|

Bir dağ düşüneyim nerde olduğunu bilmeyim

Yitiksiz, Büyük Saat'e sonradan dahil edilmiş şiirlerle birlikte, Mehmet Can Doğan'ın titiz sunuş ve değerlendirmesi hesaba katıldığında Turgut Uyar şiiri açısından önemli bir çalışma olmaya aday. Sadık şiir okurlarının bilgisine

Ali Duman
00:00 - 18/07/2010 Pazar
Güncelleme: 20:42 - 17/07/2010 Cumartesi
Yeni Şafak
Bir dağ düşüneyim nerde olduğunu bilmeyim
Bir dağ düşüneyim nerde olduğunu bilmeyim

Şair, yazdığı her şiiri yayınlamak, yayınladığı her şiiri de kitaplarına almak zorunda değildir. Bunun önemli nedenlerinden birisi, söz konusu şiirin şair tarafından "zayıf" kabul edilmesi olsa gerektir. Öte yandan her şair, sonradan şiirinin aktığı mecraya aykırı veya uzak görünmesi muhtemel biçim denemelerinde bulunur ki bir diğer önemli neden de budur. Bu durumda şiir, yayınlansa bile işlenmemiş bir damarı temsilen yayınlandığı yerde kalacak, herhangi bir kitap bütünlüğü içinde kendine yer bulamayacaktır.

Kimi zaman ise, bir şairin şiirini (Edip Cansever ve Necip Fazıl'da görüldüğü gibi) çeşitli gerekçelerle inkâr ettiği durumlarla karşılaşılır. Ancak yok sayılan şiirlerin, Cansever ve Necip Fazıl örneklerindeki gibi nicelik itibariyle göze batmadığı durumlar da vardır: Şair, kitabında yer almış bir ya da birkaç şiire sonraki baskılarda yer vermez. Sık karşılaşılan bir başka durum ise, kitabında yer verdiği şiirlere sonraki baskılarda şair tarafından (ekleme, çıkarma, bazı kelimelerin değiştirilmesi biçiminde) müdahale edilmesidir ve şiirimizde birçok örneği mevcuttur. Esasen yukarda kısaca değinmeye çalıştığım olgular, şairin şiiri üzerindeki tasarruf hakkından kaynaklanır.

Ancak yayınlanmış her metin edebiyata mal olduğu gibi er ya da geç yazarının tasarrufundan çıkar. Bu ise meselenin edebiyat tarihçilerini, eleştirmenleri ve okurları ilgilendiren tarafıdır. Nitekim Yapı Kredi Yayınları'nın son yıllarda şiir alanında gerçekleştirdiği yayıncılık faaliyetleri bu bağlamda değerlendirilebilir. Nihayet sözü YKY'nin geçtiğimiz günlerde "kitaplarına girmemiş şiirleri" altbaşlığı ile yayımladığı Turgut Uyar'a ait şiirlerden oluşan Yitiksiz adlı çalışmaya getirmek istiyorum. Esasen Turgut Uyar'ın Büyük Saat adıyla yayımlanan "toplu şiirleri"nin 2000'lerde YKY tarafından yapılan baskılarında, şairin dergilerde kalmış ve bizzat 'elediği' şiirlerinin tümünü bir araya getirme amacı güdülmüştü. Doğrusu, hem şairin öznel tercihlerini bir kenara bırakması hem de Büyük Saat'in o güne dek Uyar'ın "şiirinin geçirdiği aşamaları bütünüyle yansıtabilmekten uzak kal[dığı]" gibi kanımca oldukça tartışılır bir iddiaya bel bağlaması bakımından yanlış bir müdahaleydi bu.

Şairlerin üzerinde titizlik gösterdiği konulardan birisi de "kitap bütünlüğü"dür. Öte yandan bazı şairlerin şiirlerini henüz yazma sürecinde iken ve doğrudan doğruya 'kitap' olarak tasarladıkları da bilinen bir şeydir. Bu durumda, Turgut Uyar örneğinde olduğu gibi, bir şairin dergilerde kalmış şiirlerini, "kitap bütünlüğü" noktasında hiçbir kaygı gözetmeksizin kronolojik sırayla kitaplarına yerleştirmek ne ölçüde doğrudur, diye sormakta yarar var.

Bir şairin unutulmuş, dergilerde kalmış şiirleri, edebiyat tarihçileri ve eleştirmenler kadar şüphesiz ki şiir okurunu da ilgilendirir. Bilhassa Uyar çapında bir şairin, herhangi bir nedenle gözden çıkardığı şiirlerin, taşıdıkları edebî değer dolayısıyla yayınlanmalarında fayda vardır. Kanımca bu durumda yapılması gereken, öncelikle Uyar gibi bir şairin tercihlerine saygı göstermek, bununla birlikte çeşitli nedenlerle söz konusu toplam dışında kalan şiirleri, esasen Yitiksiz'de yapılmak istendiği gibi, ayrı bir toplam halinde okurla buluşturmak olmalıydı. Bu koşullarda YKY, halihazırda Büyük Saat içinde bu kategori altında yer alan şiirleri, sonraki baskılarda çıkararak Yitiksiz bünyesine dahil etmelidir, diye düşünüyorum. Yeri gelmişken, "Kantar Köprünün Yalnızlığı" ve "Tel Cambazının Rüzgârsız Aşklara Vardığını Anlatır Şiirdir" adlı şiirlerin hem Büyük Saat'te hem de Yitiksiz'de yer aldığını, gözden kaçan bir unsur olarak belirtelim.

Yitiksiz, Mehmet Can Doğan tarafından hazırlanmış. Yukarda değindiğim gibi, Büyük Saat'e sonradan dahil edilmiş şiirlerle birlikte Doğan'ın titiz sunuş ve değerlendirmesi hesaba katıldığında Turgut Uyar şiiri açısından önemli bir çalışma olmaya aday. Sadık şiir okurlarının bilgisine.

Kitaba verilen Yitiksiz adı, Mehmet Can Doğan'ın da vurguladığı gibi, hem Turgut Uyar'ın "bütün şiirleri"nin 'eksiksiz' hale getirilmesi niyetini yansıtıyor hem de Haziran 1954'te Varlık Dergisi'nde yayınlanan aynı adlı şiire bir gönderme: "Sabaha karşı oturup ağladınız / Ama meselâ şimdi ben / Ne aradığımı bilmiyorum" diye başlayan şiir, Doğan'a göre "temasıyla olduğu kadar temayı belirginleştiren duyuş ve görüşle de, bunları yansıtan sesi ve havasıyla da Turgut Uyar'ın "İkinci Yeni" diye adlandırılacak olan şiire" söz konusu tarihte geçtiğini gösteriyor. "Yitiksiz" ve benzeri şiirler, Uyar şiirinin daha iyi anlaşılması açısından dikkate değer kuşkusuz. Öte yandan kitapta "Meytup 1960?" ve "Meytuptur 1961" gibi Uyar duyarlığının ilginç örneklerinin yanı sıra Sait Faik'in ölümünün ardından yazılmış "Erkenci Ağıt" adında bir şiir var ki bana göre Sait Faik'le ilgili hiçbir şey önemsiz değildir.

Sözü, Aralık 1954'te Şairler Yaprağı'nda yayınlanan ama "kitaplarına girmemiş" bir Turgut Uyar şiiriyle, "İnadına Başıboş Aşk" ile bitirelim: "Beni koptuğum yerde Bağlayın / Aşkımı bir kutu kibrit gibi cebimde taşıyorum / bir Hotanto küpesi gibi kulağımda taşıyorum /Eski şaraplar için içimde taşıyorum / Birgün size verebilirim // Ben bu şehre nerden geldim / Bir avuç gökyüzü için başım havada / Dedim ki yalnızlığım inadına büyüsün / Üç dört kişi arasında inadına çoğalsın / İnadına sahipsiz gelişsin aşkım / Bir uğultu gibi dört yönümde / İnadına sahipsiz / Bir kadın düşüneyim o beni düşünmesin / Bir dağ düşüneyim nerde olduğunu bilmeyim / Oturdum üç kişi için bir şiir yazdım / Oturdum aklımı peynir ekmekle yedim / Paralarım cebimde kaldı harcayamadım / Beni bir kahvede bekleyin sarhoşsanız / Birgün size verebilirim // Ben bu şehre deliler gibi sevdalı geldim / Nasıl çıkıp gideceğim belirsiz / Umutsuz bir pazar ikindisi parklarda / Üç kere görünüp kaybolacağım / Beni bir sıtma gibi tutun bırakmayın / Aşkımı birisine vermeliyim / İçimde kaldıkça sonsuz kaldıkça itici / İnadına zalim başıboş kahredici / İnadına beni yalnız bırakan / İnadına / Birgün size verebilirim"

14 yıl önce