte bu noktada anne-babalara yardımcı olmak gayesiyle bu kitabı hazırladık.

Kuralların her güne bir öykü şeklinde işlenmesinin sağladığı avantajlar nelerdir?

Öğretici bir metin yazmak oldukça zor. Hele bu metnin hedefi, dikkati çabuk dağılabilen çocuk okuyucularsa daha da zor. Ama davranış kurallarının öyküler içinde verilmesi, minik okuyucuların öykülerdeki karakterle kendisini özdeşleştirmesini sağlıyor. Hal böyle olunca da anlatılanlar daha ilgi çekici hale geliyor ve daha kalıcı oluyor. Böylece öğretilen güzel davranışların hayata geçirilmesi de daha hızlı oluyor.

Kısa öykü formunu kullanmanızın sebebi nedir?

Amaç mesajımızı hızlı ve en akılda kalıcı şekilde vermek olunca öykülerin de çok fazla uzun olmaması gerekiyordu haliyle. Tarık'ın maceralarının minik okuyucular tarafından bir solukta okunmasını amaçladık.

Kısa öykü formunun metnin akıcılığına katkı sunduğu, okuyucu için kolaylık sağladığı kesin. Peki, aynı şeyi yazar için de söylemek mümkün mü? Bu formun sizi sınırladığını düşündüğünüz oldu mu?

Sınırladığını düşünmüyorum. Sonuçta istediğimiz bilgileri eksiksiz bir şekilde verebildik. Ancak bir konuyu, kısa bir metinde anlatmak zor oldu tabii ki. Çünkü her bir kural için, farklı bir gün ve bambaşka bir macera anlatmak gerekiyor.

Kitapta, öğretici ve eğlenceli olma arasında bir denge sağlayabildiğinizi düşünüyor musunuz? Öğretici bir metnin aynı zamanda eğlenceli ve sürükleyici olabilmesi zordur. Siz bunu sağlama adına nasıl bir yol izlediniz?

Çocuklar için yazılmış bir metnin eğlenceli ve akıcı olması çok önemli tabii. Bunun bilincinde olduğumuz için sadece bilgi vermeye odaklanmadık. Eğlenceyi ihmal etmedik. Yeğenlerime de öyküleri okuyarak eğlenceli bulup bulmadıkları konusunda sürekli fikir aldım. Çocuklar için yazmak gerçekten zordu.



13 yıl önce