|

Kalbi keşfetmek için dokunmak gerek

Kaynak Yayınları'ndan çıkan 'Kalbimize Dokundunuz' adlı kitap farklı topraklardan Eyüp'e gelen ve burada İslam'ı yaşamaya çalışan bir grubun deneyimlerini okuyucuyla paylaşıyor. Aynı zamanda projenin sahibi olan yazar Sevde Arpacı, insanları gözlemleyip, sohbet ederek kitabı kaleme almış.

Ebru Olur
00:00 - 16/09/2013 Pazartesi
Güncelleme: 14:45 - 16/09/2013 Pazartesi
Yeni Şafak
Kalbi keşfetmek için dokunmak gerek
Kalbi keşfetmek için dokunmak gerek

İnsan denen varlığın kâinattaki tek doyumsuz varlık olduğunu söylersek hiç de mübalağa etmiş sayılmayız. Zira elindekiyle yetinmeyen, doymak bilmeyen insanlık serüveni bunun kanıtıdır. Aslına bakarsanız bu doyumsuzluk hissi onu sonsuza yönelten bir histir de aynı zamanda. Bütün maddi doyumsuzlukların altında manevi bir doyumsuzluk vardır. Örneğin güçlü olmak, hükmetmek ister insan, her şeyi idare edebilmek sahip olabilmek…

Peki bu güç ve saltanat tutkunu insan en yakınını, yani kendini idare edip tatmin edebilir mi? Hem kendi şahsi tarihine baktığında hem de insanlık tarihine bakıldığında sorusunun cevabı ortadadır. İnsanın doyum noktası maddi boyuttan çok mana boyutunda gerçekleşiyor. Çünkü madde sınırlı, mana ise sınırsızlık içeriyor. İşte bunu fark eden insan bir şeyleri aramaya başlıyor. Belki çoğu zaman ne aradığını bilmeden yola çıkıyor, fakat arıyor bir şeyleri... Çünkü manevi tekâmül isteği insanın kalbinin merkezinde duruyor. Yaşantısında karşılaştığı olayları yorumlamayı bilen ve aramak için yola çıkan insanın cevaba ulaşması da kaçınılmaz oluyor. Sormadan yaşayan insanlarsa hayatları boyunca tek bir boyutta kalmaya mahkûm oluyor. İnsan denen varlığın kâinata geliş sırrının tekâmül olduğunu fark etmeyenler ise dünya üzerinden gelip geçmiş oluyor. Ne acıdır ki pek çok insan kâinatta seçilmiş ve iltifata mazhar olmuş bir varlık olduğunun farkına varamıyor.

Bu manevi doyum ve tekâmül arayışına yönelen insan ne yapıyor? Elbette ki arayışına hizmet edecek olan ne varsa ona doğru yöneliyor. Aradığını bulabilmek için de yeryüzünde elinde olan olmayan bütün imkânları seferber edebiliyor. Çünkü hedef belli ve netleşmiştir artık. Yolculuk başlıyor, içten dışa, dıştan içe…

BİR ARAYIŞIN SERÜVENİ

Büyük şehirlerin kargaşa ve gürültüsünde boğulan ve kendi sesini bile duyamaz hale gelen insanlar içinse en büyük kendine kaçış, kitaplarla başlıyor. Belki de her yolculuk kaleme alınmalı, insanın kendi karmaşasından yine kendi dinginliğine nasıl koştuğu anlatılmalı…

Bu büyük yolculuk, kendine kaçış ve tekâmül macerasının kaleme alındığı bir kitap Kaynak Yayınları tarafından 'Kalbimize Dokundunuz' adıyla okurlara sunuldu.

Yazar Sevde Arpacı son derece kolay anlaşılır ve akıcı bir uslup ile insan denen varlığın kendi yaradılış gerçeğini ve Yaratıcı'sını arayışını anlatıyor bizlere. Kitapta anlatılan yolculuk samimi arayışın serüveni.

Dünyanın bir ucundan kalkıp geldiğinizde din nedir, İslam nedir, tasavvuf İslamın neresinde durur, ritüeller nelerdir, İslam insana nasıl bakar, insanın kainattaki gerçeğini nasıl anlatır, ona nasıl bir değer verir, kimlik ve kişilik kargaşasından nasıl kurtarır, bu doymak bilmeyen varlığın doyuma ulaşabileceği bir kaynak var mıdır, yaratıcısı insanı insana nasıl anlatır, insan sadece bu dünyaya mı aittir gibi sorular dökülüverir. Konu insansa yukarıda yazılan soruların sonu gelmez. Yazdıkça daralır satırlar…

Tabii ki bu soruların en net yankılandığı mekanlar, camiler, tekkeler, medreseler, türbeler, zaviyeler vb. mekanlardır. İnsan mekanla ilişkili yaşar. Kendini bir yerden bir yere alıp götürmenin diğer bir yoludur mekanla ilişki kurabilmek. Yani gidilen mekanlar yolculuğun da seyrini belirler bir yerde. Manevi atmosferin yoğun olduğu mekanlardır insanın kendi içine yönelebildiği yerler…

BAZI YOLCULUKLAR AĞLATIR

Kitapta anlatılan yolculuk hikayesi bir projeyle başlamış. Kitabı okuduğunda iyi ki başlamış diyor insan. Aç olan onca yüreği gönül sofrasına oturtabilmek ve o sonsuz açlığın ancak bu sofrada doyuma ulaşabileceğini insanlara göstermek ve buna zemin hazırlayabilmek, yaradılış gayesinin sırrına ermek çabasında olan insanlar için büyük bir nimettir. Kitabı okurken 'Keşke bu yolculukta ben de olsaydım' diyorsunuz. Orada yaşananlar din gerçeğinin insanların kalbine nasıl dokunduğunu ve samimiyetle yola çıkıldığında her şeyin nasıl da değiştiğini gösteriyor. Yaradanını bulmak isteyen insana Yaratıcısı tüm yolları açıyor.

Kitabın önsözünde Rus filolog Bakhtin'in bir sözüne yer verilmiş: 'Bir sözü söyleyen artık o sözü söylememiş haline geri dönemez. Bir sözü dinleyen, artık o sözü dinlemediği zamanlardaki insan olamaz. Unutabilir ama hiç duymamış haline dönemez insan.'

Ne kadar doğru ifade edilmiş. Demek ki insanın sözü duyması, işitmesi ve idrak etmesi gerekiyor. Çünkü insanı yaratan onunla diyaloğunu sözle kurdu. Onunla konuştu. Buradan yola çıkarsak madem yaratan ilk fiiiliyat olarak insanla konuştu. O zaman insan bu ilk fiili örnek alıp kendiyle konuşmaya başlamalıdır.

'Kalbimize Dokundunuz' bir masiva yolculuğuna çıkma hikayesi. Yaratıcısını ve yaradılış gayesini keşfetme yolculuğuna çıkmış insanın varlığını dinlemesi ve gerçeğine doğru yürüyüşünün hikayesi. Yazar bu yolculuğa çıkan insanları gözlemleyerek bizlere onların hallerini aktarmış. Biliyoruz ki bizde de bu hallerin hepsi mevcut. Çünkü insanın fıtri mayası aynıdır ve değişmez. Kimliğiniz ve kişiliğiniz ne olursa olsun sonsuzdan gelen bir varlık olarak hep sonsuzu ararsınız. Yeter ki aramaya ihtiyaç duyun ve yola çıkma cesareti gösterin.

Keçecizade Hayreddin Efendi'nin hikayesi gibi bir hikaye dünyanın bir ucundan kalkıp gelen ve yılların ardında gizlenmiş bir hikayeyi dinleyen birinin kalbine dokunur ve ağlatır…

Her birey bilmeli ki inandığı ve doyduğu sofraya sadece elinin yettiği değil gözünün değdiği her insan kardeşini davet etmeli. İşte Kalbimize Dokundunuz adlı kitap bu davetin bir belgesi. Projeyi uygulayan ve kitabı yazan yazarımız kendi payına düşen nimetten büyük bir lokmayı almış durumda. Ya nasip diyerek nasiplenmek, duasını yapmak düşüyor bu kitabı okuyan yolculara…

Kitabın Künyesi:

Kalbimize

Dokundunuz

Sevde Arpacı

Kaynak Yayınları

2013

104 sayfa

11 yıl önce