|

Hamiler olmasaydı sanat olmazdı

Tuba Işınsu Durmuş, 'Tutsan Elini Ben Fakirin/ Osmanlı Edebiyatında Hamilik Geleneği'nde bu alanda sınırlı sayıda yapılmış çalışmalara yeni bir boyut katarak, sanatı ve sanatçıyı hamilik geleneği üzerinden ele alıyor

Şükran Çifci
00:00 - 9/09/2009 Çarşamba
Güncelleme: 22:37 - 8/09/2009 Salı
Yeni Şafak
Hamiler olmasaydı sanat olmazdı
Hamiler olmasaydı sanat olmazdı

Hafızalardan silinmeyen pek çok esere imza atan Emine Işınsu'nun kızı Tuba Işınsu Durmuş, hamilik sistemini esas alan, aynı zamanda da Osmanlı'da sanata ve sanatçıya verilen önemi anlatan 'Tutsan Elini Ben Fakirin/ Osmanlı Edebiyatında Hamilik Geleneği' isimli bir kitap kaleme aldı. Bilkent Üniversitesi'nde hazırlanan bir doktora tezinin kitaba dönüştürüldüğü bu eserde, Osmanlı edebiyatı sahasında hamilik sisteminin nasıl çalıştığı ve sanatçıların bu sistem içerisinde sanatlarını nasıl ürettiği anlatılıyor.

Işınsu'nun da belirttiği gibi hamilik geleneğinde devlet yöneticileri, sanatçıları yaptıkları işleri öncelikle kamuoyuna ve sonraki çağlara aktaracak ve adlarını ölümsüzleştirecek kişiler olarak görürlerken, sanatçı da bu yolda sanatını icra edebilecek bir ortam yakalamış oluyor. Karşılıklı yararlanmaya dayanan bu sistemde yöneticiler ya da toplumun önde gelenleri, kendilerine yakın buldukları, sanatını beğendikleri sanatçıların hamileri oluyor. Böylece hem kendileri adına övücü mahiyette eserler yazılıyor hem de toplum içinde sanatın gelişmesine katkıda bulunuluyor. Keza sanatçı için de hami bulmak sanatını yerine getirebileceği rahat ortamı bulabilmek demek. Osmanlı'da sanatın gelişmesinde büyük etken olan bu gelenek, Işınsu'nun kitabında, başlangıcından itibaren ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Kitap, Osmanlı edebiyatı odaklı ama Doğu ve Batı edebiyatındaki benzer sistemler de değerlendiriliyor. Buna Batı'dan gösterilebilecek epeyce örnek var: Michelangelo, Raphael, Tition, Da Vinci, Holbein, Shakespeare, Mozart, Bach gibi dünyaca ünlü sanatkârlar da ya doğrudan krala bağlı olarak saray için çalışmış ya da dönemin siyasetinde söz sahibi olan yöneticiler konumundaki ailelerin himayesinde mesleklerini icra etmişler...


YA HAMİ BEĞENMEZSE

Işınsu, Osmanlı sanatının edebiyat sahasında sanatçı ile hamiler arasındaki ilişkiyi anlatan ilgi çekici örneklerle de besliyor kitabını: Alâeddin Keykubad Necmeddin Razi'nin kendisi adına yazdığı Mirsadü'l İbâd adlı eserine karşılık, ilgi ve iltifatın yanında her harfi karşılığında ödemede bulunarak yazarı büyük bir servete kavuşturmuştu. Bunun gibi pek çok sanatçının eseri karşılığında büyük paralarla ödüllendirildiğini görüyoruz. Fakat kitaptan öğrendiklerimize göre bu durum her zaman öyle olmamış. Sultan Bayezid, şair Likâyi'nin sunduğu kitabı beğenmeyince ateşe atmış ve "Ehli olmayan bu tür büyük işlere kalkışmasın" diye sinirini dile getirmiş.


15 yıl önce