|

Enderûn'un mufassal tarihi

Kitabevi Yayınları, Tayyâr-zâde Atâ'nın Târîh-i Enderûn ve Târîh-i Atâ adlarıyla da bilinen Topkapı Sarayı Tarihi'ni Aralık ayında okuyucu ile buluşturuyor

Ayfer Kılıç
00:00 - 5/11/2010 Cuma
Güncelleme: 01:19 - 3/11/2010 Çarşamba
Yeni Şafak
Enderûn'un mufassal tarihi
Enderûn'un mufassal tarihi

Tayyâr-zâde Atâ'nın “Târîh-i Enderûn ve Târîh-i Atâ” adlarıyla da bilinen beş ciltlik eseri, Osmanlı bürokratlarının, devlet adamlarının, bilim adamlarının ve bazı askeri sınıfın yetiştirildiği bir kurum olan Enderûn'un mufassal tarihidir. Bu eser aynı zamanda her yönüyle bir Topkapı Sarayı tarihidir.

Osmanlılarda idârî ve askerî kadronun yetiştirilmesi için teşkil edilen bir saray eğitim kurumu olan Enderun, Osmanlının başarısının sırrının anlaşılması açısından büyük önem arzetmektedir. Daha ziyade mülkî ve askerî idarecilerin yetiştirildiği bir mektep olan bu kurum, Osmanlı merkez ve taşra bürokrasisine gerekli insan gücü kaynağını oluşturmak için kurulmuştur. Bu vasfı ile Enderun, resmî Osmanlı ideolojisi veya zihniyetinin öğretilip geliştirildiği temel eğitim birimini teşkil ettiği gibi idari ve siyasi hedeflerin tayininde, devletin ana kurumlarının işleyişinde önemli bir yere sahip olmuştur.

Osmanlı devletinin ana unsurlarından olan ve devletin başarısında inkar edilemez bir yere ve şerefe sahip olan enderun hakkında birçok tarihi eserde kırık dökük bilgiler olmasına rağmen bu kurumu başlangıcından sonuna kadar her yönüyle (kuruluşu, işleyişi, kuralları, insan yetiştirme tarzı, teşrîfatı, lisanı, literatürü vb.) günümüze taşıyan en geniş anlamda başlıca bir eser yoktur. Bazı tarih kitaplarında yeri geldikçe, işlenen konuyla bağlantılı olarak Enderun hakkında bilgi verilmekte fakat bu bilgiler bu önemli kurumu tam anlamıyla tanımamıza yeterli olamamaktadır. Osmanlı döneminde yazılan bazı teşrifat kitaplarında da bu kurumun bazı yönlerine değinilmiş ama her anlamdaki işleyişiyle ilgili doyurucu bilgi verilmemiştir.

Tayyâr-zâde Atâ'nın “Enderûn Târihi” adıyla da bilinen ve ebced hesabıyla eserin tamamlandığı tarihi de (1291) veren “Târîh-i Atâ” adlı eseri ise enderunla ilgili yukarıda sayılan birçok bilinmezliği gün ışığına çıkaran, kapalı kalmış birçok soruya cevap veren, hatta çok ilginç işleyiş tarzıyla ve özel lisanıyla bazen bizi şaşırtan bu kurumun hususi literatürünü sunan, kısaca enderun hakkındaki her ayrıntıyı derleyip toplayarak bir bütün halinde günümüze taşıyan bir eserdir. Tayyâr-zâde Atâ'nın 1293'te basılan “Târîh-i Atâ” adlı enderunla ilgili eseri Hafız Hızır İlyas'ın yine enderunla ilgili “İlyas Efendi Mecmuası”, “Letâ'if-i Enderûn” veya “Târîh-i Enderûn” adıyla meşhur olan ve asıl adı “Vekâyi-i Letâ'if-i Enderûniyye” (Baskı tarihi 1276) olan eserinden 17 yıl sonra yayınlanmıştır. Letâ'if-i Enderûn'da Enderun ile ilgili birçok konuya (o devirde enderundan yetişen şairler, enderun hayatı, oynanan oyunlar, tertip edilen eğlenceler, padişahın biniş merasimleri, şehzade ve hanım sultanların doğumu; bayram, ramazan merasim ve eğlenceleri, saz ve söz alemleri vs.) değinilmesine rağmen daha çok yazarın enderunda bulunduğu 19 yılın intibalarını yansıtması ve daha başka nedenlerle eleştirilere uğramıştır. Hatta Tayyâr-zâde Atâ'nın Târîh-i Atâ'sına takriz yazanlardan bazılarının bu eseri “ser-â-pâ güft ü şenîd ve bir cerîde-i tomâk u cirîd” yahut “vukû'ât-ı 'âdiye-i gayr-i müfîde ve ıstılâhât-ı nâ-şenîde” şeklindeki değerlendirmeleri adı geçen eserin alanındaki boşluğu yeterince dolduramadığını göstermektedir.

İşte Tayyâr-zâde Ahmed Atâ Bey bu alandaki boşluğu görerek, daha sonra yerli yabancı bütün araştırmacıların temel kaynak olarak kullandıkları ve başvurdukları bu eseri hazırlamıştır. Atâ Bey, bu eseri hazırlarken yıllarca kaldığı enderundaki gözlemlerini; tuttuğu notları; özellikle kendisi gibi uzun yıllar enderunda kalıp beş padişah (III. Mustafa, I. Abdulhamîd, III. Selim, IV. Mustafa, II. Mahmud) dönemini idrak eden ve ömrünün büyük bir kısmını enderunda ve devlet hizmetinde geçirdiğinden sarayla içli dışlı olan babasının ifadeleri, bilgileri ve görüşlerini; çok yaşlı olup da kendi devrinde hala yaşayan ve eski devirleri çok iyi bilen devlet adamlarının intibalarını vs. değerlendirmiştir. Bu eseri bu kadar değerli kılan en önemli neden ise eserini hazırlarken Tayyâr-zâde Atâ Bey'in, bugün bazılarının adından dahi haberdar olmadığımız, o zamana kadar yararlanılmamış hatta tanınmamış olan önemli eski tarihi kaynakları (Arapça, Farsça, Türkçe, Rumca) görmesi ve bunlardan faydalanmış olmasıdır (bu eserlerden 5 ciltlik tarihin içerisinde muhtelif yerlerde bahsedilmekle beraber üçüncü cildin sonunda tek tek sayılmıştır).

Tayyâr-zâde Atâ Tarihi'nin Muhtevası:

1. ciltte Osman Gazi'den Kanuni Sultan Süleyman'a kadar olan on padişah devrinde yapılan işler, Topkapı Sarayı'nın bazı teferruatı ve binaları, Yavuz Sultân Selîm'in Mısır'ı Fethi ve Emânât-ı Celîleyi İstanbul'a Nakli, Saraydaki koğuşlar ve bu koğuşlardaki kanun ve nizamat,saraydaki bütün kurumlar ve çeşitli törenlere ait resimler yer alıyor.

2. ciltte Sarây-ı hümâyûnun iç dâiresinden (enderundan) yetişerek sadrazam olanların hayat hikayeleri ve yaptıkları hizmetler hakkında bilgiler aktarılıyor.

3. ciltte hayatta bulunan vüzerâ-yı izâmın hayat hikayeleriyle, re'îsü'l-küttâb, padişah imamları, defterdarlar ve devletin diğer ileri gelenlerinin ayrıntılı hayat hikayeleri anlatılıyor. Bu cildin en önemli özelliği ise müellifin, tarihinin kaynaklarını, bu eseri yazarken faydalandığı eserleri bir bir saymasıdır ki bu bilgileri bu cildin sonunda görüyoruz.

4. ciltte Osmanlı padişah ve şehzadeleriyle enderundan yetişen şairlerin hayatlarına dair bilgiler ve şiirlerinden örnekler veriliyor. Örneğin bu padişahlardan Yavuz Sultan Selim'in Farsça divanından önemli bir kısım, II. Bayezid, Fatih Sultan Mehmed ve Kanuni Sultan Süleyman'ın şiirlerinden, Şehzade Cem, Korkut vs.'nin şiirlerinden çok miktarda örnek alınmıştır. Ayrıca bu padişahların her birinin devrinde enderundan yetişen şairlerin şiirleri de örnek olarak alınmış, bunların önemine göre farklı sayıdaki manzumelerine yer verilmiştir.

Son ciltte ise önce Osman Gazi'den başlayıp Sultan Abdülaziz'e kadar padişahlara göre kronolojik kısa bir Osmanlı tarihi verilmiş, bu padişahların hayrât ve müberrâtı sayılmıştır. Daha sonra Osmanlı Devlet yönetimi açısından büyük önemi haiz olan ve Mora fatihi şehid sadrazam Ali Paşa tarafından yazılan, başlıbaşına küçük bir eser niteliğindeki talimat ve nasihatların metni verilmiştir. Bunun akabinde dördüncü ciltte şiirleri bulunan şairlerin, dördüncü cildin basımından sonra ele geçen şiirleri ile yine padişah dönemlerine göre birçok şairin şiirleri önemine göre az veya çok bu cilde yerleştirilmiştir. Bu ciltte yeri geldikçe yine enderunla ilgili bazı bilgiler, ayrıca bazı özel konular (örneğin Şâhin Giray hadisesi) da işlenmiştir. Bu cildin sonunda müellif Tayyâr-zâde Atâ'nın kendi şiirlerinden de bolca örnekler verilmiştir.



13 yıl önce