|

Bir generalin günlüğü

Kara Harp Akademisi ve 28'nci Piyade Tugayı Komutanlığı'nda bulunmuş, emeklilik sonrasında Cumhurbaşkanlığı'nda görev almış bir asker olarak önemli olayların yakın gözlemcisi olan Yılmaz Tezkan'ın kaleme aldığı 'Hayatımdan İzler' adlı kitap bir döneme tanıklık yapıyor.

Muhsin Mete
00:00 - 16/09/2013 Pazartesi
Güncelleme: 14:35 - 16/09/2013 Pazartesi
Yeni Şafak
Bir generalin günlüğü
Bir generalin günlüğü

Hayatımdan İzler, Yılmaz Tezkan'ın hâtıra kitabının ismi. Kitabın bir de alt başlığı var:'Türkiye'de Asker Olmak Zor İştir.' Yılmaz Tezkan, 1986 yılında tümgeneralliğe yükselmesi beklenirken, kadro yetersizliği nedeniyle emekli edilmiş bir asker. Emekli olduktan sonra 7 yıl daha Cumhurbaşkanlığı'nda Yürütme ve Koordinasyon Dairesi Başkanı olarak Kenan Evren ve Turgut Özal döneminde görev yapmış. Toplam 41 yıllık görev süresinde Türkiye'nin yakın tarihinin pek çok önemli olayına şahit olmuş. Yaşayıp gördüklerini, duygu ve düşüncelerini yazmak gereğini duymuş, böylece ifa ettiği önemli görevlere bir yenisini eklemiş. Tarihe tanıklık etmek, toplum olarak pek yerine getirmesek de, insanî bir sorumluluk. İyi İnsan, İyi Vatandaş olabilmenin tezahürlerinden biri de , eli kalem tutanların tarihe not düşmeleridir. Ki, Yılmaz Tezkan daha iyi bir memleket sevdalısı olarak emekli olduktan sonra, 1997 yılından itibaren, yayıncılığımızın köşe taşlarından, değerli ağabey Ezel Erverdi'nin çıkardığı, benim de Abbas Abalı müstearıyla televizyon yazıları yazdığım ( Bu yazılar Ekranın Büyüsüne Kapılmadan adıyla kitap olarak yayımlanmıştır.) haftalık Ülke dergisinde jeopolitik, millî güvenlik siyaseti ve uluslar arası ilişkiler konularında yazılar yazmaya başlamış ve o günden bugüne telif ve derleme olarak 9 kitaba imza atmış, böylelikle üniformasını çıkardıktan sonra kıymet-i harbiyesi kalmayanlardan olmamıştır. Bu kitaplardan, Murat Taşar'la birlikte kaleme aldığı Jeopolitikten Millî Güvenliğe kitabı, genişletilmiş olarak, Dünden Bugüne Jeopolitik Dünya ve Türkiye ismiyle bu yıl Ülke Kitapları içinde ikinci baskısını yapmıştır.

ASKER GÖZÜYLE NOT DÜŞMEK

Hayatımdan İzler, Ülke Kitapları'ının Hâtırat Dizisi'nin ilk kitabı. Hâtıra, tarih boyunca önemini korumuş, tarihe de kaynaklık etmiş, ışık tutmuş bir yazı türü. Hâtıra ya da anı, (Tezkan iki isimlendirmeyi de kullanıyor.) kişisel yaşantının bütünü ya da belli bölümlerini, gözlem, düşünce ve duygu ekseninde dile getirmek amacıyla yazılan edebî metinler veya kayıtlardır. Hayatımdan İzler'de yazım başarısı görülse de, bir edebî metin hüviyeti yeterince bulunmamaktadır. Yakın tarihimizin önemli olaylar cereyan etmiş bir kesitine, daha çok 'asker gözüyle' kayıt düşülmektedir. Anlaşılan o ki, kayıt düşme, bazı hâtıra eserlerinde olduğu gibi, günü gününe tutulmuş notlar üzerinden değil, kitabın adının da çağrıştırdığı gibi bellekte kalan izlerle derlenip toparlanmıştır. Bu iş, kronolojik olarak, büyük ölçüde olan-biteni nesnel bir şekilde aktarma, sınırlı olarak da yorumlama ile gerçekleştirilmiştir. Çocukluk, gençlik, ev, mahalle ortamı, aile, komşuluk ilişkileri gibi konular ise, olması gereken şekilde, yani öznel, duygu ağırlıklı bir anlatımla dile getirilmiştir. Eserin bu bölümü, otobiyografik özelliktedir.

Hâtıra yazarları, önemli tarihî olaylarda rol oynamış ya da bu olayların yakın gözlemcisi olmuş kişilerdir. Tezkan'ın Kara Kuvvetleri Karargâhında Kenan Evren ve Nurettin Ersin'le teşrik-i mesaisi olmuş, Kara Harp Akademisi ve 28'nci Piyade Tugayı Komutanlığı'nda bulunmuş, emeklilik sonrasında Cumhurbaşkanlığı'nda görev almış bir asker olarak önemli olayların yakın gözlemcisi olma vasfı öne çıkmaktadır. Kitabın alt başlığı olan Türkiye'de Asker Olmak Zor İştir bu görevlerin izdüşümü olarak nitelenebilir. Kitabın bariz vasfı, askerliğin hukukunu gözetme, silah arkadaşlığına halel getirmeme çabasıdır. Darbeler konusunda bile bu çaba su yüzüne çıkmakta,'Silahlı Kuvvetleri anlamak lâzım, durup dururken darbe yapılmaz' yaklaşımı kendisini hissettirmektedir. Fakat askerin yaptıklarını körü körüne onaylayan bir tutum da sergilenmemektedir. Bir örnek vermek gerekirse, '28 Şubat' sürecine ilişkin şu değerlendirmeye yer verilmektedir:

'1997 yılında başlayan ve adına '28 Şubat' denilen, etkisi giderek azalsa da dört-beş yıl devam eden 'süreç', toplum için olduğu kadar Silahlı Kuvvetler için de talihsiz bir hadisedir. Tarifi yapılmamış bir 'irtica' korkusu ve yüksek yargı organlarının bütün gayretlerine rağmen ne olduğu tam olarak ortaya konulamamış bir 'laiklik' anlayışı ile yapılan işler, toplumun büyük bir kesiminde ciddi acılara ve mağduriyetlere sebep olmuştur.'(s.345,346)

ZAMANIN RUHUNU ANLAMAK

Hâtıra kitaplarında, hiç şüphesiz dürüstlük, samimiyet ve gerçeklerin çarpıtılmaması esastır. Fakat pek çok hâtıra kitabında bu esasa bağlı kalınmadığını, kendini aklama kaygısının öne çıktığını, hakikatten uzaklaşıldığını görmekteyiz. Bu yola başvuranlar bilgilendirme yerine, kanıtlama yöntemini seçerek, vicdanının sesini dinlemek yerine, nefsine yenik düşerler. Yılmaz Tezkan, kişiliğiyle, eseriyle inandıklarının rağmına bir cümle dahi yazmayacak bir yazar hüviyetini bihakkın taşımaktadır.

Alçakgönüllü ve sakin bir kişi olarak tanıdığım ve değer verdiğim Yılmaz Tezkan kitaba yazdığı Önsöz'de bu ruh hâlini ortaya koymakta, hâtıra kitapları hakkında da kayda değer tesbitlerde bulunmaktadır:

'Hâtıralar tarih yazımında bir belge değildir, ama tarihçilerin ellerindeki belgeleri yorumlamakta, o belgelerin oluşturulduğu zamanın ve ilgili kişilerin ruh hâllerini tasavvur etmelerinde bulunmaz birer hazinedirler. Tarih bu kitaplar sayesinde kuru bir anlatım olmaktan çıkar. Hâtıralar sıradan okuyucular için de geçmişi ve yaşanan zamanı daha iyi anlamak imkânı verirler.

Yazdıklarım ancak şimdilerde çokça kullanılan bir kavram olan 'zamanın ruhu'nu anlamak isteyenlere belki bir nebze yol gösterebilir. Araştırmacılar, tarihçiler bu kitapta yazılanlara bakarak bazı belgelere ulaşmak gerektiğini düşünebilirler.'

Thomas Carlyle ünlü eseri Kahramanlar'da kahramanı şöyle tavsif ediyor:'Kahraman, dış dünyayı, iç dünyası ile birlikte ihâta edebilen insandır.' Yılmaz Tezkan, eseriyle bunu yapabilenlerden olmuştur.

Yazımı kitabın son cümleleriyle bitireyim:'Bundan sonrası sâdece gözden kaybolmayı beklenecek zamandır. O zamanın sona ereceği ânı da ancak bizleri Yaratan biliyor.'

Kitabın Künyesi:

Hayatımdan İzler

(Türkiye'de Asker Olmak Zor İştir)

Yılmaz Tezkan

Ülke Kitapları

2013

369 sayfa

11 yıl önce