|

Dünyaya 'söz'ün cemreleri düşüyor

Kırık Testi serisinin son kitabı Cemre Beklentisi, Fethullah Gülen'in, kendisine yöneltilen sorulara, İslam medeniyetinin geleneği ve külliyatından hareketle verdiği cevaplardan oluşuyor

Nihat Dağlı
00:00 - 8/06/2011 Çarşamba
Güncelleme: 22:31 - 7/06/2011 Salı
Yeni Şafak
Dünyaya 'söz'ün cemreleri düşüyor
Dünyaya 'söz'ün cemreleri düşüyor

M. Fethullah Gülen Hocaefendi yeryüzüne 'şairane oturan' kadim 'ozan'lardan biridir. Koca geçmiş ve her dem yenilenmiş gelenekle kurulmuş bir sine olarak 'koltuk'ta görünürken karşısında, modern zamanların dünyasında ruhlarını ikame etme kaygısını taşıyan insanlar bulunuyor. Hocaefendi gelenek/külliyat olmuş haliyle 'bugün'e müdahale ederken 'günün çocukları' da kendisine kulak kesilmekle geleneğe/külliyata ekleniyorlar. Böylelikle Tanpınar'ın formülleştirdiği hal gerçekleşiyor; yenilenerek devam etmek, devam ederek yenilenmek… Bu doğurgan bir 'sohbet' halidir. Söz uçup gitmiyor; ortalığa bırakılan kelam, insanda ve zamanda bir 'yeni'lik başlatıyor. Sohbetlerden geriye kitaplar kalıyor, sonra bu kitaplar bir külliyat oluşturuyor. Sohbetlere katılanlar da kulak kesildikleri 'söz'le aşılanıp dünyaya dağılırlarken, vardıkları yerlerde birer cemre olmak niyetiyle yaşıyorlar.

Yeni dünyanın inşasında harç olmak

“Kırık Testi” bu sohbetlerden oluşan bir serinin başlığı… Cemre Beklentisi ise bu serinin onuncu kitabı… Gülen imzalı kitapların muhtevası mutlaka önemli, ancak kitaplara konulan isimler de bir o kadar dikkat çekicidir. Hocaefendi'nin yaptığı isimlendirmelerin hepsinde bir tecrid (soyutlama) kaygısı sözkonusu. Cemre Beklentisi'nde de aynı durum geçerli. Cemre nedir, nerede yaşanır ve kim bekler? Bir bahar aşısı olan cemre, kıştan geçmiş toprağa/suya/havaya düşer; onu, kışta epey üşümüş insanlar bekler. Fakat, kitabın ismi olan “Cemre Beklentisi'nde altı çizilen, başka türlü bir şey! Gülen'in beklentisi içinde olduğu şey, yenik düş(ürül)müş bir medeniyetin mensubu insanların aşılanıp dirilmesi, sonra 'yeni dünya'nın inşasında harç olmalarıdır. Zira o, zaman ve mekânda yaşananı Sünnetullah'a yaslanan bir okuma içinde tefekkür ederek dilini/tasavvurunu kuruyor. Sünnetullah'ın yurdu olan kâinatın tefekküründe insana bir ontoloji kurarken içtimaiyatı ve dünyanın hallerini ise insanın kendinden dışarıya çıkışı perspektifinde okuyor.

Tüm sabahlara aktif bir özne olarak uyanmalı

Peki, Cemre Beklentisi'nin muhtevasında ne var? Özetle şu: Bugün dünyanın bütün dilleri, dinleri ve kültürleriyle iç içe yaşayan Anadolu merkezli insanlardan bahsediyoruz. Gökkube altında ruhlarının ikamesine çalışan bu insanlar, karşılaştıkları soru(n)ları Gülen'e taşımış; Gülen de bunlara, İslam Medeniyeti'nin geleneği ve külliyatından hareketle cevaplar vermiş. Dünyanın tüm sabahlarına aktif bir özne olarak uyanan bu Anadolu merkezli insanların soruları daha zengin, daha renkli ve daha yaşanılır bir yarın umudunu taşıyor. Ve Hocaefendi iyi bir geleceğe işaret olan bu soruları vesile ederek modern zaman Müslümanlarına rehber bir değerler atlası sunuyor. Ortaya konan bu atlas, başka türlü bir cemre beklentisine işaret oluyor.



13 yıl önce