|

Hayyam “Şarap” dedi biz “Sarhoş!” dedik

Asırlık rubaileriyle günümüze tesir edebilen şair, matematikçi, astronom Ömer Hayyam Sadık Yalsızuçanlar'ın kalemiyle bir kez daha hayat buluyor. Hayyam'da şairin diri sesi olarak Yalsızuçanlar'ı dinliyoruz

Harun Karaburç
00:00 - 10/08/2011 Çarşamba
Güncelleme: 22:59 - 1/08/2011 Pazartesi
Yeni Şafak
Hayyam “Şarap” dedi biz “Sarhoş!
Hayyam “Şarap” dedi biz “Sarhoş!

Yazın dünyasının üretken ve çok okunan yazarlarından Sadık Yalsızuçanlar, İranlı dahi şair, matematikçi ve astronom Ömer Hayyam'ı anlatıyor. Timaş Yayınları tarafından ikinci baskısı geçtiğimiz ay okura sunulan Hayyam, “Biz sarhoşken henüz üzüm yaratılmamıştı” diyen Ömer Hayyam'ı geniş bir perspektifle ele alıyor. Yalsızuçanlar 2008 yılına ait Turuncu Dergisi'nde yayınlanan söyleşisinde onu 'şarap' şairi olarak görenlere, yanlış anlayanlara “Onunkisi, Hz. Mevlana'nın dediği gibi üzüm sarhoşluğu değildir, onun da sarhoşluğunun sonu yoktur. Hayyam, Tahran kitaplığında kayıtlı, Risale-i Vücudiye (Varlık Risalesi) adlı eserinde, 'üç tür bilgi edinme yol'undan söz eder. Birincisi felsefecilerin izlediği yöntemdir, ikincisi kelamcıların veya zahir bilginlerinin yoludur, üçüncüsü ise irfan sahiplerinin yoludur, der ve kendisinin üçüncü sınıftan olduğunu belirtir. Hayyam'ı kendi anlatımından okumak en doğrusudur. Fakat burada insanları yanıltan onun bir mazmun (imge) olarak kullandığı şarap'tır. Şarap, mey, meyhane, desti vb. kelimeler Hayyam'ın rubailerinde en çok kullandığı kelimelerdir. Hayyam, Hüseyin Nasr'ın da belirttiği üzre, bunları, özellikle batın ilmini inkar eden zahir ulemasına karşı üst düzeyde bir dil oyunu olarak kullanmıştır. Hayyam'ın bu şaşırtıcı hatta ironik olarak okunması gereken mazmuna dayalı anlatımı şiirin dışına, kabuğuna bakan, içe nüfuz edemeyenleri yanıltır.” cevabını veriyor.

Ham insanı al karşına, söylet azıcık

Yalsızuçanlar, Hayyam'ın diri bir sesi olarak karşımıza çıkıyor bu kitapta. Çoğu yerde onun en güzel rubailerinden örnekler vererek kendi şiirsel diliyle okuyucusuna ulaştırıyor. Hayyam'ın içsel yolculuğunu yazdığı günlükler de kitabın dikkat çeken özelliklerinden. Ayrıca kitapta Hayyam ile aynı medresede eğitim alan Nizamül Mülk ve Hassan Sabah da yer yer karşımıza çıkıyor. Asırlar öncesinde yazdığı rubaileriyle, akıl yürütmeleriyle Hayyam'ın günümüze tesir etmesi heyecan verici bir durum. Adına kitapların yazılması da bu sebeple olsa gerek. Onun duygu ve düşüncelerinin kalbimize tesir edebilmesinde. Hayyam sadece duygu yüklü işler de yapmıyordu ayrıca. Kaynaklar onun çok iyi bir matematikçi ve astronom olduğunu söylüyor. Acaba 'şarap' içmeden sarhoş olan bu dahi şair rasathanede gökyüzüne baktığında yalnız yıldızları mı görüyordu? Yoksa şu rubaisinde Hayyam yalnızca ham insana mı sesleniyordu:

Ben, gönlü temiz insana kurban olayım.

Gezsin başım üstünde benim, hoş tutayım.

Ham insanı al karşına, söylet azıcık,

Dön, sonra cehennem ne imiş, gel sorayım.

O şarabın etkisiyle sarhoş olmadım

“Şarabı sarhoş edici bir içki olarak tatmamama rağmen sarhoşluğum hep arttı. Ve öyle bir an geldi ki ne kendimi ne gayr'ı bildim” diye bir cevap veriyor Ömer Hayyam kendisi hakkında yanlış yorumlar yapanlara.

13 yıl önce