|

Derviş keşkülünde tasavvuf sohbetleri

Eskiden gezici dervişlerin halkın verdiği yiyecekleri koyduğu kaba keşkül denilirmiş. Keşkülü bu defa eline alan Necdet Tosun tasavvuf alanında farklı zamanlarda yazılmış makaleleriyle dolduruyor.

Ayşe Sevim
00:00 - 19/09/2012 Çarşamba
Güncelleme: 22:01 - 18/09/2012 Salı
Yeni Şafak
Derviş keşkülünde tasavvuf sohbetleri
Derviş keşkülünde tasavvuf sohbetleri

Keşkül, eskiden gezici dervişlerin halktan aldıkları yiyecekleri içine koydukları, hindistan cevizi kabuğundan veya abanoz ağacından yapılmış 20-30 santim boyunda, iki yanından geçirilmiş zincirle omuza asılan kayık biçimdeki kaplara verilen isimmiş. Evet, eskiden böyleymiş. Artık otobüs kuyruğunda beklerken, iş yerinde dosyaların içine gömülmüşken, çocuklarımızı hafta sonu kurslarına götürürken ne gezici dervişlerle ne de onların keşkülleriyle karşılaşıyoruz. Keşkül daha çok tasavvufla alakalı eserlerde kullanılan bir isim olarak hayatımıza giriyor. Eskiden yiyecekle doldurulan bu kabın içi artık işin ehillerince bilgilerle dolduruluyor. Profesör Necdet Tosun da bu ehillerden biri. Sayın Tosun bu kabı geçmişten alarak içine 1997 yılından itibaren farklı zamanlarda yazdığı makalelerini koymuş. Böylece Erkam Yayınları'ndan çıkan "Derviş Keşkülü" isimli çalışma tasavvuf kültürüyle ilgili geniş bir yelpaze sunmuş okurlara.

Tasavvufun farklı alanlarından eserler

Kitapta yirmi sekiz ayrı makale var. Bu çalışma, daha önce Altınoluk, Yüzakı, Şefkat, Din ve Hayat, Tasavvuf: İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi, Ekev Akademi gibi muhtelif dergilerde yayınlanmış yazıların yahut sempozyumlar için hazırlanmış tebliğlerin bir araya getirilmesiyle oluşmuş. Bu yüzden kitapta serbest bir hava seziyorsunuz. Her ne kadar ana konu tasavvuf olsa da makalelerde işlenen temalar farklı farklı. Bu durumu bir binaya girip o binanın her katındaki daireleri tek tek dolaşmaya benzetebiliriz. Böylece okur bu kitabı baştan sonu okuyabileceği gibi -binanın tüm dairelerini gezebileceği gibi- merak ettiği bir konuyu da tek bir makaleyi okuyarak da- sadece bir daireyi inceleyerek de- giderebilir.

Ağız ve kalp temizliği

Sayın Tosun her makalede seçtiği konuyu tüm veçheleriyle vermeyi başarabilmiş. Akademisyen oluşu sebebiyle, konuya farklı yönlerden bakarken bu yönleri anlayabilmemiz içinse bolca örnek kullanmış. Kitapta, tasavvuf kültüründe çiçek, ihlas, hoşgörü, tekkelerde aşure ve matem gelenekleri, Orta Asya'daki bazı dini- tasavvufi gelenekler, tasavvuf kültüründe tekke yemekleri, rabıta ve benzeri farklı konuları örneklendirerek izah etmiş.

Son olarak kitaptan bir tat sunabilmek adına "Sufilerin Gözüyle Hoşgörü" isimli bölümde anlatılan bir menkıbeyi paylaşalım istedik, Bir gün İbrahim b. Ethem bir sarhoş görmüş. Bu kişi yerde sızmış bir halde yatıyormuş. Ethem, biraz su getirip adamın başını avuçlarına almış sonra da ağzını yavaşça yıkamaya başlamış "Allah Teâla'nın isminin anıldığı ağzı böyle kir bulaşmış bir halde bırakmak hürmetsizlik olur" düşüncesiyle yapmış bu hizmeti. Sarhoş ayıldığı vakit her şeyi öğrenmiş. Sarhoş adam bu hareketteki nezaketi düşünerek tövbe etmiş ve salih bir kişi olmuş. İbrahim Ethem Hazretlerine de rüyasında: "Sen bizim için onun ağzını yıkayıp temizledin, biz de senin kalbini temizledik" buyrulmuş.

Derviş Keşkülü

Necdet Tosun

Erkam Yayınları

2012


12 yıl önce