|

Daguerre'nin sonunu hazırlayan cıva

Dominic Smith'in kaleme aldığı Cıva Sanrıları'ında 'fotoğraf'ın mucidi Daguerre'nin yaşamından izleri takip ederken yolda Baudelaire, Niepce ve Arago'ya rastlıyoruz

Harun Karaburç
00:00 - 9/02/2011 الأربعاء
Güncelleme: 23:16 - 7/02/2011 الإثنين
Yeni Şafak
Daguerre'nin sonunu hazırlayan cıva
Daguerre'nin sonunu hazırlayan cıva

Fotoğraçılıkta bir devrim yaratan Fransız sanatçı ve kimyager Louis Daguerre'nin hayatının anlatıldığı “Cıva Sanrıları”, Fransa'nın 19. yüzyıl atmosferini etkileyici bir dille gözler önüne seriyor. İngiliz yazar Dominic Smith'in yazdığı kitapta Daguerre'nin hayatının ve devrim sonrası Fransa'nın izlerini takip ederken karşımıza Baudailare, Niepce ve Arago gibi isimler çıkıyor. Yazar, romanını Louis Daguerre ve Baudelaire'in hayatlarından ayrıntılar vererek renklendiriyor. Dilek Berilgen Cenkciler'in Türkçeleştirdiği kitap April Yayıncılık'tan çıktı.

Sanrılar denizinde kaybolmak

Daguerre için fotoğrafın babası dersek mübalağa etmiş olmayız. 1847 yılında gümüş nitratla ışığa duyarlı hale getirilen bakır levhaların, camera obscura içinde 10 ila 20 dakika pozlanarak, cıva buharına tabi tutulup geliştirilmesiyle fotoğrafik görüntü elde etme yöntemi olan dagerreyotipi icat eder büyük mucit. Bu icat sayesinde kısa zamanda şöhrete kavuşur. Ancak Daguerre'nin hayatında herşey o kadar da yolunda gitmiyordur. Fotağraf görüntülerini yakalamada en önemli malzeme 'cıva' ile iç içe olmanın, Daguerre'nin sonunu hazırladığına dikkat çeken yazar onun giderek sanrılar denizinde kaybolduğunu söylüyor. Kendi içinde yaşadığı çelişkiler, gel-gitler o seviyeye gelmiştir ki, büyük mucit dünyanın sonunun geldiğine iyiden iyiye inanmaya başlamıştır. Ve bu 'son'dan sadece yakın arkadaşı Baudelaire'e bahsetmiştir. Dünyanın sonunun geldiğini düşünen Daguerre'nin dagerreyotiplemek istediği son birkaç şey kalmıştır. Yazarın “Kıyamet Listesi” adını verdiği listenin en başında da güzel bir kadın vardır. Listeyi gören Baudelaire kısa süreli bir şaşkınlık yaşasa da arkadaşına yardım edeceğini söyler. Bu noktadan itibaren “Bulutların Prensi” Baudelaire ve fotoğrafın babası Daguerre'nin güzel kadın arayışı başlar.

İlk aşk yeniden filizlenir

Kitapta Daguerre'nin hayatıyla ilgili karşılaştığımız en çarpıcı yerlerden biri de kuşkusuz çocukluğunun anlatıldığı bölümler. Ara ara okuyucuyu dinlendiren bu bölümlerde Daguerre'nin çocukluk ve ilk aşkını öğreniyoruz. O sıralar henüz 12 yaşında olan Daguerre gönlünü, kendinden üç yaş büyük olan İsobel'e kaptırır. Çocukken sık sık hastalanan Daguerre'ye bakmak için görevlendirilen İsobel'in gözünde ise o küçük bir çocuktur. Daguerre şimdi, elli yaşında bu kadını yeniden anmaya başlamıştır. Hazırladığı "Kıyamet Listesi"nin en başında yer alan “güzel kadın” bir anda “İsobel” olmuştur ve artık aradığı İsobel'dir.

٪d سنوات قبل