|

Diler kim alemi nur ide Osman*

Osmanlı tarihini anlatan ilk ve en önemli kaynaklardan biri olan Aşık Paşazade Tarihi'nin yeni ve sadeleştirilmiş baskısı raflardaki yerini aldı. Kitap, Osmanlı'nın kuruluşu ve Osman Gazi döneminden cihan imparatorluğuna döndüğü II. Beyazıt zamanına kadarki süreci konu alıyor.

İrem Akyüzlü
00:00 - 19/03/2009 Perşembe
Güncelleme: 21:25 - 19/03/2009 Perşembe
Yeni Şafak
Diler kim alemi nur ide Osman*
Diler kim alemi nur ide Osman*

Aşık Paşazade Tarihi Osmanlı tarihini anlatan ilk ve en önemli kaynaklardan biri olarak gösteriliyor. Şimdiye kadar pek çok baskısı yapılan bu ölümsüz eser, sadeleştirilmiş yeni hali ile Mostar Yayınları arasından çıktı. Osmanlı'nın bir beylikten cihan imparatorluğuna geçiş sürecinin anlatıldığı kitap, Derviş Ahmed Âşıkî ismiyle anılan tarihçi tarafından yazılmış. Derviş Ahmed Âşıkî'nin hayatıyla ilgili net bilgiler olmasa da çalışmasında sarf ettiği sözlerden, İstanbul'un fethine tanık olduğu ve vefatından önce İstanbul'da yaşadığı anlaşılıyor. Âşıkî , Sultan Orhan Gazi Han döneminden Sultan II. Beyazıd Han dönemine kadar olan süreci aktarırken, tek düze bir tarih anlatıcılığına soyunmuyor. Olayları hikâyeleştiriyor, duygu ve düşüncelerini aktarıyor okuyucuya. Şiire sık sık başvuran Âşıkî adeta tarihi bir roman yazıyor.


BU AĞACIN GÖLGESİ DÜNYAYI TUTTU

“Dünyada anılamayacak ve hesaplanmayacak kadar anlaşılması zor bir çok garip olaya tanık oldum/Yaşadığım günlerde gerçekleşen olayları defterime, Oğuz Han zamanındaki olayları da gönlüme kaydettim/ Osman'ın hanedanına mensup olan gazilerin, hanların, sultanların menkıbelerini yazdım/ Soyunu ve neslini söyleyeyim ki, bu Han'ın aslının ne olduğunu anlayasın.” sözleriyle anlatmaya başlıyor Osmanlı'nın macerasını.

Çu küfür zulmeti Rum'u alupdu

Diler kim alemi nur ide Osman

Osman Gazi'nin karanlıkta kalan bu dünyayı ışığa kavuşturmak için yola çıktığını söyleyen Âşık Paşazade, onun gördüğü rüyada Osmanlı'nın geleceğinin müjdelendiğini şöyle anlatıyor: “Aralarında kerameti zahit olan bir aziz şeyh vardı. Halkın tamamının güven duydukları bir kimse idi. Dervişliği gönlünde idi. Dünyalığı, nimeti ve davarı çoktu. İlim ve irfan sahibiydi. Misafirhanesi boş kalmazdı ve Osman Gazi de bu dervişe konuk olurdu. Osman Gazi, düşünde, bu azizin kuşağından bir ayın doğduğunu, kendi koyununa girdiğini gördü. Bu ay Osman Gazi'nin koynuna girince, göbeğinden bir ağaç çıktı, gölgesi dünyayı tuttu. Her dağın eteğinden sular çıktı; o sulardan kimi içti, kim bahçeler suladı, kimi de çeşmeler akıttı. Osman Gazi geldi düşünü şeyhe haber verdi. Şeyh, “Oğul Osman! Padişahlık sana ve senin nesline mübarek olsun ve benim kızım Malhun Hatun senin eşin olsun' dedi. O an kızın Osman Gazi'ye nikah ediverdi.“


HER BİRİSİNİ GÖRDÜM VE BİLDİM

Derviş Ahmed Âşıkî şahit olduğu olaylarda, kendi tanıklığını konuşturuyor. II. Murad, Fatih ve II. Beyazıd döneminde anlattıklarının çoğu bu tanıklığının ürünü: '”Sultan Murad Han Gazi ki Sultan Çelebi Mehmed Han Gazi oğludur, Onun saltanatı devri otuz bir yıl oldu. Bu ben şıki Mehmed Derviş Ahmed, onun gazalarını, maceralarını, bütün onun halini yaptıklarının her birisini gördüm ve bildim. Ama ihtisar ettim, bu kitapta yazdım. Ol sebepten ihtisar ettik ki bunu yaptıkları dil ile beyan olunmaz. Ondan sonra nöbet oğlu Fatih Sultan Mehmed'e geçti.“

Âşık Paşazade Osmanlı'nın kuruluşu ve Osman Gazi döneminden cihan imparatorluğuna döndüğü II. Beyazıt zamanına kadarki süreci, dönemi yansıtan şiirlerle süslüyor. Her devrin belli başlı seferlerini, isyanlarını, kanun ve yeniliklerini anlatan Âşık Paşazade, önemli şahsiyetlerin şecerelerini de veriyor. Yalnızca tarih bir kaynak olmaktan öteye geçen bu eser Osmanlı tarihine farklı bir bakış açısı getiriyor. n

*Osman, karanlıkta kalan bu dünyayı nura kavuşturmak istedi.

15 yıl önce