|

İlk vefa apartman ikincisi bu roman

“Vefa Apartmanı” romanı adını, Tevfik İleri'nin mahkum edildiği dönemde zor durumda kalan ailesi için, arkadaşlarının inşa ettikleri apartmandan alıyor

Aynur Yılmaz Ekiz
00:00 - 11/05/2011 Çarşamba
Güncelleme: 22:18 - 10/05/2011 Salı
Yeni Şafak
İlk vefa apartman ikincisi bu roman
İlk vefa apartman ikincisi bu roman

Sadık Yalsızuçanlar, 1960 darbesinde yargılanan ve ömür boyu hapis cezasında çarptırılan daha sonra da kansere yenik düşerek hayatını kaybeden Tevfik İleri'nin hayatını bir romanla okuyucularına sundu. Kitapta, Hemşin'den Vefa Apartmanı'na uzanan hayat hikayesinde yalnız bir adamın hayatının değil, bir ailenin bir ülkenin tarihinin gizlendiği belirtiliyor. Vefa Apartmanı isimli roman adını, Tevfik İleri'nin mahkum edildiği dönemde zor durumda kalan ailesi için Karayolları Genel Müdürlüğü'ndeki mesai arkadaşlarının bir vefa örneği göstererek aralarında topladıkları paralarla inşa ettikleri Ankara'da Kocatepe Camii'nin tam karşısında yer alan Vefa Apartmanından alıyor.

Yalsızuçanlar, romana Tevfik İleri'nin Kayseri Cezaevinde ailesine hitaben yazdığı şu cümlelerle başlıyor:

“Allah var. Büyük Allah var. Herşeyi görüyor, biliyor. Gördüğüne ve bildiğine inanıyorum. Gerisi laf u güzaf. Yapılacak tek şey tebessüm etmektir. Size mal mülk bırakmadım. Yalnız, size, şerefli, namuslu, erkek bir ad bırakabildim. Hiçbir zaman başınız yere bakmayacaktır. Bununla müteselliyim, siz de bununla iftihar edeceksiniz.”

İleri'yi hep örnek aldım

Sadık Yalsızuçanlar'ın Milli Eğitim Eski Bakanı Hüseyin Çelik'in ricası ile kaleme aldığı romanda, Tevfik İleri'nin Yassıada ve Kayseri Cezaevi'nde tuttuğu günlüklerden eşi Vasfiye Hanım'a yazdığı mektuplara kadar birçok özel ayrıntı yer alıyor. Kitabın yazılmasında büyük rol oynayan Hüseyin Çelik, Tevfik İleri'yi kendisine hep örnek aldığını kendisi için Vefa Apartmanı'nın da Ankara'da en sık uğradığı duraklardan biri olduğunu söylüyor. Başbakan Erdoğan'ı da bir seferinde Vefa Apartmanı'na götürdüğünü anlatan Çelik, “Aile bizi kendi evlatları gibi bağırlarına bastı” diyerek samimiyetlerini dile getiriyor. Kitabın Çelik'i en çok etkileyen bölümü ise Cahide Hanım'ın hazırladığı “Yassıada Günlükleri”. Okurken gözyaşlarına hakim olamadığını anlatan Çelik, “İnsanoğlu bu kadar zalim olabilir mi? İnsanoğlu hemcinsine bu kadar haksızlık yapabilir mi?' diye sürekli olarak kahrettim” diyor.

Yeryüzünde vefanın olduğunun kanıtı

Çelik, Vefa Apartmanı'nın inşa ediliş öyküsünü ise şöyle anlatıyor: 1960 darbesi sırasında Demokrat Partililerin gayrimeşru mallarının araştırılıyor. Bir de bakıyorlar ki Tevfik İleri'nin meşru malı da yok. Karayollarındaki mesai arkadaşları o vefa örneğini gösteriyorlar. Kendi aralarında yaptıkları bir düzenlemeyle bir araya geliyorlar ve Vefa Apartmanı inşa ediliyor. Vefa Apartmanı bize gösteriyor ki yeryüzünde vefa var. Değerli adamların yaşadıkları dönemde gerçek anlamda anlaşılmasalar bile haksızlıklara ve zulümlere uğrasalar bile bu alemden göçüp gittikten sonra üzerinden asırlar bile geçse onlar gömülen bir define gibi kendi kıymetlerini muhafaza eder.

İleri'nin mahkeme heyeti önünde hiçbir zaman eğilmediğini de dile getiren Çelik, İleri'nin şu sözünü hatırlatıyor: “Demokrat Parti'nin almış olduğu her karara, oy kullanmadığım kararlara da şimdi oy veriyorum. Siz kimi yargılıyorsunuz?” Çelik,burada İleri'nin adeta “Siz kimin mahkumusunuz” dediğini söylüyor.

Yassıada'yı bir demokrasi müzesine çevirme planlarının olduğunu açıklayan Çelik, “Yassıada'yı bu şekilde bırakmayacağız inşallah. Bundan sonra darbeye heveslenen insanlara da bu bir ibret olsun” diyor.

Ruhu bundan haberdardır

Roman'ın yazılması ve yayınlanması, Tevfik İleri'nin ailesi tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Romanın oluşum sürecini konuştuğumuz iki kız kardeşten Cahide Hanım, Yalsızuçanlar'ın evlerine girdiği andan itibaren İleri Ailesinin bir ferdi gibi olduğunu kaydederek, Tevfik İleri'ye ait ellerinde olan günlüklerden mektuplara kadar bütün malzemeleri kendisiyle paylaştıklarını söylüyor. Yalsızuçanlar'ın bu eseri ruhunu ve gönlünü koyarak meydana getirdiğini dile getiren Cahide Hanım, kitapta yazılanları bildikleri halde gözyaşları içinde okuduklarını anlatıyor.

Anne Vasfiye Hanım, şüphesiz tüm bu olanlardan en çok etkilenen isim. Cahide Hanım, kitabı ilk eline aldıkları anda annelerine 50 sayfa okuduklarını ve onun da çok duygulandığını bizlerle paylaşıyor. Babası Tevfik İleri'nin 49 sene gibi çok kısa bir ömre sahip olduğunu belirten Cahide Hanım, “Allah'ın babamı belli bir misyonla dünyaya getirdiğine inanıyorum. 18-20 yaşından itibaren memleket meseleleri ile meşgul olan bir insan. İz bırakacak işlere imza attı. Onun ruhunun da bu kitaptan haberdar olduğunu düşünüyorum” diyor.

İleri'nin diğer kızı Ayşe Hanım ise babasının vefatının ardından bu kadar sene sonra böyle bir kitabın yazılmasından dolayı müteşekkir olduklarını belirterek, “Sadık bey gibi duygusal, hissedebilen, duyabilen bir insan tarafından yapılmış olması ayrı bir önem katıyor. Kuruluktan uzak hissederek yazılmış bir kitap. Babam şanslı bir insan” ifadelerini kullanıyor.

13 yıl önce