|

İfadenin eli mânânın eteğine ulaşmaz

Aşkla ilgili metafizik psikolojiyi ele alan ilk Farsça deneme olan 'Aşıkların Halleri'nde Ahmed Gazali, kalplerdeki sırrı, onbirinci yüzyıl sufi şairlerinin dizeleriyle desteklediği metinlerle aktarıyor.

Ozan Sönmez
00:00 - 9/07/2008 Çarşamba
Güncelleme: 00:34 - 9/07/2008 Çarşamba
Yeni Şafak
İfadenin eli mânânın eteğine ulaşmaz
İfadenin eli mânânın eteğine ulaşmaz

İmam Gazali'nin kardeşi olan Ahmed Gazali, dergahlarda mürid yetiştiren bir sufi şeyh olarak tanınıyor. Tasavvufa kardeşinin etkisiyle girdiği söylenen İmam Gazali'nin Ahmed Gazali için “Biz aradık, o buldu” dediği rivayet ediliyor. Sevanihu'l Uşşak kitabı ömrünü tasavvufa adayan, Farsça ve Arapça bir dizi küçük risale kaleme alan Ahmed Gazali'nin en uzun eseri olarak gösteriliyor. Gazali bu kitabı öğrencilerine okutulacak bir ders kitabı olarak değil de bir dostu ya da müridinin ricası üzerine, epeyce yol katetmiş sufiler tarafından okunsun diye yazmış. Bu yüzden kitap yalın diline rağmen, anlamına vakıf olabilmek için tasavvuf diline aşina olmayı gerektiriyor. Sevanih'in tanımı kitapta şöyle yapılıyor: “Bir sufi müşahade aleminin ötesine yol almaya başlayınca gönül, ruh ve sırr gibi bazı bölgelerden ya da menzillerden geçer. Buna göre 'Alem-i ervah' da denen ruh alemi, orada bulunan ontolojik bir bölgedir ve aşkın gerçek yurdu da burasıdır. Sufi'nin bir aşık haline gelmesi de bu bölgede gerçekleşir. Sufi'nin bu bölgedeki seyri sırasında edindiği duygu, düşünce ve izlenimlere sevanih denir.”


AŞKIN METAFİZİK BOYUTU

Aşk metafiziği konusundan tam anlamıyla sistemli bir şekilde söz eden ilk sufi olarak gösterilen Ahmed Gazali'nin kitabı aynı zamanda aşıkların kalplerindeki sırları ya da salikler arasındaki mahrem konuşmaları anlatan ilk eser olarak biliniyor. Onbirinci yüzyıl sufi şairlerinin şiirleriyle desteklenen veciz ve şiirsel bir düzyazı denemesi olan kitapta Gazali, aşk konusunu salt metafizik tefekkür boyutuyla ele alıp inceliyor. Bunun için de örnek verdiği ayet ve hadislerin dışında Allah adından gerekmedikçe söz etmiyor. Bunun nedeni ise Gazali'nin aşka farklı bir yorum getirmesi. Sufilere göre aşk ilahi bir sıfattır ama Gazali bu sıfatı Zat'la özdeşleştiriyor. Böylece mutlak hakikat aşk oluyor ve bu kitapta da aşka bu açıdan bakılıyor. Gazali kayıtsız şartsız bir aşktan söz ediyor ve bu aşkta seven; Allah, insan hatta şeytan olabileceği gibi sevgili; Allah veya insan olabiliyor. Kitapta geçen 75 fasılda bazen şiir bazen de düzyazı halinde kılıktan kılığa giren aşığın sesi adeta bir perdenin ardından yankılanıyor. “Eğer anlamayan çıkarsa mazurdur, zira ifadenin eli manananın eteğine uzanamaz” diyen Ahmed Gazali'nin kitabında yer alan fasıllardan tadımlık aşkın halleri:


3. Fasıl

...Bilginin ulaşabileceği son nokta aşkın kıyısıdır. Kıyıya ulaşırsa ondan bir iki söz edebilir. Eğer aşka bir adım atacak olursa boğulabilir. Bu durumda aşktan nasıl haber verebilir? Boğulandan bilgi beklenir mi?


8. Fasıl

İnsan olmanın ayırd edici özelliği 'Allah' ı seven' olmasından çok 'Allah'ın sevgilisi' olması değil midir? Bu az birşey midir? Allah'ın 'O onları sever' ifadesini bulan insan sevgisi, nimetleri öylesine saçmıştır ki gelip geçen herkes bu nimetten yer içer, yine de tüketemez.

16 yıl önce