|

Hüseyin ruhu Yezid nefsi temsil eder

HASAN YILMAZ
00:00 - 6/02/2008 Çarşamba
Güncelleme: 13:32 - 13/02/2008 Çarşamba
Yeni Şafak
Hüseyin ruhu Yezid nefsi temsil eder
Hüseyin ruhu Yezid nefsi temsil eder

Sadık Yalsızuçanlar'ın 'tüm eserleri'ni yayınlayan Kapı Yayınları'ndan yeni bir kitap geldi: "Her Yer Kerbela". Hz. Muhammed, Ehl-i Beyt, Hz. Ali, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'i, Kerbela faciasını, nedenlerini ve sonuçlarını konu alan çeşitli söyleşilerden, mersiyelerden, Nehcü'l-Belağa'dan ve Hz. Hüseyin'le Hz. Hasan'ın çeşitli eserlerinden, mektuplarından seçmelerden oluşan bu kapsamlı kitap, Muharrem ayının ilk günlerinde okurla buluştu.

Efendimiz'in (asm) kutlu soyundan gelen Hz. Fatıma, onun kutlu eşi, Peygamber'in amcasının oğlu, Allah'ın arslanı, velilerin sultanı, bilgeliğin büyük kılavuzu Hz. Ali ve yine cennet gençlerinin efendisi olan Hz. Hasan ve Hüseyin, İslam geleneğinin bir bakıma kurucu ailesini oluşturur. Peygamber'in sevgili torunu Hz. Hüseyin'in, İslam'ın kurucu ilkeleri uğruna canını verdiği Kerbela, İslam tarihinde birinci ve önemli kırılma anıdır.

Yalsızuçanlar'ın kitabı, bu kutlu soyun uğradığı zulme, bu büyük zulmün metafiziksel anlamına, Kerbela'da yaşanan o yürek dağlayıcı olaya, öncesi ve sonrasına, irfani ve tarihi yönleriyle ışık tutmaya çalışan çeşitli konuşmalardan oluşuyor. Seyyid Hüseyin Nasr'dan Abdulkerim Süruş'a, Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak'tan Cemal Şeher'e, Reha Çamuroğlu'ndan Hüseyin Hatemi'ye, Alevi dedelerinden Caferi cemaatinin kılavuzu Selahattin Özgündüz hocaya birçok ehl-i beyt aşığı ve uzmanı ile yapılmış bu söyleşiler... Kitapla asıl amaçlanan ise okuyanda ehl-i beyt-i Mustafa sevgi ve saygısını derinleştirmek, Kerbela'nın hatırasını canlı tutmak ve Hz. Hüseyin'in insanlığa verdiği dersten nasiplenmelerini sağlamak.


RUH VERİCİ, NEFS ALICI

Kerbela şehidi Hz. Hüseyin, Cemalnur Sargut'un isabetle vurguladığı üzere, 'ruh'u, Yezid ise, 'nefs'i temsil eder. Hüseyin, fedakardır, ilkelerin koruyucusudur, mutlak adalet ilkesi için canını vermiş, kurban olmuştur, cömerttir, merhamet ve şefkat burcundandır, koruyucu, gözetici ve bağışlayıcıdır. Yezid ise, kötülüğü emreden nefs'in simgesi olarak okunmalıdır ve hep almak, çalmak, öldürmek, yok etmek ister. Bu açıdan bakıldığında insanlık tarihinin her döneminde Hüseyin'ler ve Yezid'ler olagelmiştir. Bugün de İslam coğrafyasının birçok kesimini kana bulayan emperyalist odaklar Yezid'liği sürdürmekte, Hz. Hüseyin'in kutlu izini takib eden mazlumlar da ilkeleri koruma uğruna canlarını vermektedir. İslam, Hz. Hüseyin'e göre, evrensel bir hidayet çağrısıdır; Yezid'e göre, iktidar aracıdır:"Yezid bizim nefs-i emaremizin mücessem halidir. Yezid, her istediğini almaya almış; Hüseyin, Allah'ın her istediği şeyi vermeyi kabullenmiştir. Ruh verici, nefs alıcıdır."

Hz. Hüseyin'in doğum gününde doğduğu için anne babasının onun adını koyduğu Prof. Dr. Seyyid Hüseyin Nasr " "Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır" hadisini bakın nasıl açıklıyor kitapta: "Sufiliğin ilkbaharı Hz. Peygamber vasıtasıyla Hz. Ali'de olmuştur. O şüphesiz Müslümanlar tarafından Kelamın, İslam irfanının kurucusu olarak bilinir. İslam hat sanatının, kaligrafisinin kurucusudur. Her şey ona atfedilir".

Haydar Ergülen için de Hazreti Ali, ayrı bir anlam ifade ediyor: Küçükken yılda bir yapılan görgü Cemlerine giderdim. Oralarda sık sık adımın geçtiğini duyardım. Sonra öğrendim ki, benim adım da Hazreti Ali'nin adıymış. Haydar-ı Kerrar. Oradan Pir Sultan'ın adı olduğunu öğrendim. Biraz bunun sevinciyle büyüdüm ve Hazreti Ali'nin Peygamber'in Ehl-i Beyt'i olduğunu ailesi olduğunu, hatta yol kardeşi olduğunu, musahibi olduğunu, öğrendim. Çünkü Alevilikte yol kardeşliği, musahiplik vardır. Bizim ilk musahibimiz de Hazreti Peygamber ile Hazreti Ali'dir.


ALİ HALA BURADA

Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak Şia'yı açıklıyor ve Kerbela hadisesisin inanan biri için ne kadar büyük bir trajediye işaret ettiğinin altını çiziyor. Reha Çamuroğlu ise Kerbela'nın edebiyat geleneğimiz içindeki yerine değiniyor ve şii gelenekteki masumiyet inancına ilişkin düşüncelerini şu ifadelerle aktarıyor: "Bugün hala İslam toplumları içinde masum bireylerin olduğuna inanılıyor. Ben bunun doğuştan masum bireylerin olduğu şeklinde algılanabileceği kanaatinde değilim. Masumiyetin, fiillerle kazanılan bir şey olduğunu düşünmüyorum. İran'da bu var. Bugün masum doğanlar ve masum ölecekler var. Böyle bir düşünce bana yabancı geliyor. Hazreti Ali'nin asası Nil deryasında tabi biliyorsunuz. Hırkası bir dervişte. Düldül'de hala savaşta. Düldül'ün hala savaşta olduğu bu dünyada Hazreti Ali burada Allah'a şükür, hazreti Hüseyin de burada. Tabii ki Yezid'ler mebzul miktardadır.


YEZİD'LER DÜNYAYI CEHENNEME ÇEVİRİYOR

Hüseyin Hatemi bugün Yezid ve Hazreti Hüseyin'i kimlerin temsil ettiğini şöyle anlatıyor kitapta: Bugün Yezid'den güçlü Yezid'ler vardır. Şerri temsil etmede hiç birisi farklı değildir ama bugünün Yezid'leri, yalnız Kerbela meydanını değil, bütün Irak'ı ve dünyayı cehenneme çevirmeye kadir bir teknolojiye sahiptir. Bütün yapacağımız şey, bu şerre karşı insanlığı uyandırmaktır ve ümid edelim ki bu yanlış ve yeryüzünde zorbalıkla değil, dayatmayla değil, gene rivayetlerde belirtildiği gibi insanlar gönül rızasıyla artık batıldan çektikleri için hakkın, sevginin, adaletin, kadrini bilir olsunlar ve gönül rızasıyla "Yeryüzünde salih kullarım varis olur" ayeti gerçekleşsin.


Her Yer Kerbela
Sadık Yalsızuçanlar
Kapı Yayınları
316 sayfa

16 yıl önce