|

Hayat bu, yaşanır gider, geriye ne kalır?

Şair, çevirmen, tiyatrocu, yayıncı ve dahası. Yetmiş dört yıllık ömrüne bir çok anı sığdıran Ülkü Tamer tüm bunları Yaşamak Hatırlamaktır kitabında topladı

Aysel Yaşa
00:00 - 10/08/2011 Çarşamba
Güncelleme: 23:32 - 1/08/2011 Pazartesi
Yeni Şafak
Hayat bu, yaşanır gider, geriye ne kalır?
Hayat bu, yaşanır gider, geriye ne kalır?

İkinci Yeni'nin yüreğini oluşturan, 1,5 yıllık yedek subay öğretmenliğinde çocuklarla hemhal oluşunu şiirlerine yansıtan Ülkü Tamer anılarını bir kitapta topladı. Doğan Kitap'tan çıkan Yaşamak Hatırlamaktır kitabı, bugüne dair dersler çıkarabileceğimiz, zengin bir hatırat niteliğinde. Zülfü Livaneli'nin çok meşhur olmuş şarkısı Güneş Topla Benim İçin'in sözlerinde imzası bulunan Tamer, tıpkı şarkıda olduğu gibi seher yelinde yollara çıkıyor ve kâh üzgün kâh neşeli süren hayatına dair topladıklarını bir güneş demeti sıcaklığında sunuyor okura. Kitap, İpekçi Tahsin'in Oğlu, Nakip Ali'nin Sineması, Sahne Tozu, Genç Şair Dergilerde, Bir Garip Öğretmen, Sinemalar, Şiirler, Kediler gibi birbirinden farklı on bölümden oluşuyor. Şairliğin yanı sıra yayıncılık ve bir dönem oyunculuk yapan Tamer'in hatıratlarında Abdi İpekçi de var, Haldun Taner de. Onat Kutlar, Cüneyt Arkın, Orhan Kemal'e de anılarında yer veren yazar kitabın önsözünde “Yaşamım boyunca günlük tutmadım. Not tutmadım. Eş-dost toplantılarında oradan buradan anılar anlatılır ya, benimkiler de öyle zamanlarda su yüzüne çıktı. Bu kitap bir yaşam öyküsü değil. Olsa olsa, yaşamımdan çizgiler. Belirli bir sıra gözetilmeden, kendiliğinden beliren renkler. İçinde karakter tahlilleri yok. Ufacık olaylar var. Başkalarının yaşamlarını bilemem, ama benim yaşamımı böylesine ufacık olaylar belirledi” diyor.

Öykü İpekçi Tahsin'le başlar

Eşine anlattıkları birikince onun tavsiyesiyle yaşadıklarını kaleme almaya başlayan yazar, söze İpekçi Tahsin'le, yani babasıyla başlıyor. Devamında hayatında önemli yer tutan Gaziantep'ten portreleri sıralıyor. Daha sonra şiirli günlere, Hukuk Fakültesi kantininde geçen zamana, Milliyet'teki doğum sancılarına yer veren yazar ilerleyen bölümlerde Cüneyt Arkın olarak bildiğimiz Fahrettin Cüreklibatur'un şiir yazmayı bıraktığına ne kadar üzüldüğünü de belirtiyor. Yılmaz Güney'i öğrencileriyle buluştururken yaşadığı gurur, Münir Özkul'un onu okulunda ziyaret edişiyle, Adile Naşit'in kendisini bir mola yerinde buluşuyla katlanarak artmış. Kitabın geniş bir bölümünü öğretmenlik yaptığı döneme ayırmış Tamer. Öğrencileriyle yaşadıklarını hep güzellikle anan yazar, böylece şiirine katkıda bulunan o çocuksuluğa da selam göndermeyi unutmamış. Kitabı okuyup bitirdiğinizde yaşanmış bir hayata değil aşina olduğunuz isimlere, Türkiye'nin geçirdiği süreçlere de yeniden şahit olacaksınız. Hayat bu, yaşanır gider, geriye ne kalır? Tamer'in kitabı bu soru için iyi bir cevap niteliğinde.



13 yıl önce