|

İşeratü'l-İ'caz'ın en kapsamlı şerhi

Bediüzzaman Said Nursi'nin, gönüllü alay komutanı olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı yıllarında, at üzerinde, cephede kaleme aldığı İşaratü'l-İ'caz 99 ders halinde tekrar yayınlandı

Harun Karaburç
00:00 - 8/06/2011 Çarşamba
Güncelleme: 22:25 - 7/06/2011 Salı
Yeni Şafak
İşeratü'l-İ'caz'ın en kapsamlı şerhi
İşeratü'l-İ'caz'ın en kapsamlı şerhi

İnsan çevresinde olup bitenleri gözüyle, kulağıyla ve mantığıyla anlamaya, kavramaya çalışır. Çoğu zaman mananın derinine eşyanın özüne inerek bir çıkarım yapmaz. Âlimler, insan aklının zıtlık üzerine düşündüğünü, zıtlık üzerinden anlamaya çalıştığını söylüyorlar. Yani insan aklı kötüyü görmeden iyiyi, acıyı görmeden tatlıyı bilmiyor. Allah'ın varlığı, birliği ve sonsuzluğu baktığımız her noktada apaçık tecelli etmesine rağmen biz yalnız görüneni algılıyoruz. ancak bizlere görünenin ardındaki manayı göstermeye yardımcı kitaplar da yok değil. Bunların en başında Kur'an'ı Kerim geliyor. Efendimiz de Kur'an hakkında şöyle buyurmuştur: O öyle bir kitaptır ki, cinler işittikleri zaman, şöyle demekten kendilerini alamamışlardır: “Biz, doğru yolu gösteren acib bir Kur'an dinledik, ona (Allah'ın kelamı olduğuna) iman ettik.” (Cin Suresi, 72/ 1-2).

Kur'an'ın izini sürmek

“Seyyidü'l-müfessirin” yani “Müfersirlerin efendisi” olarak bilinen Bediüzzaman Said Nursi'nin, gönüllü alay komutanı olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı yıllarında, at üzerinde, cephede kaleme aldığı İşaratü'l-İ'caz bizlere manayı kavramada yardımcı olacak kitaplardan bir tanesi. Tercümeler ve Dipnotlar alt başlığıyla okurla buluşan bu güzide eser Türkçe'de “Kur'an'ın veciz ifadelerinde bulunan i'caza dair işaret yerleri” anlamına geliyor. Doç. Dr. Şadi Eren'in muhtelif düzenlemeler ve eklemeler yaparak yayına hazırladığı İşaratü'l-İ'caz'ın tam ismi ise “İşaratü'l-İ'caz fi Mezanni'l-İcaz”. Şahdamar Yayınları tarafından okura takdim edilen ve aslı Arapça olan eser, müellifin kardeşi Abdülmecid Nursi tarafından dilimize tercüme edilmiş, hala değerini yitirmeyen ender tefsirlerdendir. “İlmi, mesele mesele öğrenmek' önemli bir esastır. Bu esastan hareketle, İşaratü'l-İ'caz'ı 99 ders şeklinde takdim ettik.” diyerek eserin nasıl hazırlandığına dair bilgiler veren Şadi Eren büyük bir titizlikle çalışmış. Bugüne kadar yapılmış en kapsamlı şerh olma özelliği taşıyan eserde, Fatiha Suresi'nin tamamı ve Bakara Suresi'nden 33 ayetin tefsiri yer alıyor.

En güzel manalar en güzel lafızlarla ifade edilir

Eren, aslında Bediüzzaman Said Nursi'nin Kur'an'ın tamamına 60-70 cilt Arapça tefsir düşündüğünü ancak içinde bulunduğu şartlardan dolayı bunu gerçekleştiremediğini belirtiyor. Seyyidü'l-müfessirin ise şöyle diyor ilk ders 'ifade-i meramı'nda: “Kur'an'ı Kerim çeşitli ilimleri cami, bütün asırlardaki bütün insan sınıflarına umumi bir hitap olduğundan, ferdin fehminden çıkan bir tefsir, Kur'an'ın şanına yakışır bir tefsir olamaz. Çünkü her insanın kendine has bir meslek ve meşrebi olduğundan, nadiren taassuptan kurtulabilir. Kur'an'dan anlamış olduğu manalar hakkında, “herkes bunları böyle kabul etsin” diyemez. Fakat ekser âlimler o manaları kabul ederse, o ayrı meseledir. Kur'an'dan istinbat ettiği şeylerle kendisi amel eder, ama bunlar başkasına delil olmaz. Ancak, bir nevi icmaya mazhar olursa o başka.”

Eserin girişinde İşaratü'l-İ'caz hakkında birkaç genel bilgi veren Doç. Dr. Şadi Eren, Kur'an'daki lafız ve mana ilişkisine dikkat çekiyor. “Kur'an'ı Kerim'de en güzel manalar en güzel lafızlarla ifade edilmiştir. Onda yer alan her bir kelime, bulunduğu yere tam bir uyum arzeder.” diyen Eren, bu konuda Nas Suresi'ni örnek veriyor: Mesela, şeytanın vesveselerinden bahseden Nas Suresi'nde sıkça tekrar edilen 's' sesi, adeta şeytanın fiskoslarını ses olarak da yansıtmaktadır.


13 yıl önce