|

Bu cinayeti sevip de aldatılanlara adıyorum

Karışık Odalar isimli ilk kitabı ile adını duyduğumuz Tuna Lütfü Yukay, ikinci romanı Çürük Tavşan ile okurunu selamlıyor. Çürük Tavşan'da hikayelerindeki rahatsız adama daha geniş yer veren Yukay, her seferinde okurunu şaşırtmayı başarıyor.

Yasin Çetin
00:00 - 16/04/2014 Çarşamba
Güncelleme: 15:11 - 16/04/2014 Çarşamba
Yeni Şafak
Bu cinayeti sevip de aldatılanlara adıyorum
Bu cinayeti sevip de aldatılanlara adıyorum

Bir insanın hayatını çaldığınızda onun ihanetlerine de katlanmalısınız. Ya da Behçet gibi vurun gitsin ikisini de. Tuna Lütfü Yukay'ın son kitabı Çürük Tavşan neye uğradığınızı şaşıracağınız bir roman. Karışık Odalar'la tanıdığımız yazar hikayelerindeki rahatsız adama daha geniş bir hayat vermiş. Hatta bir adım ileri giderek ona iki hayat yaşamasını sağlamış. Behçet. Karnı ağrıyan bir otobüs yolcusu.

Yüzeyden bakıldığında bir değişim romanı gibi görünse de aslında bir insanın değişimi ve dönüşümü değil bir gereklilik olarak herkesin değişime uğramasından bahseden bir kitap Çürük Tavşan. Çünkü Behçet için biraz değişim diye bir şey yok, o zaten hayatın içinde, olağan akışın bir parçası. Behçet, tersi dönmüş bir kazağa yaptığımız gibi kolunu sokup uç tarafından tutarak içini dışına çeviriyor. Bu dönüşüm bazılarının can sağlığına mal oluyor, Hatta Tunç, kazağın dışında kalan desen gibi hoop içe giriyor. Tunç›u bilirsiniz, şu Behçet'in kaçırıp hayatını çaldığı adam.

İÇİMİZDEN BİR GANGSTER: BEHÇET

Kitabın ismi, eğer benimki gibi bir zihniniz varsa sizi tıpkı hikayedeki gibi şaşırtabilir. Şöyle ki; Çürük tavşan denilince aklımda hiçte kokmuş ölü bir tavşan canlanmıyordu, salt bir tavşan geliyordu sadece gözümün önüne. (Aslında tavşan denilince benim aklıma hızla giden bir arabanın farlarına gözlerini dikmiş, yolun ortasında duran bir tavşan gelir ama... Neyse... Konu benim çarpık zihnim değil, Yukay'ın çarpık zihni. ) Yukay, Allah'ın cezası Zehra İşgör›den bahsederken ' Ulan dedim çek şu burnunu adamın işlerinden Zehra karısı, zira sen yol almadıkça ben burnumu koltukaltlarından çekemiyorum.' sonra hemen yumuşayıp Behçet'in kapıda kaldığı bir gün Zehra Hanım'ın onu içeri buyur ederek sobanın üstünde kızarttığı ekmeğe salça sürüp ikram ettiğini hayal ettim. Onun için bir çilingir çağırıp kapısını açtırıyordu. Güzel bir pazarlıkla çok ucuza hallediyordu bu işi de. Takıntılı rahatsız bir adam gibi görünen Behçet esasında sadece biraz hassas biri. Onun değişim hikayesinde siz de aslında onun kadar hassas olup bunu bastırdığınızı hissediyorsunuz.

ONUN YANINDA YERE ÇÖP ATMAYIN

Behçet karakterini nitelemek çok kolay geliyor insana ilk başta. 'Behçet, bir sorununuz varsa ona söyleyin halleder. Behçet, onun yanında yere çöp atmayın. Behçet, bir iki koku sürünün öyle gidin yanına. Behçet, dikkat edin! Ona benzemek gözünüzün morarmasına neden olabilir. Behçet, sevdiğinizi belli etmeyin, öldürüyor hayvan. Behçet, ona felsefe yapılmaz, adam denk getirse Sokrates'i metrobüsün arkasına bağlayıp süründürecek. Behçet, sevgilisini kaybetmiş adamın öfkesiyle görüyor her şeyi. Behçet, gölgelerin gücü adına sadfjhasdısfdjn ' Ama Behçet'i anlatmak için pek yeterli cümleler kurulamıyor. En sonunda yerinde duramayan bir arkadaşım için duyduğum hisleri ona da duyduğumu fark ettim: Behçet, ne yapsa inanırım.

Bİ' ŞEY KOKUYOR BURASI

Bir sır: İlk duyduğumuzda yüzümüzü buruşturan ama ne olduğunu bir türlü bulamadığımız o pis koku nereden gelir? Ne olduğunu anlayamasak bile zahmete girip koklaya koklaya onu araştırmak zahmetine de girmeyiz. Hayatımızda da böyle saklı kokan insanlar vardır. Hatta bazı durumlarda o kokarcalar bir araya toplanır ve biz hangisinin daha çok koktuğunu anlayamayız. Küflü kürkünü minnoş beyaz tavşanlardan ayıramadığımız Çürük Tavşan'lardır bunlar.

GÖZÜMÜZ YAZARDA

Yukay bu romandan sonra bir tane daha yazacak belki, belki bir tane de hiç beklenmeyen bir roman daha yazar, belki bir tiyatro yazar ve seyircileri gülmekten öldürür, belki 'Happy Tree Friends' gibi bir çizgi film senaryosu yazar. Kim bilir. Ama sanıyorum ki bir yerlerde yazdığı kısa kısa öyküleri vardır. Adamın biri sevgilisine hediye almak için girdiği çiçekçiden katliam yapıp çıkar, elbette çelengini de bırakır, tırnaklarını boyamayı sevmeyen bir kadın rengi çantasına uyuyorsa başka bir kadının tırnaklarını söker, tabii önce o kadının saçlarının renk tonunu över, bankadaki emekli kuyruğunda canları çıkan yaşlı insanlara acıyan bir kamyoncu kırar direksiyonu... Şimdilik bu kitap için teşekkür ediyoruz kendisine.

Kitabın künyesi:

Çürük Tavşan

Tuna Lütfü Yukay

Şule Yayınları

2013

270 sayfa

10 yıl önce
default-profile-img